Logo... Yazarlar...

Nazlı ILICAK

Erbakan'la sohbet

T ürkiye korkuların girdabında... Bu korkuları tahrik ederek, besleyerek siyasi rant, maddi menfaat elde eden insanlar mevcut. Gerginlikten pay alanlar, paye kapanlar.

Bir çok kişi, korkusunun sebebini Necmettin Erbakan ile izah ediyor.

Erbakan daha iyi tanınsa, acaba gene ondan korkulur mu? Ve Erbakan'dan korkulmaz ise, Türkiye rahatlar mı?

Ortak payda

Bir grup gazeteci arkadaş, pazar günü öğle vakti Refah Partisi lideri ile biraraya geldik. O anlattı biz dinledik. Biz sorduk, o cevap verdi. Bazen de o, bizi dinledi.

Erbakan mesajını, demokrasi ve insan hakları üzerine kurdu. İnsanları, A grubu ve B grubu diye birbirinden ayırdı. Artık sağ-sol farklılaşmasının yerini, insan hakları ekseninde bir ayrışma almıştı. Dolayısıyla, farklı düşüncelere sahip olanlar demokrasi ortak paydasında buluşabilirdi.

Erbakan gülerek, "Bugün biz Batıcı olduk" dedi. "Biz dış dünyadan örnekler verirken, 'Türkiye'nin şartları farklı' itirazını yapanlar var. Oysa bizim tarihimiz ve tarihteki uygulamalar bu milletin herkesten daha kolay demokrasiye, insan haklarına uyum sağlayacağını gösteriyor. Bizim şartlarımız farklı ama müsbet manâda farklı."

Batı Kulüp

Erbakan... Bir zamanlar, Batı Kulüp diye Batı'yı aşağılamıyor muydu? Yoksa şimdi, "Dün, dündür, bugün bugün" ilkesi ile mi hareket ediyordu? "Hayır" diye cevap verdi yılların politikacısı bu soruya; ve devam etti: "Dün, 'her şeyimizle Batı'ya teslim olalım, Batı'yı taklit edelim' diyenlere karşı itirazımız vardı. Bugün de var. Biz yerli değerleri savunuyoruz. Ama insan hakları, demokrasi evrensel. Batı'daki insan hakları standardını ülkemizde görmek istiyoruz."

Askerin gölgesi

Batı standardında bir demokrasi, aynı zamanda askerin gölgesinden kurtulmuş, vasisi bulunmayan bir rejim demek.

Ama, bu hususta, Erbakan kabahati askerde değil, politikacılarda buluyor. Ona göre, hem Mesut Yılmaz, hem Ecevit sınıfta kaldı.

28 Şubat MGK toplantısından sonra, koşup Mesut Yılmaz'a gidişini ve rejimi muhafaza için destek arayışını yeniden anlattı RP lideri. "Şimdi birlik beraberlik sergileyelim, siyasi deprem geçtikten sonra, benim ve partim aleyhinde ver veriştir" deyişini gene hatırlattı. Ve Mesut Yılmaz'ın düzenlediği basın toplantısında, rejime ihanetini.

Erbakan "ihanet" kelimesini kullanmadı. Ama benim kanaatime göre, "irtica tehlikesinden(!)" siyasi rant elde etmeye uğraşan politikacıların tümü, demokrasiye ihanet etmiştir.

Mesut Yılmaz, "Erbakan mücadele etti mi, Milli Güvenlik Kurulu'nda ağzını açtı mı ki, biz tepkimizi ortaya koyalım?" diye sormuştu o zamanlar.

Erbakan Milli Güvenlik Kurulu'nda gerekli direnci gösteremediyse, suimisal emsal teşkil etmez. Kaldı ki, husumet ona müteveccihti, dolayısıyla, tankın üzerine çıkacak Yeltsinlere ihtiyaç vardı.

Mazi

Erbakan ile basın mensupları arasındaki sohbet hem maziyi kapsıyordu, hem de istikbali. Maziden hesap soruldu: Başbakanlık'taki iftar... Libya seyahati vs...

Erbakan iftar yemeğinin Diyanet İşleri Başkanlığı'na verildiğini söyledi. Sarıklı ve cüppeli kişilerin cami imamı olduğunu belirtti. Ve onların bu kıyafetlerinin sorumluluğunu Diyanet İşleri Başkanlığı'na yükledi.

(Bazı meslektaşlarımız, Hasan Hüseyin Ceylan'ın, bu hadiseyi "Gol attık" diye takdim ettiğini hatırlattı. Erbakan, her koyunun kendi bacağından asılacağı hususuna dikkat çekti)

Libya seyahati ise, müteahhitlerin parasının alınması için gerçekleşmişti. Hatta kendisi gitmek istememişti ama arkadaşları onu ikna etmişti. Erbakan'ın bu sözlerinin doğru olduğunu Radikal'den Avni Özgürel de tasdik etti.

