Fenomene dönüşen seride büyük finale SON ADIMLAR

HARRY POTTER VE ÖLÜM YADİGÂRLARI (BÖLÜM 1) / Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 1

Yapım Yılı ve Ülkesi: 2010, İngiltere-ABD ortak yapımı

Türü ve Süresi: Fantastik serüven-Bilim kurgu / 146 dakika

Yapım Bütçesi: 150.000.000 İngiliz Sterlini

Gösterim Formatları: 35 mm standart sinema filmi ve 70 mm IMAX formatlarında gösterime sunulmuştur. İzleme tercihinizi, filmi sunan salonların teknik özelliklerine göre yapabilirsiniz.

Perde Oranları: 2.35:1 anamorfik geniş perde ve 70 mm yatay akan 3 boyutlu dev perde IMAX

Yönetmen: David Yates

Senarist: (İngiliz yazar Joanne Rowling'in aynı adlı roman dizisinden uyarlamayla) Steve Kloves

Görüntü Yönetmeni: Eduardo Serra

Özgün Müzik Bestecisi: Alexandre Desplat

Kurgucu: Mark Day

Yapım Tasarımcısı: Stuart Craig

Sanat Yönetmenleri: Mark Bartholomew, Alastair Bullock, Martin Foley, Chirstian Huband, Molly Hughes, Hattie Storey, Gary Tomkins, Andrew Ackland-Snow

Set Dekoratörü: Stephanie McMillan

Kostüm Tasarımcısı: Jany Temime

Oyuncular: Harry Potter (Daniel Ratcliffe), Emma Watson (Hermione Granger), Rupert Grint (Ronald Weasley), Ralph Fiennes (Lord Woldemort), Helena Bonham Carter (Bellatrix Lestrange), Alan Rickman (Profesör Severus Snape), Michael Gambon (Profesör Albus Dumbledore), John Hurt (Ollivander)

İthalatçı Şirket: Waner Bros.

Dağıtıcı Şirket: Warner Bros.

İçerik Uyarıları: Filmde cinsellik/çıplaklık ve argo diyaloglar yok. Fakat, bilim-kurgusal öykülerde sıklıkla rastlanan türden ürkütücü ses ve görüntü efektleri içerdiğinden dolayı, 13 yaşından küçüklerin ebeveynleri gözetiminde izlemesi daha doğru olacaktır.

Ailece izlenebilir mi? / ŞARTLI EVET (Ebeveynlerin 13 yaşından küçük aile üyelerine bu tür fantastik filmlerin düşsel yapısını doğru bir biçimde tanımlaması ve onların yanlış yönelimlere kapılmalarını peşinen engellemesi kaydıyla)

Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı:

Yeni Şafak-Sinema Puanı: * * *

, ve , 'un ölümsüzlük sırrını barındıran 'ın izini sürme ve onları yok etme görevini üstlenerek yola çıkarlar. Bu tehlikeli serüvene, hocalarının yönlendirmeleri ve 'un koruması olmaksızın tek başlarına atılan üç arkadaş, şimdi birbirlerine her zamankinden daha fazla güvenmek zorundadır. Öte yandan, ruhlarını ele geçirerek birbirlerine düşmelerini sağlamak isteyen karanlık güçler de aralarına sızmayı başarmıştır.

Bu süreçte, büyücülük dünyası ise Voldemort'un bütün düşmanları için son derece tehlikeli bir yere dönüşmektedir. Uzun zamandır çıkmasından korkulan büyük savaş en sonunda başlamış ve karanlık Lord'un i nın kontrolünü zorla ele geçirmişlerdir. Voldemort'un hizmetkârları ortamda terör estirmekte ve kendilerine karşı çıkan herkesi tutuklamaktadırlar. Fakat, kötülüğün başı konumundaki bu gizemli adam için en değerli ganimeti, baş hedefi Harry Potter'ı hâlâ bulamamışlardır. , artık a dönüşmüştür ve de Harry'yi Voldemort'a canlı teslim etmek üzere her yerde onu aramaktadırlar. Hedefteki genç büyücünün tek umudu ise Voldemort onu buldurmadan önce Hortkuluklar'a ulaşmaktadır. Ancak, kahramanımız ipuçlarını araştırdıkça, neredeyse unutulmuş olan çok eski bir efsaneyi de ortaya çıkartacaktır: … Eğer bu efsane gerçekleşirse, Voldemort'un özlemle aradığı o üstün güce erişmesi işten bile değildir.

Harry, bu arayışı sırasında bütün geçmişi ve geleceğinin aslında nde belirlenmiş olduğunu şaşkınlık içinde fark eder. Voldemort'a karşı büyük mücadeleyi yürütecek olan kişi odur ve bu da ilahî bir kararla belirlenmiş durumdadır. 'na adımını ilk attığı günden beri yaşadığı her şey, gerçekte karanlık Lord ile yaşayacağı büyük kapışmaya birer hazırlıktır.

