Trabzonspor için son haftalarda yaşanan puan kayıpları, içten içe camiada “Acaba yine mi?” sorularını sorduruyordu. Çünkü oynanan futbol ile kadro kalitesi doğru orantılı değildi. Ligin rakip yarı alandaki en iyi kadrosu şüphesiz Trabzonspor’a ait. Nwakaeme, Bakasetas, Visca, Cornelius dörtlüsünün yanı sıra Djaniny, Abdülkadir Ömür, Yusuf Erdoğan ve Koita... Gerçekten rakipler için korkulu rüya olacak bir liste. Ancak Abdullah Avcı’nın kontrollü oyunu son dönemde işleri zora sokmaya başlamıştı. Bu zamana kadar kontrollü oyunun getirdiği skorlar, biraz bu kısmın görülmemesini sağlıyordu. Uzun süredir gelmeyen şampiyonluk da, oyun olarak olmasa da skor olarak bu sonuçları kabul edilebilir kılıyor.
Galatasaray maçı net kırılmadır Trabzonspor için. Şayet kaybedilse, hem camia hem de medya bu konuda başka sorular sormaya başlayacaktı. Çünkü herkes, bu kadrosunun çok daha iyisini yapabileceğini, maçları böyle zora sokmasına gerek olmadığını biliyor. Bordo-mavililerin rakiplerine göre artı özellikleri var. Bunların en başında Uğurcan Çakır geliyor. Uğurcan, ligde resmen haksız rekabet oluşturuyor. Beşiktaş maçında karşı karşıya pozisyonda Larin’in vuruşunda gösterdiği refleks ve Galatasaray maçında savunmadan seken topta kontrpiyede kalmasına rağmen geri dönüp kurtarış yapması olağanüstü. Gerçekten o iki topu kurtaracak kaleci dünya üzerinde bir elin parmaklarını geçmez. Maşallah diyelim. Öte yandan, Trabzonspor takım olabilme adına da şu an ligin en iyisi. Abdullah Avcı’nın bence başardığı en önemli şey bu. Takım olabilmek. Kulübedeki oyuncuların reaksiyonlarından bunu görüyorsunuz. Hele bu sezon büyük maçlarda son bölümlerde gelen gollerden sonra, ısınan ve yedek oyuncuların sahaya fırlayışı, o anlarda şehirden gelen taraftar görüntüleri... Gerçekten özenilecek cinsten.
Ve tabi o anlarda rakip savunmaların belki binde bir yapacağı hataların peş peşe gelmesi... Bunların hepsi şampiyonluk alameti. Şampiyon olan takımlarda ben bu anlara çok şahit oldum. Galatasaray maçı kırılma maçıydı. Kaybetse hikayenin geriye sarma olasılığı belirecekti. Ancak bu galibiyet artık “Şampiyonluk hayırlı olsun” dedirtecek cinsten. Elbette matematik henüz öyle demiyor ama işaretler bu yolun geri dönülmez şekilde devam edeceği yönünde. Hele şehirden gelen görüntüler, şampiyonluğu onlar kadar kimsenin istemediğini net ortaya koyuyor.