Ekonomi

Özgürel, Refahyol döneminde, Başbakan Erbakan'ın ekonomiyle yakından meşgul olduğunu, ama her nedense ön plana hep ideolojik tartışmaların veyahut ideolojik amaçlı gezilerin çıktığını belirtti. Erbakan D 8'in kalkınmakta olan ülkeleri kapsadığını, bu girişimin ideolojik bir muhteva taşımadığını, birleşerek rekabet gücünün arttırılmasının hedeflendiğini söyledi. Ekonomide, bir sömürü düzeni, tersine çevrilmek istenmişti. Bu sebeble, KİT havuzu oluşturulmuştu. Kârda olan KİT'lerin imkânlarını, zararda olanlar kullanacak, böylece devletin borçlanma gereği azalacak, faizler düşecekti. Evet havuz bunun için oluşturulmuştu. Gerçekten de faiz oranları düştü. Erbakan ekonomide nasıl iz sürdüğünü de anlattı: "Baktık Ziraat Bankası'nın 800 milyon doları yurt dışında bir yabancı bankada. Sebebini sordum. Bir kılıf uydurmuşlar. Eğer Türkiye parasını yurt dışında tutarsa, ekonomik itibarı artarmış. Ziraat Bankası parayı bir yabancı bankaya yatırıyor. O yabancı banka, bir Türk bankasına kredi veriyor. Türk bankası da, yüksek faizle devlet bonosu alıyor. Böylece devletin parası kullanılarak, devlete yüksek faizle borç veriliyor. Bunları engellemeye çalıştık... Baktık, Türkiye Kalkınma Bankası, 600 milyon dolarlık, düşük faizle Brezilya kalkınma tahvili almış. Kendi kalkınmamızı finanse edeceğimize, Brezilya'yı destekliyoruz. Araştırdık; meğer bu işte de komisyon dönüyormuş." Beyt-ül mal'e sahip çıkmaya uğraşırken Erbakan'ın ayağı kayıverdi. H H H Özeleştiri yapmasını talep etti gazeteciler. 28 Şubat'a gelişte kendisinin hiç kusuru yok muydu? "Bizi, medya olduğumuzdan farklı tanıttı" cevabını verdi Erbakan. Ama gene de 4.5 milyon kayıtlı üyesi bulunan bir partinin bazı üyelerinin hata yapmış olabileceğini kabul etti.

"Bizden korkmayınız"

RP lideri, korku unsurunun üzerinde de durdu:

"Amerikan Yüksek Mahkemesi, Mc Carthy dönemini, ABD hukukunun yüz karası olarak nitelendiriyor. Komünizm korkusuna dayalı bir siyaset. Bir de cadılar dönemi. Biliyorsunuz, cadı diye masum kadınları yaktılar."

Neden kendisinden korkulmaması gerektiğini de izah etti Erbakan:

"1- Otuz yıldır ortadayız. Hem Ecevit'in, hem Demirel'in koalisyon ortağı olduk. Otuz yıl denendik.

2- Bir değişim yaşanıyor. Biz Batı ile samimi işbirliği istiyoruz. İnsan hakları ve demokrasi ekseninde. Batı standardında bir demokrasi talep ediyoruz. Biz A grubuyuz. Buna karşı çıkanlar, 'bizim şartlarımız farklı' diye gerekçe üretenler B grubu.

3- Bizden korkulması ilme de aykırı. Çünkü ilim, uluslararası hukuk, potansiyel tehdit, tehlike düşüncesine karşı. "Clear and present danger" Yakın ve açık tehlike olmalı. 30 yıldır ortada olduğumuza ve hiç kimsenin kılığına, kıyafetine, yaşantısına karışmadığımıza göre, potansiyel tehlike sözü de havada kalıyor.

4- Korkuya dayalı siyaset geçerliliğini kaybetmiştir. İşte ABD'deki Mc. Carthycilik veyahut cadı avı. Bunlar tarihin utanç sayfaları arasında yer almıştır.

5- Belediyelerimiz, inançlarından veya yaşantılarından dolayı kimseyi mağdur etmemiştir.

Demek akıl, ilim, tecrübe ve gerçekler, bizden korkulmaması gerektiğini gösteriyor." B grubuna sorular

Erbakan, bu korkuların sömürü düzeni devam etsin diye yaratıldığını ama kimilerin de, samimi bir korku içinde olduğunu söyledi.

"B grubu" diye nitelediklerine şunu sordu: "Acaba kendiliğinizden mi böyle düşünüyorsunuz? Yoksa baskı altında mısınız? Bu sizin fikriniz mi, yoksa size dayatılmış bir düşünce mi? Ve sizin adil barış projeniz ne?"

Adil barış derken Erbakan, her kesimi memnun edecek huzurlu bir ortamı kastediyor: Başı açık olan gibi başı örtülü olanın da serbestçe okuyup çalışabileceği, her ebeveynin çocuklarına istediği eğitimi verebileceği, bir düzen.

"Komünist Rusya'da, zahiri bir huzur ortamı vardı. Bizim istediğimiz ise, hakkaniyetin gözetildiği, adaletli bir barış" dedi Erbakan.

Gazeteciler, zaman zaman konuyu iyice güncelleştirecek sorular da sordu.

Demirel'in cumhurbaşkanlığının uzaması bile gündeme geldi. Erbakan'ın bu işe sıcak baktığı intibaını aldık.

4-5 saat müddetle, her şey sansürsüz görüşüldü. Her şey soruldu, her şeye cevap verildi. Bu gibi diyalogların çok önemi var. Çünkü insanlar konuşa konuşa anlaşır. Öyle değil mi?
 

nilicak@yenisafak.com

  21 Eylül 1999 Salı

Geri



Sohbette Erbakan, kendisinden korkulmaması gerektiğini de izah etti: "1- Otuz yıldır ortadayız. Otuz yıl denendik. 2- Bir değişim yaşanıyor. Biz Batı ile samimi işbirliği istiyoruz. 3- Bizden korkulması ilme de aykırı. 4- Korkuya dayalı siyaset geçerliliğini kaybetmiştir. 5- Belediyelerimiz, inançlarından veya yaşantılarından dolayı kimseyi mağdur etmemiştir. Demek akıl, ilim, tecrübe ve gerçekler, bizden korkulmaması gerektiğini gösteriyor."


 

|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| EKONOMİ || DÜNYA || YAZARLAR ||
|| LİNKLER || SERBEST KÜRSÜ ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj || ABONE OL ||


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© 1998 ALL RIGHTS RESERVED