Uzayda toprak savaşları başlıyor: Hangi ülke ne kadar hakka sahip?

'Dünyanın dışında hayat var mı?' sorusu herkesin merak ettiği konular arasında. Gökyüzüne kafamızı çevirdiğimizde, oranın çok ötelerinde yaşamın olduğunu bilmek bütün insanların ilgisini çekiyor. Peki uzayın derinliklerinden toprak sahibi olma fikri ne kadar cazip? Devletler, bilimsel çalışmalarını sürdürebilmek için üs kurabilir mi? Hangi ülke uzayda ne kadar toprak hakkına sahip? Tüm bu bilinmeyenler haberimizde...

Foto: Arşiv.

TRT Haber'in haberine göre; Emlak piyasası “Metaverse’den arsa almak” tanımıyla yeni tanışmış olsa da uzaydan arsa almayı daha önceden başlatmıştı.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/12/06/09/48/resized_cd03a-0bd882b756609323_605.jpg

Enlemini boylamını belirleyip tapularını alan Dünya vatandaşlarının ödedikleri ücretler ise 25 dolar da oldu 20 sterlin de. “Bu satışların kanunda yeri var mı?” sorusunun cevabı resmiyette “Yok!” olsa da, insanoğlu görmediği arsasının tapusuna sahip olmayı sevdi.

Kişisel arsa alımlarının yanı sıra devletlerin uzay çalışmaları için kurduğu üsler bu konunun başka bir yönü. Zira, bu çalışmalar için kullanılan araçlar da belli arazilere kuruluyor. Son olarak Ay'a yeniden ulaşmak için başlatılan Artemis görevi kapsamında 2025 yılına kadar Ay'a astronot göndermek amaçlanıyor. Öte yandan, bu kez Ay’da kurulacak bir üs ile insanoğlunun orada kalıcı olması hedefleniyor.

Peki uluslararası anlaşmalar uzayda üs kurulmasına ne diyor? Kimin ne kadar hakkı var? Bu konuda kanunlar ne diyor? Kişiye özel arsa satışları mümkün mü? Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Araştırma Görevlisi Onur Çağdaş Artantaş ile bu piyasanın detaylarını konuştuk.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/12/06/09/49/resized_d79a7-437af87bfuture_moon_base_pillars.jpg

"Uzay merakı yeni değil"

Uzayın insanlık için merak uyandırıcı çekiciliği tarih boyunca sürdü fakat ona ulaşmak hiç kolay olmadı…Artantaş’a göre, gezegenlerdeki madenlerin kullanımının düşünülmeye başlanması uzun süredir gündemde. Bunun yanında uzayın bir savaş alanına dönmesi de bu fikirlerin bir getirisi. Tüm bunlar da hukuki gelişmeleri beraberinde getirdi.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/12/06/09/51/resized_5934e-df7794c01uigd8u1astronautinspaceearthview.jpeg

"Uzayda kimse mülkiyet edinemez"

Böyle olunca uzayın kullanımı için anlaşmaların yapılması da şart oldu. Anlaşmalar da uzayda egemenlik ilanını engelledi. Artantaş, bu anlaşmalara göre devletlerin ve kişilerin uzayda mülkiyet edinemeyeceğini söylüyor.

“Soğuk Savaş esnasında yapılan iki uluslararası anlaşma, Dış Uzay Anlaşması (1967) ve Ay Anlaşması (1978) bu konudaki referans metinlerdir. Her iki anlaşma da Dış Uzay'ı ve dünyanın uydusunu “İnsanlığın Ortak Mirası” olarak tanımlar. Dış Uzay Anlaşması’na göre devletler gökcisimlerinde egemenlik iddia edemeyecekleri gibi, bu alanlardan özel kişilere lehine mülkiyet de tesis edemezler.”

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/12/06/09/53/resized_85064-c18868e7144114928nasamars.webp

Hakları olduğunu iddia eden de var

Öte yandan, Dış Uzay Anlaşması’nın sadece devletler bakımından bağlayıcı olduğunu ve özel kişilerin gök cisimlerinde hak iddia edebileceğini savunanlar da var. Artantaş ise literatürün anlaşmanın bu şekilde dolanılabilmesinin mümkün olmadığında büyük oranda hemfikir olduğunun altını çiziyor.

Uzaydaki doğal kaynakların bu sınırlamanın dışında olduğunu, o alana ilk varıp kaynağı çıkartmaya başlayanlara engel olacak bir uluslararası ilke olmadığını savunanlar da var. Artantaş, bu varsayımın da hukukta yerinin olmadığını söylüyor.

“Zira aynı alanda faaliyet göstermek isteyen ikinci bir devlet veya kişiye de engel olacak bir ilkenin var olmaması gerekir. Buradaki hukuki uyuşmazlığın çözümsüz kalması ve fiziki güç kullanımlarına sebep olması olasıdır. Bu sebeple uluslararası anlaşmaların ruhuna uygun olarak mevcut hukuki durumda dış uzayda ve dünya dışı gök cisimlerinde ekonomik faaliyet yürütülemeyeceği esastır.”

Bilim için üs kurulabilir mi?

Fakat, bilime yol açık mı? Artantaş, “Ancak geçici bilimsel faaliyetler yürütülebileceğini ve buna yönelik alana zarar vermeyen geçici üsler kurulabileceğini kabul etmek gerekir” diye de ekliyor.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/12/06/09/59/resized_53122-1493ddabstageshouldwebeconcernedaboutweatherinspace.jpg

Peki, anlaşmaya taraf olmayan devletler için durum ne?

Bu konu biraz daha kritik bir noktada. Anlaşmaya taraf olmadığı için devletlerin hak iddia etmesi olası. Böyle olunca devletlerarası sürtüşmeler de meydana gelebilir.

"Elbette anılan iki anlaşmaya taraf olmayan az sayıda devlet, yahut bu anlaşmalardan çekilecek devletler gök cisimlerinde ekonomik amaçlı kalıcı üsler kurma girişimlerinde bulunabilir. Ya da bazı özel kişiler uzayda belli alanları fiilen işgal edebilir, hatta işgallerini bazı devletlerin mülkiyet koruması kapsamına sokabilirler. Her iki durum da uluslararası hukuk bakımından korunmayacağı gibi, devletler arasında ciddi uyuşmazlıklara ve güç kullanımlarına konu olabilir."

Ne yapmak gerekiyor?

Artantaş'a göre, dış uzaydaki ve gök cisimlerindeki üslere ve ekonomik faaliyetlere ilişkin hukukun “İnsanlığın Ortak Mirası” ilkesini pekiştirecek şekilde geliştirilmesi gerekir.