MEHLİKA KARAGÖZOĞLU
Neredeyse 30 yaşına basacak bir günlüğüm var! Birbirinden farklı, 3’ü bitmiş 1’i yarım 4 defterden oluşan bu günlük, ömür hikâyemin başkahramanı tarafından yazılmaya devam etmekte. Acısıyla tatlısıyla gelen her yeni yılda, beni ben yapan taşları şekillendirmemi, duygularımı anlamlandırıp kendimi daha iyi tanımamı, pozitif bir içgörü sağlamamı ve elbette kişisel tarihimin detaylı bir kaydını oluşturmamı sağlayan günlüğüme minnettarım.
YARALARA PANZEHİR
Hayatı anlamlı kılan unsurlar herkes için farklı. Yaşamanın anlamını okumakta bulanlar içinse okumak kadar kıymetli olan bir diğer unsur da yazmak. Yazmak, hele ki sevinçleri, kederleri, ümitleri açıkça ortaya koyarak kalpten geldiği gibi yazmak, bizi rahatlatır. Çünkü Julia Cameron’ın dediği gibi, “yazı yazmak ilaçtır. Yaralara iyi gelen bir panzehirdir.” Belki de bu nedenle çok isteriz Çalıkuşu Feride’nin günlüğünü okumayı. Genç Werther ile bunun için hüzünleniriz. Ve belki de bu yüzden günlük türünde yazılmış kitapları da ayrı bir severiz.
Mahrem bir yazı türü
Günlük, insanların duygu, düşünce, deneyim, hayal ve hedeflerini samimiyetle ve düzenli olarak kaleme aldığı mahrem bir yazı türü. Özellikle teknolojiye doğmamış nesillerin gençliklerinde kısa süre de olsa tecrübe ettiği bir alışkanlık aynı zamanda. Peki, İngilizcede “journaling” olarak ifade edilen günlük tutmanın psikolojik iyileşmeyi sağlayan bir terapi aracı olarak kullanıldığını biliyor muydunuz?
Duygusal sağaltım aracı
Günlük tutma pratiği, zihinsel sağlık, duygusal dinlenme, problem çözmede yaratıcılık ve öz şefkat gibi süreçlerde etkili bir araç olarak değerlendiriliyor. Burada sadece gündelik eylemlerin anlatıldığı bir yazım sürecinden ziyade, duygu ve düşüncelerin zihinsel yüklerini hafifletecek bir duygusal sağaltım söz konusu. Rahatlamak ve stresten arınmak için kullanılan günlük tutma konusunda belirli teknikleri kullanarak insanlara koçluk yapan uzmanlar var.
Marusha Mozolevskaya
Geçen hafta, 9 Ocak’ta Marmara Üniversitesi ile Rami Kütüphanesi ortaklığındaki İyileştiren Kütüphane Projemizin uluslararası etkinliklerinden birini daha tamamladık. Barselona’daki sevgili paydaşımız; yazar, yazar koçu ve günlük tutma rehberi Marusha Mozolevskaya misafirimizdi. Kariyerini günlük tutma (journaling) üzerine inşa etmiş olan Marusha, Kızlar Yazıyor (Girls Who Write) platformunun kurucusu; Çıplak Kelimeler (Naked Words) günlük tutma programının yazarı ve Uluslararası Barselona Günlük Tutma Festivali’nin organizatörü. Kalem ve kâğıdı kurtarıcı yardım sağlayan süper kahramanlar olarak gören Marusha, Rami Kütüphanesi okurlarıyla keyifli bir söyleşi ve iyileştirici yazma çalışmaları yaptı. Bizler de istifade ettik.
