Dr. Elif Diken ve Dr. Mustafa Diken çifti, çeşitli kanser türlerinin tedavisi için de mRNA aşıları üzerinde çalışıyor. Kovid pandemisinde, hastalığa karşı hızla aşı geliştirilmesini sağlayan ve yüzde 90'ların üzerinde koruyucu olduğu ifade edilen aşı çalışmalarında, 'mesajcı RNA (mRNA)' teknolojisi, birdenbire tüm dünyanın gündemine oturdu.
GELECEĞİN TEDAVİLERİ mRNA AŞILARINDA OLABİLİR
BioNTech ile yine Almanya`nın Mainz şehrindeki Johannes Gutenberg Üniversitesi Tıp Fakültesi ve TRON Translasyonel Onkoloji Enstitüsü'nden bilim insanlarının yaklaşık 6 yıldır üzerinde çalıştığı MS aşısı, farelerde hastalığın gelişmesini önledi ya da geriletti. Aşı çalışmasıyla ilgili bilimsel makale, dünyanın en saygın tıp dergilerinden Science'a kabul edilerek 8 Ocak'ta yayınlanınca, Türeci ve Şahin çifti bir kez daha dünyanın gündemine oturdu.
"İLGİ KOVİD'E DÖNÜNCE MS MAKALESİ GECİKTİ"
Dr. Elif Diken, Science'da da yayınlanan ve bilim dünyasında heyecanla karşılanan MS araştırmalarıyla ilgili, "MS'in tedavisini fareler üzerinde gösterdik. Fakat bu aslında daha çok bir başlangıç. İnsan çalışmalarına biraz daha yolumuz var. Tabii ki umut vadediyor bu sonuçlar. Ama insan çalışmalarının tamamlanması ve bir ürünün ortaya çıkması için zamana ihtiyaç var" dedi.
GENÇ YAŞA SIĞDIRILAN BAŞARILI YÜKSELİŞ
Marmara Üniversitesi'nde Biyoloji Öğretmenliği okuduktan sonra yüksek lisansını Biyomühendislik Fakültesi'nde yapan ve 2013 yılında doktora yapmak üzere Almanya'ya giden Dr. Elif Diken (33), önce Johannes Gutenberg Üniversitesi Mainz Tıp Fakültesi'nde İnsan Genetiği Bölümü'nde doktorasını tamamladı.
"İKİSİ DE GERÇEKTEN ALÇAK GÖNÜLLÜ İNSANLAR"
Aynı zamanda BioNTech Aşı ve İmmünoloji Bölümü Başkanı olarak da görev yapan Dr. Mustafa Diken (38) ise ODTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde okurken son sınıfta Şahin ve Türeci çiftiyle tanıştığını belirterek "Uğur ve Özlem hocaların daha önce üzerinde çalıştığı ve buldukları bir metot üzerine staj yaptım son sınıftayken. Onları makalelerinden bu vesileyle tanıyıp kendilerine başvurdum. 2005'de doktora yapmak için kabul aldım ve hala birlikte çalışıyoruz. Doktoramdan sonra da kurduğumuz şirketlerin hem kuruluşunda hem yönetiminde görev almaya başladım. BioNTech'de Aşı ve İmmunoloji bölümünün başındayım ama aynı zamanda MS çalışmasının yürütücülerinden biri olan TRON Araştırma Enstitüsü'nde İmmünoterapi Bölümü Başkan Yardımcılığı görevini yapıyorum. Uğur ve Özlem Hoca ile uzun süredir çalışıyorum. Hem bilimsel olarak, hem insan olarak çok iyi ve alçak gönüllü insanlar. Burada büyük bir grubu yönetiyorlar. Üniversite, enstitü ve BioNTech'de 1500 kişilik bir grubun başındalar" diye konuştu.
