Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Akın, kademeli normalleşme sürecinde havaların da ısınmasıyla açık alanlara çıkıldığını söyledi.
Akın, açık alanlarda, sahil ve parklarda maskelerin çıkarıldığını gördüğüne dikkat çekerek, "Açık alanlarda bulaşma daha zordur, nadirdir; ancak açık alan dediğimiz zaman her yer kabul ediliyor. Ben parklarda, bahçelerde gruplar görüyorum.
Mesafemizi 2 metre olarak ayarlayamıyoruz
Sandalyeler, masalar diziliyor, yer sofraları kuruluyor. 8-10-15 kişilik gruplar var, mesafe yok. Normalde açık alanda, sakin yerlerde belki çıkarılabilir ama esas önemli olan parklarda, bahçelerde, çarşılarda, pazarda kalabalığın içine girdiğimizde mesafemizi 2 metre olarak ayarlayamıyoruz. Bu bizim elimizde, kontrolümüzde değil. Hareketli bir grup var. O yüzden özellikle kalabalık yerlerde bulunurken muhakkak maskemizi takmamız lazım. Açık hava ya da kapalı alan olması önemli değil. Eğer kapalı alana giriyorsak ne olursa olsun kendimizi korumak, kendimizden başkalarını korumak için muhakkak maske takmak lazım" diye konuştu.
Açık alanlarda risk azalıyor
Prof. Dr. Akın, sıcak havanın virüsün bulaşmasını engellemediğine dikkat çekerek, "Mikrop sıcaklarda bulaşmasını hiç değiştirmiyor. 'Bu sıcakta etkisizleşiyor, inaktif olacak' diye geçen sene de aynı söylemler vardı. Şurası net olarak bilinmelidir ki havaların sıcak ya da soğuk olmasından etkilenmeksizin virüs insandan insana bulaşabiliyor.
Niye sıcak havalarda bu söylem ortaya çıkıyor? Sıcak havalarda biz genellikle açık alanlarda daha fazla bulunduğumuz için belki virüsün bulaşma olasılığı azalıyor ama eğer şu an sizinle benim aramdaki mesafe 75 santim. Bu mesafede ikimizden birinin maskesi olmasa ya da ikimizin de maskesi olmasa birimizde mikrop varsa öbürüne kesinlikle bulaşır.
Hava sıcaklığı virüsün bulaşmasını engellemiyor
O yüzden de 'Hava sıcak virüs bulaşmaz' diye bir kavram yok. Virüs insandan insana bulaşıyor. Hava sıcaklığı virüsün bulaşmasını engellemiyor. Bu yüzden ‘Havalar sıcak, kalabalık ortam, açık hava maske takmazsam da olur. Virüs etkisiz hale geliyor’ diye bir söylem hem bilimsel olarak hem uygulama olarak doğru değil. Kapalı mekanlarda da serin ya da sıcak olmasına bakılmaksızın tüm kapalı mekanlarda maske takmak gerekiyor" dedi.
'YÜZDE 90 AZALTABİLİRSİNİZ'
Prof. Dr. Akın, esas tehditkar olanın, kurala uymayan kesim olduğunu söyleyerek, "Görebildiğim kadarıyla 'Ben seni seviyorum, sen benim en iyi arkadaşımsın, sende hastalık olmaz' diye toz konduramazsan, bu gözle görülen bir virüs olmadığı için arkadaşınıza bulaşmış olabilir.
O yüzden maske ve mesafenize uyduğunuz sürece hastalığın bulaşmasını çok minimalize ediyorsunuz yüzde 90 oranında azaltabilirsiniz ama maske takanların arasında birkaç kişi maskesini çıkarırsa farklı ortamlarda size bulaşma olasılığı da var. Çünkü zaman zaman özellikle yemek yerken, bir şey içerken siz de maskenizi çıkartıyorsunuz, aynı ortamda size bulaşıyor.
Yemek yerken bile lokmayı ağzınıza alırken maskenizi çıkarırsınız, ağzınıza lokmanızı koyduktan sonra tekrar maskenizi takarsanız riski minimalize etmiş oluyorsunuz" diye konuştu.
DÜĞÜN VE CENAZE UYARISI
Düğünlere mutlaka sınırlama getirilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Akın, şunları söyledi:
"Düğünlerdeki en büyük sıkıntımız; birincisi var olan gürültüye bağlı olarak yüksek sesle konuşuyoruz. İkincisi maske takmıyoruz. Ne kadar yüksek sesle konuşursanız mikrobun 2 metreden daha da öteye yayılmasına sebep olabilirsiniz. Çünkü ağızdan çıkan tükürüklerle çok mesafe olur.
Düğünlerde genelde kümeleşme görüyoruz. Düğüne katılanların önemli bir kısmı enfekte olabiliyor. Düğün çok güzel bir şeydir, güzel bir ortamdır; ama bu ortamın güzelliğini devam ettirebilmemiz, düğüne katılanların hiçbirinin etkilenmemesi için muhakkak maske ve mesafe kurallarına uymak lazım.
Aynı şey cenazeler için de geçerli. Şu anda hala aşı programı tamamlanmadığı için toplumun tamamının maske ve mesafe kurallarına olabilecek en üst düzeyde uyması gerekiyor."