İstanbul’da en çetin geçen kış mevsimlerinden biri olan 1963 yılı ocak ve mart ayında yaşananlar bugün gibi akıllarda.
Trakya'da baş gösteren ağır kış şartlarının İstanbul’a kadar ulaşmış, Edirne’de okullar 40 gün tatil edilmişti.
İstanbul’da Yeşilköy civarına aç kurtlar inmişti. Buz tutan iki nehir birleşti. Halk yiyecek ve yakacak sıkıntısı çekiyor, cenazeler olumsuz hava koşullarından kaldırılamıyordu. Terkos gölü donduğu için şehre günlerce su verilemedi.
Tren mahsur kaldı
Edirne-İstanbul treni, Çatalca yakınlarında kara saplandı, yolcular içinde mahsur kaldı. Kurtarma ekipleri bir türlü soğuktan donmak üzere olan yolculara ulaşamadı.
Gazeteciler donarak öldü
O dönem Hürriyet gazetesinde görev yapmakta olan muhabir Yüksel Kasapbaşı, foto muhabiri Abidin Behpur Tapaner, ve gazetenin şoförü Yüksel Öztürk 23 Ocak 1963 günü öğleden sonra haber için Çatalca’ya doğru yola çıktı.
Tipinin hafiflediği ertesi günü gazetecilerin aracı tekrar arandı ancak ulaşılamadı. 25 Ocak günü olay yerine gelen karayolları ekipleri kar altında kalmış aracı çıkardıklarında üç görev yolcusu da hayatını kaybetti.
3 gazetecinin naaşları o akşam özel bir trenle Küçükçekmece'ye getirildi. Kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Şehitliği'nde defnedildi.
Sadece Türkiye değil dünya dondu
Türkiye'de 1963 kışı diye anılan dünyada ise The Big Frezee olarak anılıyor. Avrupa'nın da yaşadığı en soğuk kışlardan biriydi.
Dover boğazı dondu. Şehirlerde hayat durdu. Oxford tamamen buz tuttu.