* * *

“Harry Potter”, yeryüzünde sevenleri kadar alerji duyanlarının da çokluğuna karşılık, şunu artık dürüstçe kabul etmek gerekiyor ki günümüzde sinema tarihinin hem en popüler bilim-kurgu-fantazi seriyali, hem de en başarılı edebiyat uyarlaması konumunda…

Bir filmi “amacına ulaşmış” sayabilmek için ardı ardına sıralayabileceğimiz her ne kadar ölçüt varsa, Harry'nin ilk kez 2001'de beyazperdeye yansıyan serüvenleri, biçim, içerik, popülarite ya da ticarî kazanç noktasındaki bütün bu değer eşiklerini fazlasıyla aştı.

Bundan 9 yıl önce, Chris Columbus'un yönettiği “Filozof'un Taşı” adlı serüvenle ilk çıkışını yapan seri, meraklılarının da çok iyi bildiği üzere “J. K. Rowling” kısaltmasıyla üne kavuşmuş bir İngilizce öğretmeni, bayan Joanne Rowling'in düş gücünün ürünü… Kendi anlatımlarına göre, Harry Potter külliyatının belkemiğini oluşturan ana öyküyü üç-beş saatlik bir tren yolculuğunda yazıp bitiren bu öğretmen hanım, sonraki zaman diliminde ise yarattığı fantastik evrenin ayrıntıları üzerine yoğunlaşacak ve sonuçta da ortaya hem kitapları, hem de film versiyonlarıyla geride bıraktığımız on yıl boyunca gençleri çılgına çeviren gerçek bir fenomen çıkacaktı.

Rowling, işin kolayına kaçmayıp efsaneyi tadında bırakmayı tercih etti ve genç kahramanı Harry'nin serüvenlerine 7'nci kitabıyla son noktayı koydu. Ancak, serüveni noktalayan kitap, tek bir filmde anlatılamayacak ölçüde karmaşık kurgusu ve uzunluğuyla yapımcıları zorladığından dolayı, “Ölüm Yadigârları” episodu seride ilk kez başvurulan bir yöntemle ikiye bölünmüş durumda… 7/1 olarak kodlanan, sondan bir önceki bu epidsodun bile yalnız başına 146 dakika sürmesi, alınan kararın haklılığını gösteriyor aslında. 7/2 ise 15 Temmuz 2011'de gösterime sunularak, Büyük Britanya'dan dalga dalga bütün dünyaya yayılan “Harrymania” defteri bir daha açılmamak üzere kapatılacak.

Harry Potter'un 7'inci bölümü, 150 milyon sterlinlik muazzam yapım bütçesi ve işini âdetâ “Kral Lear”da oynuyormuşçasına yüksek bir ciddiyet içinde yapan (çoğu İngiliz kökenli) göz kamaştırıcı oyuncu kadrosuyla, yüksek düzeyli bir fantastik serüvenin sahip olması gereken her türlü biçim ve içerik kalitesini hayranlarına yine fazlasıyla sunmakta…

Kendi adıma ta ilk bölümünden beri hemen hiç ilgimi çekmeyen bu popüler serüvene, hedefi 12'den vuran kesin ticarî başarısı ve özellikle çocukları-gençleri kendine bağlamada ortaya koyduğu eşsiz maharet nedeniyle daima saygı duydum. Ne

Bayan Rowling'in hayran olunası düşleri, ne de bu romanları en yüksek sinemasal standartta beyazperdeye uyarlayan, serinin yapımında görev yapan binlerce kişinin titizliği; bunlar kesinlikle hafife alınacak hususlar değil. Tam aksine, benim de sinema yazarlığım boyunca her fırsatta iştahla savunduğum bir gerçeği, “sinemanın çağımızın en karizmatik öğretmeni olduğu” iddiasını doğrulayan müthiş bir beyazperde fenomenine dönüştü bu seri…

Yakın çevremde (ilk olarak da kendi kızlarımdan başlamak üzere) dolanıp duran bütün yeniyetmelerin, “Biz finali izlemek için 15 Temmuz 2011'e kadar nasıl bekleyeceğiz?” şeklindeki ağlaşmalarını gördükçe, “Ne yapıp edip, başarısı böylesine garantili olan bu sihirli formülü insanlığa çok daha yararlı mesajlar veren filmlerde de kullanmalıyız” diye düşünüp duruyorum.

Bükemediğin bileği sıkmak nasıl ki centilmenliğin kaçınılmaz bir gereğiyse, “Harry Potter”ı ortaya koyan beyinlerin önünde bir kutlama reveransı yapmak da bu saatten sonra o kadar elzem…

“Ölüm Yadigârları”, serinin iflah olmaz tutkunları için, yine soluk soluğa ve kalite çıtası iyice yükseltilmiş bir bölüm daha… Karşı çıkmak için bile dikkatle izlenip, şaşkınlık uyandırıcı başarısının sırrı üzerine etraflıca düşünmek gerekiyor.