ÖNCÜ PENNEBAKER
Günlük yazmanın ataları, Sei Shonagon, Marcus Aurelius, Carl Jung ve James W. Pennebaker. 1950 doğumlu olan Pennebaker, 1980’lerde başladığı çalışmalarıyla iyileşme amaçlı günlük tutmayı bilimsel bir zemin üzerine oturtmuş ilk kişi. Kişilerin derin duygusal deneyimlerini anlayıp düzenlemesine yardımcı olan İfade Edici Yazma, duygularını yapılandırıp zihinsel yüklerini hafifleten Travma ve Duygu İfadesi, olayları anlamlandırıp daha sağlıklı bir bakış açısı geliştiren Dil ve Anlam İnşası temel unsurlarından oluşan Pennebaker Paradigması’nın temelinde bir soruna odaklanıp 4 gün boyunca 15 dakika yapılandırılmış yazma çalışması yaparak duygu boşaltımı yapmak yatıyor.
YENİ TEKNİKLER
Pennebaker’ın ardından Julia Cameron, Ira Progoff ve Kathleen Adams, Ryder Carroll gibi isimler de farklı teknikler geliştirerek alanı zenginleştirmişler. Francesco Cirillo’nun kısa ve odaklı yazmayı teşvik eden Pomodoro Tekniği, R.Carroll’ın listeleme yöntemiyle düşünceleri düzenleyen Madde İşaretli Günlük Tekniği, sabah uyanır uyanmaz zihni temizleyip yaratıcılığı artırmak amacıyla 3 sayfa serbest yazı yazmayı öneren J.Cameron’un Sabah Sayfaları Tekniği, farklı teorisyenlerin katkılarıyla oluşturulmuş belli sorular eşliğinde yazmaya yönlendiren Yönlendirmeli Günlük Tekniği, bunlardan bazıları.
Geliştirilen tekniklerin etkisiyle bir literatür de oluşmuş; hedef günlüğü, minnettarlık günlüğü, sanat günlüğü, rüya günlüğü, neşe günlüğü, gibi. Tür seçiminde günlüğü yazacak kişinin duygusal ihtiyaçları, yazma tercihleri ve ayırdığı zaman miktarı belirleyici oluyor. Yazım etkinliklerinde rehberler, yönlendirmelerle yazmanızı sağlıyor ama elbette yazdıklarınız size özel kalıyor. Yazma sonunda kendinizi nasıl hissettiniz, duygularınızı anlamlandırmak kolay mıydı, kendiniz hakkında yeni bir şey fark ettiniz mi gibi sorularla duygu sağaltımı destekleniyor. Yapılan araştırmalarda iyileştirici yazma süreçlerinin kişilerin ruhsal durumlarına yüksek düzeyde fayda sağladığı tespit edilmiş.
YAZIN, İYİ HİSSEDİN.
Eğer hâlihazırda tuttuğunuz bir günlüğünüz ve detaylı bir günlük tutmak için enerjiniz yoksa, ancak yazmanın iyileştirici gücünden de faydalanmak istiyorsanız, her gün şu soruların cevaplarını yazabilirsiniz; Bugün beni en çok ne mutlu etti? Bugün yaşadığım en zorlu durum neydi ve bundan ne öğrendim? Bugünkü şükür sebeplerim neler?
KÜTÜPHANELERDE İYİLEŞTİRİCİ YAZMA
Kütüphanelerdeki toplum sağlığını ve kültürel kalkınmayı destekleyici etkinliklerden biri de iyileştirici günlük yazma atölyeleri olabilir. Böylece okuyan nesiller yanında yazan nesillerin de yetişmesine vesile olabiliriz. Kendini ifade becerisi, duygu düzenlemesi, derin düşünce, içgörü, dayanıklılık, farkındalık, anadil yetkinliği gibi çok çeşitli kazanımları olan günlük tutma atölyelerini hem kendi araştırma listeme hem de projelerimizin eğitim yelpazesine eklemek üzere not defterime yazdım. Bibliyoterapi ve şiir terapi çalışmalarıyla oldukça iç içe olan günlük yazma çalışmaları İyileştiren Kütüphane Projemizin de rengine renk katacak.