Osmanlı'da Ramazan sofrası

Çeşit çeşit et yemekleriyle tatlıların çok daha fazla öne çıktığı Osmanlı mutfağı, Ramazanda sofraların süsünü oluşturan zengin tariflerle adından yüzyıllar sonra da söz ettirmeyi sürdürüyor. Dünyanın sayılı mutfakları arasında gösterilen Türk mutfağı, bu özelliğini uzun yıllar sürdürmeye yardımcı olacak tatları yaşatmaya devam ediyor.

Osmanlı'da Ramazan için bir ay öncesinden hazırlıklar başlardı.

Yüzyıllar boyunca üç kıtaya hükmederek, tüm dünya tarihinin en önemli devletleri arasında yerini alan Osmanlı Cihan Devleti, zengin mutfağıyla dikkatleri çekmeye devam ediyor. Çeşit çeşit et yemekleriyle tatlıların çok daha fazla öne çıktığı Osmanlı mutfağı, ramazanda sofraların süsünü oluşturan zengin tariflerle adından yüzyıllar sonra da söz ettirmeyi sürdürüyor.

Osmanlı mutfağı denildiğinde akla ilk gelen yemeklerin başında etle hazırlanan tarifler gelirken, tatlılar da zahmetli yapımları ve eşsiz lezzetleriyle ayrı bir yer tutuyor. Dünyanın sayılı mutfakları arasında gösterilen Türk mutfağı, bu özelliğini uzun yıllar sürdürmeye yardımcı olacak tatları yaşatmaya devam ediyor.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2018/05/17/03/20/resized_08c45-c673ea63osmanliyemekkulturu.jpg

"Osmanlı'da Ramazan hazırlıkları bir ay önceden başlardı"

Ramazan da Osmanlı mutfağına ilişkin açıklamalarda bulunan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elvan Yılmaz Akyüz, dünyanın sayılı mutfaklarından biri olan Türk mutfağının, Osmanlı Cihan Devleti'nin geniş bir coğrafyada farklı kültürleri içinde barındırmasına paralel olarak gelişip, zenginleştiğini söyledi.

Doç. Dr. Akyüz, ramazanda meydanlarda başta padişah olmak üzere, kentin ileri gelenleri tarafından toplu yemekler verildiğini, fakirler için vakıf imarethanelerinde de çorba, et ve sebze yemekleriyle, pilav ve tatlı dağıtıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Osmanlı'da Ramazan için bir ay öncesinden hazırlıklar başlar, iftar ve sahur sofralarında yer alacak iftariyelikler, erişte, reçel, turşu, pastırma ve kuru meyveler hazırlanır, kilerlerde saklanırdı. Sofraların adabı, sofralarda neler olacağı, sahura kadar geçen süre, özellikle İstanbul'da kurallarla belirlenmişti."

"Kadayıf, sadece valide sultan ve padişah için hazırlanırdı"

İftarın zemzem suyuyla açıldığını, sonrasında hurma, zeytin, pide ve iftariyeliklerin tüketildiğini, akşam namazından sonra da yemeğe geçildiğini belirten Akyüz, sözlerini şöyle tamamladı:

"Aynı şekilde zerde tatlısı da sadece sarayda tüketilirdi. Ramazan deyince tatlı olarak ilk aklımıza gelen güllaç, o dönemde de ramazanda tüketilir, baklava ve helva gibi tatlılar da sofralarda yer alırdı. Ayrıca komposto, hoşaf ve şerbetler ramazanda bolca tüketilir, sıvı ihtiyacının karşılanması sağlanırdı. Sarayda iftar sonrası buhur suyu ve şerbet ikram edilerek yemek biterdi."

RAMAZAN
Kenya'da Ramazan

RAMAZAN
Muhammed Sumadi'nin kabul olan duası

RAMAZAN
Hacivat ve Karagöz aslında kimdir?