Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, TÜBİTAK Turkish Journal of Medical Sciences Dergisi'nin 'COVID-19 Özel Sayısı' ve salgında gelinen son aşama ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Özel sayıya Bilim Kurulu üyelerinin yanı sıra uluslararası kamuoyunun tanıdığı Japon, İtalyan ve Danimarkalı akademisyenlerin de bilimsel makaleleriyle katkıda bulunduğunu belirten Tufan, salgının başlangıç döneminde hazırlanan derginin Türkiye'nin 'Covid-19' ile mücadeledeki tecrübesini yansıttığını söyledi.
Tufan, "Bizim gibi deneyimli bir ülkenin, bu kadar fazla uzmanı olmayan, bu deneyimleri yaşamamış ülkelere de anlatacakları vardı. Onlar için de referans olacağını düşündüğümüz başlıkları ele aldık. Özellikle Asya'da, Afrika’da, Orta Doğu'da bizim sağlık sistemimizi, yorumlarımızı, kılavuzlarımızı yakinen takip eden ülkeler var. Onlara da önderlik etmiş olduk. Tabi Avrupa ve ABD'ye de kendi uygulamalarıyla bizim uygulamalarımızı karşılaştırma fırsatı verdik. Nitekim salgının başlangıcındaki bakış tarzımızın süreç ilerlediğinde ne kadar başarılı olduğunu da görmüş olduk" diye konuştu.
'ŞEHİR HASTANELERİNİN YAPILMASI ÇOK BÜYÜK AVANTAJ'
Alınan tedbirler sayesinde virüsün Türkiye'ye diğer ülkelerden daha geç geldiğini hatırlatan Tufan, "Diğer ülkelerin deneyimlerinden çok yararlandık ve bunların hepsini ortaya koyup değerlendirebileceğimiz bir fırsat zeminimiz de oldu. Enfeksiyon kontrol önlemlerimizin, akademisyenlerimizin iyi olması, sağlık personelimizin hasta bakma kapasitesinin çok iyi olması Türkiye’yi diğer ülkelerden farklı kıldı. Nitekim şehir hastanelerimizin yapılmış olması çok büyük bir avantaj olarak karşımıza çıktı. Şehir hastaneleri doğrudan pandemi hastanesi olarak kullanılabildi. Odalar yoğun bakıma çevrilebildi. Türkiye’nin yoğun bakım yatak kapasitesi, solunum cihazı kapasitesi çok iyi ve olmazsa olmaz sağlık personelinin hasta bakma kapasitesi çok iyi. Yani biz yıllarca çok yoğun hasta gören ekipler olarak salgında da çok başarılı bir süreç yönettik, diye düşünüyorum. Hiçbir hasta dışarıda kalmadı" dedi.
'DSÖ LOKAL DERKEN PANDEMİ PLANINI GÜNCELLEDİK'
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) virüsün pandemiye ilerleyeceğini öngöremediği bir dönemde Türkiye'nin mücadeleye başladığını vurgulayan Tufan, şunları kaydetti:
'NORMALLEŞME, ESKİYE DÖNME OLMAMALI'
Türkiye'nin 'Covid-19' salgınında geldiği aşamayı da değerlendiren Prof. Dr. Tufan, normalleşme süreciyle ilgili uyarılarda bulundu. Tufan, "Normalleşme dediğimiz şey tamamen eskiye dönme asla olmamalı. Pandemi devam ediyor. Bitmedi. Ülkemiz için pandemi kontrol altında, iyi gidiyoruz; ancak sosyal mesafeye dikkat ettiğimiz, toplum içerisinde maske taktığımız sürece iyiyiz. Çünkü vaka sayısının azalması, sıfırı bulması ya da sporadik (seyrek) vakaların dönemine henüz gelmedik. Buna ‘yeniden normalleşme’ diyoruz. Yeniden normalleşme sürecinde evet hayat devam ediyor ama tedbirleri elden bırakmadan. Tedbirleri elden bıraktığımızda gelebilecek olan artçı vaka artışları kaçınılmaz da olabilir. Tamamen eskiye döndük, eskinin normali, diye bir şey yok" dedi.
'AŞI GELİŞTİRİLEMEZSE 2021’DE DE KARŞILAŞABİLİRİZ'
'Covid-19' aşısı ile ilgili çalışmaların kısa zamanda sonuçlanmasını beklemediğini, aşının birkaç yıl içinde geliştirilebileceğini dile getiren Prof. Dr. Tufan, şöyle konuştu: