SOĞUK Savaş'ın bitmesinden sonra yeni bir dünya sistemi oluşturmaya çalışan birleşik güçler, uluslararası hukuk, egemenlik, ulusal sınırlar ve meşruiyet kavramlarını da yeniden tanımlayarak, küresel düzeyde bir işgal ve parçalama dönemi başlattılar.

IRAK'I parçalayan, Kafkaslar ve Orta Asya'ya kanlı bir gelecek çizen bu küresel işgal güçleri Müslüman dünyanın güçlü ülkesi Endonezya'yı parçalamaya başladılar. Onbinlerce insanın öldüğü yalanıyla kandırılan dünya bir ülkenin çöküşüne şahit olacak.
 

İbrahim KARAGÜL

oğuk Savaş'ın bitmesinden sonra yeni bir dünya sistemi oluşturmaya çalışan Amerika liderliğindeki birleşik güçler, uluslararası hukuk, meşruiyet, egemenlik, ulusal sınırlar gibi kavramları da yeniden tanımlayarak yeni sistem için tehlikeli olabilecek veya gereksiz olan ülkeleri birer birer dize getiriyor. Bu değişim sancıları özellikle Fas'tan Endonezya'ya kadar İslam coğrafyasında yoğun bir şekilde hissedilmeye başlandı. Birleşmiş Milletler örgütünü bir meşruiyet aracı olarak kullanan bu güçler, Müslüman ülkelerdeki etnik ve dini azınlıklar sorununu yeniden tahrik ederek haritaları değiştirmeye başladı. Dün Irak'ta yaşanan ve Irak'ı parçalayan bu yeni proje bugün boydan boya bütün Orta Asya'yı sarsıyor ve Pasifik'teki güçlü Müslüman ülke Endonezya'da parçalanma sürecini başlattı. Yeni sistemin hareketli noktalarında yoğun olarak Müslüman nüfusun yaşaması, 21. yüzyılda İslam coğrafyasının 19. yüzyılda yaşadığının benzeri bir karmaşa yaşayacağı endişesini gündeme getiriyor.

'Onbinlerce insan öldü' yalanı

Avustralya'nın ulusal çıkarları, Pasifik'teki deniz yolları, ABD ile Rusya destekli Çin arasındaki tek kutuplu dünya-çok kutuplu dünya tartışmaları, Soğuk Savaş döneminde Çin ve Vietnam'a karşı kale gibi kullanılan Endonezya'ya büyük bir uğursuzluk getirdi. Doğu Timor'da çıkarılan etnik kavga ve onbinlerce insanın öldüğü, katliam yapıldığı yolundaki yalanlar Endonezya'ya yönelik uluslararası müdahale'nin zeminini hazırladı. Oysa on binlerce insanın öldüğü yolundaki haberler sadece bir yalandı. Ölü sayısı bunca kışkırtmalara rağmen 100'ü geçmemişti. Avustralya, İngiltere gibi ülkeler daha hiç bir şey olmamışken Endonezya'yı tehdit etmeye ve uluslararası askeri müdahale çağrıları yapmaya başlamışlardı bile. Dünya medyasında sesinin bile duyuramayan Endonezya bir anda bütün dünyayı karşısında buldu. Baş döndürücü bir hızla alınan kararlar ve örgütlenme sonucu görünüşte BM gücü olan işgal güçleri Doğu Timor'a çıkarıldı.

Parçalanma süreci devam edecek

Bugün Doğu Timor'u Endonezya'dan koparanlar, Ambon gibi ülkenin etnik ve dini yapısının karışık olduğu bir çok bölgede tahriklerine devam ediyorlar, etnik çatışma çıkaramadıkları bölgelerde dini çatışmalar çıkarıyorlar. Doğu Timor'u Endonezya'dan koparan güçler burada kalmıyorlar. Merkezi otoriteyi daha da zayıflatarak ordunun yönetimdeki müdahalesini artırıp toplumsal kaos oluşturma, ülkenin sorunlu bölgelerini teker teker Endonezya'dan koparma yönünde ciddi adımlar atıyorlar. Öyle görünüyor ki, yeni yüzyılın ilk dönemlerinde Müslüman dünyanın bu en kalabalık ve en güçlü ülkesinin parçalanmasına şahit olacağız. Yine öyle görünüyor ki, Müslüman dünyadaki parçalanma süreci Endonezya ile sona ermeyecek.