Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, restorasyonu tamamlanan Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi'nin açılış töreninde konuştu.
128 yıl önce II. Abdülhamid tarafından yaptırılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 45 günde restore edilen Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi törenle açıldı. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş'un oğlu AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, belediye başkanları ve davetliler katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tören alanına gelmeden önce restorasyonu tamamlanan hastaneyi gezdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra beraberindekilerle tören alanına geldi. Erdoğan'ın maske taktığı görüldü.
"BURAM BURAM TARİH KOKAN VE VATANDAŞLARIMIZA ŞİFA OLACAK BİR ESER ÇIKTI"
Törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hadımköy Dr. Niyazi Kurtulmuş Hastanesi'nin şehrimize, ülkemize, milletimize hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum. Yaklaşık bir asır boyunca bu eser asker hastanesi olarak hizmet vermiştir. Artık bu bölge yerleşim yeri haline dönüştüğü için binayı restore ve içini modernize ederek şehrimizin hizmetine sunmak istedik. Ortaya buram buram tarih kokan hem de vatandaşlarımıza şifa olacak bir eser çıktı. Eser güzel olunca isminin de bununla mütenasip olmasını arzu ettik. Böylece Dr. Niyazi Kurtulmuş Hastanemize kavuşmuş olduk. Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş, gençliğimizde şahsen tanıdığımız, desteğini ve teşvikini gördüğümüz bir büyüğümüzdür. Perşembe günleri tüm hastalara ücretsiz bakar. İhtiyaç sahiplerinin cebine de harçlıklarını koyardı. Gariplerin babası denmesinin sebebi de işte budur" şeklinde konuştu.
"FETİH GÖNÜLLERİ ÖZELLİKLE KAZANMAKTIR"
"Son günlerde bazı kendini bilmezler çıkıp fethi işgal olarak tanımlamaya çalışıyorlar" diyen Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Ecdadımız fethi sadece toprakların ele geçirilmesi değil asıl gönüllerin kazanılması olarak görürdü. Fetih açmaktır, fetih gönülleri özellikle kazanmaktır ama bunlar bunu bilmezler. Ayasofya dini bir husumetle yerle yeksan edilmek yerine daha da güzelleştirilerek fetih hakkı olarak Müslümanların hizmetine sunulmuştur. Biz 18 yılda 5 bin 60 eseri restore ederek milletimizin ve insanlığın hizmetine sunduk. Osmanlı ve Türk coğrafyasında toplam 120 eseri restore ettik. Arşivlerimize sahip çıkarak 12 milyon belgeyi dijital ortama taşıdık. İstanbul'da kendi haline terk edilmiş pek çok eseri Cumhurbaşkanlığı bünyesine katarak hem restore ettik hem de aktif olarak kullanılır hale getirdik."
"TARİHİMİZE, KÜLTÜR MİRASIMIZA SAHİP ÇIKIŞIN, VEFANIN BİR NİŞANESİDİR"
Törende konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Burada bulunmamız sadece bir hastane açılışının değil, tarihimize, kültür mirasımıza sahip çıkışın, vefanın bir nişanesidir. Hadımköy Askeri Hastanesi, Sultan Abdülhamit han tarafından başlatılan imar hareketinin o zamanki İstanbul taşrasına bir yansımasıdır. Zira bu yapının içinde yer aldığı Hadımköy, Osmanlı döneminde İstanbul dışı yerleşim bölgesidir" diye konuştu. Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1985'den sonra 27 yıl kadar kışla ve inzibat merkez karakolu olarak kullanılan bu güzide eserin terk edildikten sonra anılarıyla tarihe gömülmesine gönlümüz razı olamazdı. Artık yıkılmaya terk edilmiş bir harabe yerinde, tarihi mimari özellikleri korunarak restore edilmiş 100 yataklı modern bir hastane ve canlı bir ecdat yadigarı bulunmaktadır. Milletimize hayırlı olsun."
"HASTALARINA ŞİFA DAĞITMAK İÇİN ÇALIŞTI"
Törende konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Babamın muayenesinin kapısında Perşembe günleri muayene ücretsizdir diye bir tabela vardı. Allah gani gani rahmet eylesin. Hayatının sonuna kadar gerçekten gayretle hastalarına şifa dağıtmak için çalıştı. Sayın Cumhurbaşkanımıza, kendisinin de yakından tanıdığı rahmetli babamın ismini bu hastaneye vermesi dolayısıyla gerçekten sonsuz şükranlarımı ifade ediyorum" diye konuştu.
Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesi'nin açılışı konuşmaların ardından yapılan kurdele kesimiyle gerçekleşti.
"KENDİNİ BİLMEZLER ÇIKIP, FETHİ TANIMLAMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümünün coşkusunu milletle birlikte yaşadıklarını ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ecdadımız, fethi sadece toprakların ele geçirilmesi değil, asıl gönüllerin kazanılması olarak görürdü. Son günlerde bazı kendini bilmezler çıkıp, fethi işgal olarak tanımlamaya çalışıyorlar. Bunlar, inanın dört dörtlük cahili cühela. Sorun bunlara fethin manası nedir diye, bilmezler. Fetih, açmaktır. Fetih, gönülleri özellikle kazanmaktır. Ama bunlar bunu bilmezler. Ecdadımız bin yıl öncesinden başlayarak asırlar boyunca Anadolu'nun, Trakya'nın, Balkanların dört bir yanını, Alperenler, dervişler, gaziler vasıtasıyla önce ilmik ilmik işlemiştir. Kimlerle? Akıncılarla. Örnek ahlakları, üretkenlikleri, bilgileri, birikimleri ve çalışkanlıklarıyla ecdadın bu öncüleri tarafından hazır hale getirilen fethi, sadece bir formaliteden ibaret kalmıştır. İşte Fatih'in surlardan içeri girerken Rum bayanlarının 'Başımızda kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz' deyişi bu hazırlığın bir ifadesidir."
