Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Türkiye'nin koronavirüste 1'inci dalganın artçılarını büyük rakamlarla yaşadığını, rakamların çok yüksek olduğunu ve önlemlere çok sıkı uyulması gerektiğini belirtti.
'YÜKSEK UYUMLA VAKA SAYILARI AZALABİLİR'
Prof. Dr. Kara, toplumun yüzde 90 oranında maske ve mesafeye uyması halinde, virüsteki azalmanın 8-16 hafta içinde çok belirgin olacağını belirterek, şunları kaydetti: "Büyükler evde kalarak, çocuklar evde kalarak, Türkiye yaklaşık 8 haftalık periyot içinde çok ciddi bir başarıyı elde etti. Sonra ‘Virüs bitti, her şey gitti’ gibi düşünmemiz, kişisel olarak kurallara uymadaki gevşememiz rakamlarda tekrar yükselmeye neden oldu. Uyumumuz yüzde 90 değil de yüzde 70 olursa bu süre yaklaşık olarak 30 haftalara kadar uzayabiliyor. Önemli olan şu; ben kurallara ne kadar uyacağım, toplum olarak biz kurallara ne kadar uyabiliyoruz? 'Biz sokakta kurallara genel anlamda uyuyoruz' şeklinde görünüyor ama düğünler, kutlamalar gibi özel anlara geldiğimizde maske ve mesafeye dikkat etmez hale geliyoruz. Onlar da şu anda odak teşkil ediyor. Onun için bu noktalarda hem mesafeye hem maskeye ciddi şekilde uymamız lazım. Bizim bunu sağlayabildiğimiz anda virüsteki azalma çok hızlı olacaktır. Uyumun olmadığı anda bu başarıyı elde etmek çok mümkün değil. Maske ve mesafeye çok yüksek oranda uyumu sağlarsak o zaman vakalarımızda hızlı bir azalmayı sağlayabiliriz."
'HERKES BAĞIŞIKLIK KAZANMIYOR'
Prof. Dr. Kara, Hong Kong'da bir gencin 4 ayı aşkın süre arayla yeniden koronavirüse yakalanmasına değinerek, koronavirüsü geçiren herkesin bağışıklık kazanmadığına dikkat çekti.
Kara, hastalığı geçiren herkesin savunma sisteminin tam olarak virüsü öğrenip, ondan sonra bu virüse tam olarak cevap verebilir hale gelmediğini belirterek, "Böyle olunca o kişiler virüsle 2'nci defa karşılaştıklarında virüsü alıp yine hastalık bulgularını ortaya çıkartabiliyor. İkinci olasılık da bizim koronavirüse karşı verdiğimiz cevap kısa süreli. Özellikle hastalığı hafif geçirenlerde antikor yanıtlarının daha düşük olduğunu ve bunun daha kolay kaybolabildiğini biliyoruz. Belki bu 4 aylık süre içinde kaybolduğu anlamına da gelebilir. Bugün söz konusu olmayan; ama teorik olarak olabileceklerden bir tanesi de şu; virüs yapısal değişiklik göstermiştir, bizim ilk karşılaştığımız virüsten farklı bir virüs haline gelmiştir ve o zaman da bizim savunma sistemimiz başka bir virüsü görüyormuş gibi ilk defa karşılaşıyormuş gibi hareket edebilir. Ama böyle bir değişim bugüne kadar olmadı" diye konuştu.
'HASTALIĞI GEÇİRENLER TEKRAR HASTALANABİLİR'
Prof. Dr. Kara, bu hastanın ilk enfeksiyonunu Vuhan'dan çıkan virüsle geçirdiğini, ikincisini ise küçük mutasyonlara uğrayan ve temmuz ayından itibaren Avrupa'da görülmeye başlayan SARS Cov2 Avrupa tipiyle geçirdiğini kaydetti.
Kara, "Demek ki bu hastalığı geçirenler tekrar hastalanabilirler. Bu hastalığı geçirmiş olmak demek, 'Ben bundan sonra bu virüsten korunuyorum, etrafa saçmam' anlamına gelmiyor. 'Hala etrafınız için risk yaratabilirsiniz'i gösteriyor. Hastalığı geçirmiş de olsak iyileşmiş de olsak yine bizim maske ve mesafeye dikkat etmemizin gerekliliğini gösteriyor. Bu hastalanan kişi ve sonrasında Belçika’dan ve benzer şekilde Avrupa’dan gelen ikinci defa enfeksiyona yönelik gelen bilgiler var. Bunların tamamının hastalığı hafif geçirdiği görüldü. Bu da bizim açımızdan iyi bir nokta. Virüsü alabiliyor; ama o kadar ağır geçirilmiyor gibi görünüyor. Belki de zaman ilerledikçe ilk hastalığı geçirdikten sonraki süre 4 ay değil 6-8 ay gibi daha uzun bir süre olursa bu sefer 2'nci defa virüsü aldığında aynı şiddetle geçirebilir mi, onu henüz bilmiyoruz" dedi.