Türkiye’de seçimlere 20 gün kala, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek için Yahudi lobisi ve FETÖ birlikteliğinde kurulan Turkish Democracy Project (TDP) adlı psikolojik harekât platformu yeniden gündeme geldi. Eski MOSSAD ve CIA yöneticilerinin görev aldığı think-tank kuruluşunun finansörlüğünü Yahudi sermayesi yapıyor.
Planın ilk adımı
Türkiye’de siyasi ve ekonomik istikrarsızlık için kolları sıvayan Turkish Democracy Project (Türk Demokrasi Projesi), ABD’de faaliyete geçirilen UANI, CEP ve JFK adlı kuruluşların bünyesinde yer alan, bürokrasi ve istihbarat geçmişi olan kişiler ile FETÖ mensuplarının katkılarıyla 23 Haziran 2021’de ABD’nin New York şehrinde kuruldu. Bu üç think-tank kuruluşunda yer alan ve TDP’yi kuran isimlerin ortak özelliği, ABD’nin siyaset, dış politika ve istihbarat alanlarında görev yapmış, karar alma mekanizmalarında yer almış kişilerden oluşması.
MOSSAD başkanları kurdu
TDP’nin kurucuları arasında ise İsrail Gizli Servisi MOSSAD’ın eski başkanları Meir Dagan, Tamir Pardo yer alıyor. Kuruluşun danışma konseyinde yer alan John Bolton, eski İç Güvenlik Konseyi Bakanı Frances Townsend ve eski Florida Valisi Jeb Bush’un da aralarında olduğu 7 üyenin aynı zamanda TDP’nin Danışma Konseyi’nde de yer alması dikkat çekiyor. TDP’nin yönetim yapısında 1 başkan, 9 kişilik danışma konseyi ve 1 kıdemli danışmandan oluşuyor.
Kimler var
Başkanlığını ABD’nin eski BM Büyükelçisi Mark D. Wallace üstlendi. Yönetimde ise şu isimler yer alıyor: ABD’li eski senatör Joseph Lieberman, Eski İç Güvenlik Konseyi Bakanı Frances Townsend, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın İç Güvenlik Danışmanı John Bolton, eski ABD Başkanı George W. Bush’un kardeşi eski Florida Valisi Jeb Bush, eski ABD Dışişleri Bakanlığı danışmanı David L. Phillips, CIA’in eski İran uzmanı Norman T. Roule, CIA eski Operasyon Direktör Yardımcısı Robert G. Richer, ABD’nin eski BM Daimi Temsilcisi eski Büyükelçi Alejandro D. Wolff, İtalya’nın eski ABD ve İsrail Büyükelçilisi Giulio Terzi di Sant’Agata, danışman ve analist Diliman Abdulkader, yönetici Madeleine Joelson.
FETÖ destekli
TDP, faaliyetlerini “turkishdemocracy. com” isimli internet sitesi ve “turkish_ project” adlı Twitter hesabından haber ve yazı paylaşarak sürdürüyor. İnternet sitesinde, FETÖ menşeli Ahval, Duvar English, Al Monitor, The Jerusalem Post gibi ülkemiz aleyhindeki yazılara yer verdiği bilinen yabancı medya organlarının haber/ analizleri yayımlanıyor. TDP’nin arka planında ise 2 farklı aktör var. Bunlardan ilki Pensilvanya merkezi FETÖ/PDY’nin mensuplarından firari Aykan Erdemir ve eski Polis Akademisi öğretim görevlisi firari Süleyman Özeren. Bu iki ismin TDP bünyesinde görev aldıkları yönündeki haberler nedeniyle TDP’den ayrıldıkları öne sürülüyor. Ahval isimli örgüte müzahir sitenin Temmuz ayında YouTube hesabında ‘TDP Türk halkı için çalışıyor’ başlığıyla TDP CEO’su Mark D. Wallace ile yapılan bir röportaj yayınlanması, örgütün TDP’ye arka plandan verdiği desteği gözler önüne seriyor.