BAĞIŞIKLIK HÜCRELERİ RNA İLE EĞİTİLİYOR
Bağışıklık sisteminin, sinir hücrelerinin çevresinde bulunan "miyelin" kılıfını düşman olarak görüp buna saldırmasıyla oluşan MS hastalığının otoimmün bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Elif Diken, kişinin kendi bağışıklık sisteminin, kendi doku hücrelerine zarar verdiğine dikkat çekerek, çalıştıkları mRNA aşısının bu mekanizmadan hareketle dizayn edildiğini söyledi ve şu bilgileri verdi:
"KÜTÜPHANENİN TAMAMINI DEĞİL TEK KİTABI TANITIYORUZ"
MS hastalarında bağışıklık baskılayıcı tedaviler kullanıldığını, bunun da vücudu diğer tehditlere karşı savunmasız bırakabildiğini ve tam olarak çözüm olamadığını vurgulayan Dr. Mustafa Diken de "Buradaki amaç, RNA ile (hücreye) sadece istediğimiz mesajı vererek, yani bütün bir kütüphaneyi durdurmayı değil; sadece belirlediğimiz bir kitabı oradan seçip, onu hücreye tanıtarak, sadece ona karşı bir cevap oluşturmayı sağlamak. Böylece bu yöntem çok daha özel, sadece MS'e karşı olan bir bağışıklık cevabını baskılayarak, diğer hastalıklara karşı olan bağışıklık yanıtında bir etki yapmıyor. Çalışmamızda başka herhangi bir aşılamaya ya da bir virüs atağına karşı farelerde bir değişiklik olmadı. Ama MS oluşmasında ya da oluşan MS'in düzeyinde belirgin ölçüde gerilemeyi sağladı. Bu da tedavi ederken, vücutta başka bir şeye zarar verilmesini ya da vücudun başka bir tehdide karşı savunmasız bırakılmasını önlüyor. Bu açıdan RNA çok özel bir molekül" diye konuştu.
"mRNA GENETİĞİ DEĞİŞTİRMİYOR, HÜCREYİ EĞİTİYOR"
mRNA'nın çok modüler (uyarlanabilir) bir çalışma platformu sağlayabildiğini ve bu özelliği ile kanser ve diğer hastalıkların tedavisinde de kullanılabildiğini belirten Dr. Mustafa Diken, sözlerini şöyle sürdürdü:
KOVİD AŞILARINDAKİ BAŞARI, ARAŞTIRMALARA DAHA ÇOK FON GETİRECEK
mRNA teknolojilerinin ardında uzun yıllara dayanan bir bilgi birikimi olduğunu belirten Dr. Elif Diken, "Aslında bu pandemi ile birlikte herkes tarafından öğrenildi ama mRNA çalışmaları uzun yıllardır yapılıyordu. mRNA aşılarının en güzel yanı da göreceli olarak hızla değiştirilebilir olması ve amaca uygun tekrar düzenlenebilmesi. Mustafa'nın dediği gibi, biz daha çok kanser alanında kullanıyorduk ama bu çalışma (MS) ile birlikte gösterdik ki aslında bağışıklık sistemini tersi yönde de aktive edebiliriz ya da baskılayabiliriz. Çalışmanın en büyük özgünlüğü de böyle bir sistemin aslında tersi yönde de uygulanabilir olduğunu göstermesi" diye konuştu. Kovid aşılarında elde edilen başarının, mRNA çalışmalarına ilgiyi artıracağını düşündüğünü söyleyen Dr. Mustafa Diken, "Eskiden bu araştırmalara fon bulmakta güçlük çekilirken şimdi artık devletlerin ve üniversitelerin RNA ile ilgili çalışma yapmak isteyen araştırma gruplarına daha çok fon ayıracağını düşünüyoruz. Bu da sadece bizim değil, başka araştırmacıların da katılımıyla bu işlerin daha hızlı bir şekilde, başka hastalıklar için de kullanılabilmesini sağlayacak" dedi.
"KİŞİYE ÖZGÜ KANSER 'AŞILARI' OLACAK"
Dr. Mustafa Diken, Kovid için bu kadar hızla aşı geliştirilebilirken kanser için neden halen uzun yıllardır mRNA çalışmalarının yapılıyor olduğu hakkında ise şu bilgileri verdi:
SADECE KOVİD VE KANSER DEĞİL, OTOİMMÜN HASTALIKLAR İÇİN DE UMUT
Dünyada birçok farklı kanser türüne karşı RNA aşılarının klinik çalışmaların da yapıldığını, yani bazı hasta gruplarında denendiğini anlatan Dr. Mustafa Diken, şu bilgileri vererek sözlerini noktaladı: