Yunus Emre Divanı’nın Karaman Nüshası’nın müzayede ile satışa sunulması tartışmaları devam ediyor. 14. yüzyıla tarihlenen bu kıymetli eser, Phebus Müzayede tarafından 24 Kasım Pazar günü Divan Otel’de düzenlenen salon müzayedesiyle koleksiyonerlerin ilgisine sunulacak. 50 bin dolar başlangıç fiyatı belirlenen bu eşsiz eser için bazı akademisyenler, Kirişçioğlu Şeyhi Bekir Efendi’nin uhdesindeki bir vakfa ait olduğu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın satışa el koyması gerektiğini savunuyor. Yeni Şafak’a konuşan Phebus Müzayede Yöneticisi Avukat Fatih Selim Bayram, Bekir Efendi’nin bu ailenin kayınpederi olduğunu ve uhdesinde bir vakfın bulunmadığını söyledi.
BEKİR EFENDİ BU AİLENİN KAYINBABASI
Mikrofilmi Milli Kütüphane’de bulunan yaklaşık 700 yıllık bu nadide eser, yüz küsur yıldır Kayserilioğlu ailesinde muhafaza ediliyor. Eserin çok iyi korunduğunu belirten Selim Bayram, “Eser Şeyh Bekir Efendi’den okunmak için emaneten alındı, sonra geri götürülmedi diye bir söylem dolanıyor. Bunu söyleyenlerin atladığı birkaç şey var. Bekir Efendi bu ailenin kayınbabası. Eser okunmak üzere emaneten verilmiş bir şey değil, aksine korunması için Kayserilioğlu ailesinin dedesine verilmiş. Vakıf malı da değil çünkü Bekir Efendi’nin uhdesinde böyle bir vakıf yok. Vakıf olması için vakıfnamesinin, kayıt defterinin ve kitabın üzerinde ‘vakıf malıdır’ ibarelerinin yazılı olması gerekirdi. Ortada bu delillerin hiçbiri olmadığı halde olumsuz bir kamuoyu oluşturmak adına bu gibi şeyler söylendi” açıklamasını yaptı.
NE OLACAĞINI BİZ DE BİLMİYORUZ
Kültür varlıklarının korunması için özel koleksiyonculuğun altını çizen Fatih Bayram, devletin bu tür eserlerdeki ön alım hakkıyla ilgili şunları söyledi: “Tarihi eserlerin oluk oluk aktığı İngiltere’ye baktığımızda, devlet satın almak istediği şeylerle ilgili ön alım hakkını müzayede esnasında tokmak indikten sonra veriyor. Böyle olduğu için insanlar hiç çekinmeden eserlerini rahatlıkla gün yüzüne çıkarıyor. Bizdeki uygulama ise devlet müzayedeye çıkmadan önce kıymet takdirini kendisi yaparak almak istiyor. Devlet ön alım hakkı belirlediğinde ise itiraz veya başkasına satmak gibi bir hak olmuyor. Bu eserle ilgili henüz böyle bir şey bize söylenmedi. Müzayedeye çıkacağımız gün ne olacağını hep birlikte göreceğiz.”
YURT DIŞINA SATILMASI MÜMKÜN DEĞİL
Eserin yurt dışından birinin almasıyla ülkeden çıkabileceğine yönelik iddialara da cevap veren Bayram, “Kanun kapsamında kültür varlıklarını sadece yurt içinde satmak için izin alıyoruz. Türkiye içinde kayıtlı adresi olmayan, Türkiye vatandaşı olmayan hiç kimse bu esere pay veremez. Müzayedede satıldığı takdirde eserin yurt dışına gitmesi mümkün değil. Müzayede bunun garantisini veriyor” dedi.
ESERİ KİMSE ORTAYA ÇIKARMADI
Eserle ilgili yalan yanlış birçok haber çıkartıldığını dile getiren Bayram, 2023 yılında kapatılan Kayserilioğlu Kütüphanesi’nden çalıntı olduğuna yönelik iddianın da yanlış olduğunu, kapanan kütüphanenin çocuk kütüphanesi olduğunu aktardı. Eserin müzayedede ortaya çıkmadığını dile getiren Fatih Bayram, “Eseri kimse ortaya çıkarmadı. Biz müzayedenin basılı kataloğunu koleksiyonerlerimize gönderiyoruz. Sosyal medya paylaşımları yaparak, reklam çıkarak herkesi haberdar ediyoruz. Daha da önemlisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na dilekçe vererek ilk biz haber veriyoruz. 8 Kasım’da dilekçe listeyle birlikte Kültür Bakanlığı’na ulaştı ve mutat ziyaretlerini ofisimize yaptılar” şeklinde konuştu.
MEVCUT ORTAM ESERLERİ KORUMUYOR
“Devlet muhakkak buna el koyması lazım” gibi ifadelerle baskı ortamı yaratıldığını belirten Fatih Selim Bayram, bu baskılar sebebiyle ailenin vazgeçmesinin de mümkün olduğunu dile getirdi. Bayram, “Aile vazgeçerse satış iptal olur. Devlete verirler veya vermezler, onların bileceği iş. Ama bu mevcut ortam kültür varlıklarının korunmasına değil, tam aksine kapalı kapılar ardında tutulmasına, toprak altına gömülmesine veya dışarı çıkarılmasına hizmet ediyor” ifadelerini kullandı.