Türkiye karşıtı isimler
TDP yönetiminin en önemli özelliği, ABD’nin siyaset, dış politika, güvenlik ve istihbarat alanlarında resmi olarak görev yapıp ardından ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik planlamaları doğrultusunda faaliyet gösteren kuruluşlarında yönetici ve danışman olarak yer alan isimlerden oluşması oldu. Örgüt, ABD’nin politikaları ve milyarder Thomas Scott Kaplan’ın Orta Doğu’ya yönelik çıkarları doğrultusunda bir araya gelen alanında uzman kişiler tarafından kuruldu. Türkiye karşıtı faaliyet gösteren kuruluşlardaki isimler TDP bünyesinde tek çatı altında bir araya geldi.
Biden’ın hedefi muhalefete destek
ABD Başkanlığına adaylığı sırasında New York Times’a röportaj veren şimdiki Başkan Joe Biden, Türkiye’de muhalefeti destekleyerek AK Parti iktidarını değiştireceğini söylemiş ve PKK’yı Erdoğan’a karşı koruyacağını ima etmişti. Erdoğan’a karşı yaklaşımını değiştireceğini kaydeden Biden, “Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz. Yaptıklarının bedelini ödemeliler. Bazı silahları ona satıp satmayacağımızla ilgili, bir bedel ödemeliler” demişti. Geçmişten beri muhalefetle iletişim içinde olduğunu kaydeden Biden, “Ama hâlâ, geçmişte yaptığım gibi, onlarla (muhalefet) doğrudan iletişimde olup, hâlâ var olan unsurlarını destekleyip onları Erdoğan’ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, seçimle” ifadelerini kullanmıştı. PKK hakkında da pozisyonunu belirten Biden, “Yapacağım son şey ona Kürtler (PKK) konusunda onlara boyun eğmek olurdu. Onunla Kürtler konusunda birkaç kez görüşmüştüm. O dönemde henüz üzerlerine gitmiyorlardı” sözlerini sarf etmişti.
Barkey: Kazanınca harekete geçelim
15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı kalkışmasının göbeğinde yer alan isimlerden olan eski CIA danışmanı Henri Barkey, şubat ayında 7’li Masa’ya tavsiyelerde bulunduğu yazısının ardından, küstahlığını bir adım öteye taşıdı. Asia Times’ta yayınlanan makalesinde, Erdoğan’ın 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle ayrılacağını öngören Barkey, ABD’nin seçim sonrası dönemde Erdoğan’ı dizginlemek için planlama yapması gerektiğini ifade etti. Yazısında terör örgütünü masum bir yapı, Türk ordusunu da işgalci olarak gösteren Barkey, geçtiğimiz günlerde PKK’nın Suriye kolu YPG/SDG elebaşı Mazlum Abdi ve beraberindeki ABD konvoyuna düzenlenen saldırıyı Türkiye’nin yaptığını iddia ederek, küstah tehditler savurdu.
Darbeci Bolton’dan müdahale çağrısı
Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, ocak ayında Batı’nın Türkiye’deki muhalefete yardım etmesi halinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın durdurulabileceğini belirterek, “Erdoğan’a karşı koyulmazsa işler daha da kötüye gidecek” açıklamasında bulumuştu. John Bolton, The Wall Street Journal’a yazdığı makalede, “Batı’nın, Türkiye’deki muhalefetin yaklaşmakta olan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde başarı şansı elde etmesini sağlamaya yardım etmek için cesur bir adım atması halinde Erdoğan’ın durdurulma şansı söz konusu” diye yazmıştı. Geçtiğimiz sene Bolton, bir televizyon programında kendisini, “başka ülkelerde darbe planlamalarına yardımcı olmuş biri” olarak tanımlamış, skandal açıklama çokça konuşulmuştu.