“İlâhınız bir tek Allah’tır. O’ndan başka ilâh yoktur. O Rahman’dır, Rahim’dir.”
(Bakara-163)
Allah’ın en güzel isimlerini bir araya getiren esma-i hüsna, Rahman ve Rahim ile başlar. Allah ayrıca Rahman ve Rahim ism-i şeriflerini besmelede bir araya toplayarak, her başlangıcımızda O’nu öyle anmamızı istemiştir. Peki her ikisi de aynı kökten gelen ve Allah’ın merhametini gösteren bu isimlerin farkı nedir?
MERHAMETTE ADALET
“Rahmân” rahmetini hiçbir ayrım yapmadan bütün yaratılmışlara ulaştırandır. Bu rahmet hiçbir kayıt ve şarta, kulun kesp ve iradesine bağlı değildir; “Rahmân”ın tecellilerine mazhar olabilmek için yaratılmış olmamız yeter. Gelin görün ki Allah’ın rahmeti sadece Rahmân oluşundan ibaret olsaydı iyiyle kötü, haklıyla haksız arasında fark gözetilmemiş olurdu. İnsana irade verilmiş olmasının bir kıymeti olmaz; iyilik için çaba göstermek lüzumsuz olur, ahlaki gelişim ise imkansız olurdu.
BİRİ DÜNYADA BİRİ AHİRETTE
Rabbimizin esmasının birbirinden bağımsız olmadığını ve her birinin diğerleriyle ilişki içinde mükemmel bir bütün oluşturduğunu biliyoruz. Rahmetin adaletle ilişkisinin sonucudur ki “Rahîm” ismi kulların iradelerini iyilik yoluna kullanmalarının bir ödülü olarak ulaşacakları ikinci bir rahmeti ifade eder. O’nun katında çalışanla çalışmayanın bir tutulmayacağını gösterir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Allah, rahmetinin her şeyi kuşattığını beyan ettikten sonra son peygambere iman edip belli niteliklere sahip olan kimselerin gelecekte ayrıca ilahi rahmete mazhar olacaklarını belirtmiştir. Bu nedenle yaygın olarak “Rahmân”ın dünya hayatında herkesi, “Rahîm”in ise ahirette sadece müminleri kapsayan ilahi rahmeti ifade ettiği kabul edilmiştir.
NETİCEDEN ÜMİT KESMEDEN
İşte başlangıcımızı ve sonumuzu rahmetinin bu iki yönlü tecellisi ile kuşatan Rabbimiz “Rahmân” ismi ile bütün insanlığa mutlak bir ümit bahşederken “Rahîm” ismiyle de sorumluluklarını yerine getiren, gayret sahibi, iyilikperver insanları neticeden ümit kesmeden bu güzel hâllerini sürdürmeye teşvik ediyor.
BU İSİMLERLE AHLAKLANALIM
Bu isimlerle ahlaklanmış bir kul, Allah’ın merhamet edilmesini emrettiklerine merhamet eden ama merhametle adaletin dengesini de kurabilen kişidir. İnsanlara faydalı olmaya çalışırken meşakkat görse bile sadece Allah’ın rızasını gözeterek tahammül eder ve bundan yakınmak yerine kendisini bu meziyete layık gördüğü için daima Allah’a şükreder. Rabb’i tarafından hayırlı işlerde kullanıldığından dolayı katiyen gururlanmaz,
hayrı ulaştırmada sadece bir vesile olduğunu bilir.
EN MERHAMETLİ
Allah, merhametlilerin en merhametlisidir. Bütün yaratıklar, Allah’ın merhameti sayesinde varlıklarını sürdüre-bilmektedir. Ayet ve hadislerde Allah’ın özellikle kimlere, hangi vasıflara sahip insanlara merhamet ettiği bildirilmiştir. Bunlar; muttakî müminler, salih müminler, Kur’an’a sarılan müminler, itaatkâr müminler, namazlarını kılan müminler, zekatlarını veren müminler, muhsin müminler, mallarından Allah yolunda infak eden müminler, musibetlere sabreden müminler, emr-i bil ma’ruf ve nehy-i ani’l- münker yapan müminler, Allah yolunda cihad eden müminler, kötülüklerden korunan müminler, okunan Kur’an’ı dinleyen müminler, ahiretten korkan müminler, hoşgörülü müminler ve merhametli müminlerdir.