Bildiğimiz üzere geleceğin otomobil teknolojileri arasında ilk sırada elektrikli araçlar gösteriliyor. Hem yakıt ekonomisi hem de doğa dostu (en azından öyle biliyoruz) olması nedeniyle bu araçlar oldukça rağbet görüyor. Elektrikli otomobil denilince de akla ilk olarak Tesla Motors geliyor elbette. Tesla, araç yelpazesindeki 3 elektrikli otomobil ile (Model S, Model X, Model 3) kendi sınıfının açık ara en iyisi konumunda.
Geçtiğimiz ay sonunda tanıtılan Model 3'ün de şimdiye kadar yaklaşık 400,000 gibi rekor bir ön sipariş alması da insanların Tesla'ya duyduğu güveni kanıtlıyor. Şirket CEO'su Elon Musk'ın da Model 3'e kurtarıcı gözüyle baktığını ifade etmiştik.
Lakin yapılan araştırmalar Tesla'nın doğayı kirlettiğini
, hatta BMW'den bile daha fazla!
Tabii şimdi herkesin aklına şu soru gelecektir:
Bu sorunun aslında net bir cevabı yok. Zira burada bahsettiğimiz çevre kirliliği doğrudan değil dolaylı yoldan.
Araştırmalara göre Tesla'nın uzak doğu pazarına açılması büyük risk oluşturuyor. Zira Çin enerji kaynağının %60'ını, Hong Kong ise %53'ünü kömürden karşılıyor. Haliyle elektrikli otomobillerin yaygınlaşması demek, daha fazla elektrik üretilmesi ve daha fazla kömür demek. Yani daha fazla zehirli gazın doğaya salınması anlamına geliyor.
Böylece 150,000 km kullanılan Tesla ve BMW 320i karşılaştırıldığında, Tesla'nın (dolaylı yoldan) çok daha fazla çevre kirliliğine neden olduğu anlaşılıyor.
Tabii burada Tesla'nın doğa düşmanı olarak gösterilmesinin sebebi, en çok satılan elektrikli otomobil olduğundan kaynaklanıyor. Yoksa bu sorun, tüm elektrikli araçlar için aynı.
Diğer taraftan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanıldığı ülkelerde, elektrikli otomobillerin kullanılmasında bir sorun yok. Zira hali hazırda bu ülkelerde enerji büyük oranda güneş ve rüzgar enerjisinden elde ediliyor. Bu nedenle herhangi bir çevre kirliliği mümkün değil.
Bu rapor karşısında uzak doğu ülkelerinin, elektrikli otomobillere karşı nasıl bir tutum sergileyeceği de merak konusu.