Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Washington DC merkezli Türk Miras Vakfının internet üzerinden düzenlediği "Bir Başarı Hikayesi: KKTC'nin Kovid-19 ile Mücadelesi" başlıklı programda, SUNY Maritime Koleji Öğretim Üyesi Mark Meirowitz'in sorularını yanıtladı.
Ülkesinin Kovid-19 ile mücadelede paniğe kapılmak yerine daha sakin ve temkinli bir yol izlediğini ve Alman bir turistte virüse rastlanmasının ardından uçuşları ve ülke içi ulaşımı durdurduklarının altını çizen Özersay, "Aldığımız kararlar konusunda, kamuoyunun desteği de önemliydi. Sizin aldığınız kararlara halk uymazsa kararın bir önemi kalmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Özersay, insanlara karamsarlığa kapılmamalarını ve sakin olmalarını tavsiye ettiklerini anlatarak, "Esasen, kriz yönetiminin temel prensiplerini takip ettik ve bu da bizi şu an olduğumuz noktaya getirdi. Bu durumdan mutluyuz" dedi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile kriz döneminde iş birliği yapıp yapmadıklarına ilişkin Özersay, "Mükemmel noktada bir iş birliği olmadı ama özellikle sağlık konusunda belirli bir seviyede iş birliği yaptığımızı söylemeliyim. Örneğin, bazı hastaların ve ilaçların bir taraftan diğer tarafa aktarılması konusunda birlikte çalıştık" bilgisini paylaştı.
"İki taraf arasındaki ekonomik ve sosyal etkileşim çok önemli"
Özersay, daha hızlı ulaşım için KKTC'nin sınırı içinde kalan bölümleri kullanmak zorunda kalan GKRY ambulanslarına da izin verdiklerini söyledi.
KKTC ve GKRY arasındaki geçiş noktalarının açılması konusunda bir görüşme yapıp yapmadıklarına ilişkin de Özersay, "KKTC hükümetinin en yakın zamanda geçişlerin açılmasını desteklediği aşikar. İki taraf arasındaki ekonomik ve sosyal etkileşim çok önemli. Ancak biz bu geçişlerin kamu sağlığı tehditi altında açılmasını istemiyoruz, bu iki taraf için de geçerli. Bu nedenle her iki tarafın liderleri görüştü, GKRY tarafı belirli şartlar altında belirli kişilerin geçişine izin verilmesi teklifinde bulundu ancak bu geçişlerin açıldığı anlamına gelmez." diye konuştu.
Özersay, KKTC tarafında neredeyse 1 aydır hiç Kovid-19 vakasına rastlanmadığına ancak buna rağmen GKRY'de hala vakaların görüldüğüne işaret ederek, geçişlerin açılması için biraz daha zamana ihtiyaçları olduklarını vurguladı.
"Birbirimizi görme ve iletişime geçme açıkça görüldü"
Tedaviye ihtiyacı olan bazı kişilerin özel izin ile Türkiye'ye ya da GKRY'ye gönderildiğini bildiren Özersay, "Hayatımızın bu sıra dışı döneminde, birbirimizi tanısak da tanımasak da siyasi ya da etnik çatışmaya bakmaksızın birbirimizi görmenin, iletişime geçmenin ve iş birliği yapmanın öneminin açıkça görüldüğüne inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Özersay, haziran ayında yurt dışındaki vatandaşların gelmesi için bazı uçuşlara ve Türkiye'den deniz yolu ile geçişlere izin vereceklerini kaydetti.
KKTC halkının da dünya toplumunun bir parçası olduğunun altını çizen Özersay, "KKTC'yi tanımamanız, bu ülkeye virüsün gelmeyeceği ya da bu ülkeden başka yerlere gitmeyeceği anlamına gelmez. Bu çok mantıksız." görüşünü paylaştı.
"DSÖ, bizi tanımasa da biz buradayız"
Özersay, Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) KKTC'nin virüs ile mücadelesine ilişkin bilgiler göndermelerine rağmen, verilerini dünya haritasına dahil etmediklerini vurgulayarak, "DSÖ, bizi tanımasa da biz buradayız ve onların standartlarına göre mücadele veriyoruz." dedi.
Öte yandan Özersay, Avrupa Birliğinin (AB) Kovid-19 krizinin en başından bu yana kendilerine çok olumlu yaklaştığını vurgulayarak, Birliğin tıbbi yardımda bulunduğunu belirtti.
Özersay, Kovid-19'un sadece KKTC'nin statüsü ile ilgili bir kriz olmadığının altını çizerek, "Uluslararası kuruluşlar ve sistem, tanınmayan ülkelerle iletişime geçmenin ve iş birliği yapmanın yollarını bulmalı. Diğer türlü bu ülkelerin önüne koyduğunuz engeller, bir tür kara deliğe dönüşebilir, bu da uluslararası toplum için çok tehlikeli olur. Kovid-19 tehdidi, uluslararası toplum için açıklarını kapatmanın ve sistemi onarmanın bir fırsatı olabilir. Uluslararası sistemde, tanınmayan ülkelere ilişkin büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Ülkesinin büyük çapta bir normalleşme sürecinde olduğunu vurgulayan Özersay, Kovid-19 döneminde işsizliğin artmaması adına da hükümetin halka maaş konusunda destek olduğunu anlattı.
"Bir tür bağımlılık içindeyken, kimse çatışma riskini göze alamaz"
Özersay, Kovid-19 öncesi dönemde Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarının KKTC ile GKRY arasındaki en önemli mesele olduğunu anımsatarak "GKRY, tek taraflı olarak sularımızda doğal kaynak aranmasına izin vermişti, ancak bu sular her iki tarafın da ortak hakkı. Şu anda Kovid-19 nedeniyle bazı sondajlara ara verildi. Ben bu durumun, ne yapabileceğimizi konuşmamız için bize bir zaman tanıdığını düşünüyorum" dedi.
Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon konusunda iki taraf arasındaki iş birliğinin öneminin altını çizen Özersay, "Birbirine bir tür bağımlılık içindeyken, kimse çatışma riskini göze alamaz. Bu nedenle de Doğu Akdeniz'de hidrokarbon konusunda birlikte çalışma yollarına odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum" görüşünü paylaştı.