"ATİNA'DA BİZİM BİR TANE CAMİMİZ YOK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'u fetheden Sultan Mehmet Han Hazretleri'nin şehre girdiğinde bir düşman gibi değil, adeta beklenen bir kurtarıcı gibi karşılandığını aktardı.
Ecdadın fethettiği her yer gibi İstanbul'da da insanlık için iyi olan, doğru olan, güzel olan, faydalı olan, hayırlı olan ne varsa hepsine sahip çıktığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ayasofya, dini bir husumetle yerle yeksan edilmek yerine daha da güzelleştirilerek fetih hakkı olarak Müslümanların hizmetine sunulmuştur. Diğer ibadethanelere ise dokunulmamış, ihtiyaca cevap verecek ölçüde yaşatılmıştır. Bizim bir asır önce terk etmek zorunda kaldığımız yerlerdeki camilerimiz ve sembol eserlerimiz ise kısa sürede yok edilmiştir. Bakın şu anda Atina'da bizim bir tane camimiz yoktur. Hepsi yerle yeksan edilmiştir. Ama biz İstanbul gibi bir şehirde, böyle bir yola gitmedik. Sadece bu tabloya bakarak dahi ecdadın gönlünün yüceliğini görebiliyoruz. Son bir asırda kendi topraklarımızdaki ecdat yadigarlarını yaşatma hususunda yeteri kadar başarılı olamadık. Ama bunun istisnalar haricinde kasıttan değil, ihmalden veya cehaletten kaynaklandığını biliyoruz."
Türkiye'nin son 18 yılında, her alanda olduğu gibi tarihe, kültüre ve ecdadın mirasına sahip çıkma hususunda da devrim yaptıklarını belirten Erdoğan, "Sadece ecdadımızın değil, coğrafyamızın tüm mirasını korumaya aldık. Hükümete geldiğimizde sadece 460 eserin restorasyonunun yapıldığını gördük. Biz 18 yılda 5 bin 60 eseri restore ederek milletimizin ve insanlığın hizmetine sunduk. UNESCO somut olmayan kültürel miras listesine kayıtlı hiç değerimiz yokken bugün aynı listede 18 eser ile temsil ediliyoruz. Bu kategoride dünyada 178 ülke arasında ilk beşte yer alıyoruz. Yaşayan insan hazinelerindeki temsilci sayımız da 45'e yükseldi." diye konuştu.
"MÜZE VE ÖREN YERLERİNİN ZİYARETÇİ SAYISI GEÇEN YIL 33 MİLYONU GEÇTİ"
Dünya mirası listesindeki varlık ve alanların sayısını 9'dan 18'e çıkardıklarını ve Zeugma'dan Göbeklitepe'ye kadar insanlık tarihinde önemli pek çok kadim mekanın gün ışığına çıkartılmasını da temin ettiklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müze ve ören yerlerinin daha önce yılda 7,5 milyonu bile bulmayan ziyaretçi sayısının geçen yıl 33 milyonu geçmesi bile tek başına bu konuda kat ettiğimiz mesafenin ifadesidir. Sınırlarımız dışındaki eserlerimiz konusunda da aynı hassasiyeti sergiledik. Osmanlı ve Türk coğrafyasında toplam 120 eseri restore ettik. Arşivlerimize sahip çıkarak 12 milyon belgeyi dijital ortama taşıdık. Bezm-i Alem ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitelerini faaliyete geçirerek ecdadın gayesine uygun yeni kurumlar oluşturduk. İstanbul'da kendi haline terk edilmiş pek çok eseri Cumhurbaşkanlığı bünyesine katarak hem restore ettik, hem de aktif olarak kullanılır hale getirdik. Ayrıca ülkemizin pek çok yerindeki tarihi eserlerden ayakta kalanları amaçlarına uygun kurumlara vererek yaşatılmalarını temin ettik. Gayrimüslimlere ait vakıfların faaliyetlerini kolaylaştırdık. Mal varlıklarının adlarına tescil edilmesini sağladık."
Maziden bu güne köprü kurmanın tüm yollarını açtıklarını ve bir fiil işlettiklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini, "Hadımköy Hastanesi'nin serencamına da böyle bakılması gerekiyor. İnşallah bu eser hem ecdadın hatırasını yaşatarak, hem bölge halkına şifa dağıtarak asırlar boyunca ayakta kalmayı sürdürecektir. Bu eserin restorasyonunda ve hizmete hazır hale getirilmesinde emeği geçenleri tebrik ediyorum. İstanbul halkına sunulan bu hizmetin ifasında görev alacak tüm sağlık personelimiz; başhekiminden, hemşirelerine, sağlık memurlarına varıncaya kadar hepsine başarılar diliyorum. Hayatlarını doktor İsmail Niyazi Kurtulmuş gibi insanlığa hizmete adamış olan tüm büyüklerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla." diye tamamladı.
NOTLAR
Restorasyonu yapan Gürsoy Grup'un Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gürsoy, Erdoğan'a üzerinde Arapça, Kanuni Sultan Süleyman'ın "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" sözlerinin yer aldığı bir tablo hediye etti.
Kurdeleyi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş'un kız kardeşi Zehra Kurtulmuş Kilitçioğlu ve Hasan Gürsoy birlikte kesti.
Erdoğan, kurdeleyi keserken, "Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanemizin sadece Hadımköy'e değil, İstanbulumuza, tüm insanlığa hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum. Ya Allah, Bismillah." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açılışın ardından hastane binasını gezdi.