Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Kovid-19 laboratuvarı kurucusu olan ve laboratuvarın koordinatörlük görevini sürdüren uzman doktor Uğur Fahri Yürekli, kentte salgının ağustos ayında pik noktaya yükseldiği dönemde 18 saat çalışarak günlük 4-5 bin test yaptıklarını, bu yoğunluk sırasında numune aldıkları hastalardan virüsü kaptığını söyledi.
Yürekli, testin pozitif çıkmasıyla evde izole duruma geçtiğini anlatarak, 5-6 gün sonra solunum sıkıntısı yaşamaya başladığını ve hastanede tedavi altına alındığını aktardı.
Solunum sıkıntısı çekiyorum
Biyokimya uzmanı olan Yürekli, "Çok ciddi solunum sıkıntısı çekiyordum. Arkadaşlarım bana yoğun bakımlık olduğumu söylediler ama 'beni yoğun bakıma almayın' diye rica ettim. Bu şekilde servis odasında tedavime devam edildi. Ciddi manada büyük sıkıntılar çektim. İyileştim ama üzerinden 3 ay geçmesine rağmen halen o sıkıntıları yaşıyorum" dedi.
Hastalık sırasında büyük acı çektiğini, atlatmasına rağmen hastalığın vücudunda bazı sorunlar ortaya çıkardığını ifade eden Yürekli, şöyle konuştu:
30 gün koltukta yatmak zorunda kaldım
Hastalığın sadece solunum sıkıntısı değil başka sağlık sorunları da oluşturduğuna dikkati çeken Yürekli, şöyle devam etti:
"Hastaneden ayrıldıktan sonra o kadar ciddi ağrılarım oldu ki anlatamam, hayatımda böyle ağrıları yaşamamıştım. Bana morfin yapılıyordu ama ağrılarımı kesmiyordu. 30 gün bir koltukta yatmak zorunda kaldım. 30 gün sonra yatağıma uzandığımda kendi kendime gülüyordum. Uzanmak ne kadar güzel bir nimetmiş, onu o zaman anladım ve Allah'a şükrettim.
Bunun yanında eklem ve kas ağrıları yine ciddi şekilde oluyor. Hastalıktan dolayı iştah kesildiği için kaslarım eridi, kaslarım kendini toparlayana kadar yaklaşık 3 ay geçti. Daha yeni yeni kaslarımın yerine geldiğini hissetmeye başladım. Bunun ne demek olduğunu kası eriyenler bilir. Ayakta durmakta zorlanıyorsunuz, bir iki hareket yaptığınızda bütün performansınız bitiyor."
Cihazla oksijen takviyesi alıyor
Yürekli, hastalık sırasında çekilen tomografisinde virüsün akciğerlerini tamamen kapladığını gördüğünü, doktorlarının kendisine iyileştikten sonra oksijen alması ve iyi beslenmesi tavsiyesinde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"İyileşmemin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen halen cihazla oksijen takviyesi alıyorum. Odamda, gece evde oksijen alıyorum, hatta arabamda oksijen tüpü taşıyorum çünkü oksijen gereksinimim var. Hastalığın akciğerimde ne kadar doku bozukluğu bıraktığını da bilmiyorum, ileride başıma ne açacak onu da bilmiyorum. KOAH hastası mı olurum, sürekli mi oksijene ihtiyacım olacak bunları da bilmiyorum. Ben şu ana şükrediyorum. Bütün halkımızdan bunları bilmelerini, buna göre önlem almalarını rica ediyorum çünkü akciğerlerin kıymetini, bir nefesin ne kadar kıymetli olduğunu hasta olduktan sonra anlıyorsunuz."