Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Burçin Şanlıdağ, sıcak yaz aylarının gelmesi ile çocuklar için bazı tehlikelerin ileri geldiğini, bunların en başında da güneş çarpmasının bulunduğunu belirtti.Güneş çarpmasının dış ortam sıcaklığına maruz kalmakla veya sıcak havada ağır egzersiz yapmakla oluşabileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Burçin Şanlıdağ, yaz mevsiminin sıcak ve kuru olması nedeniyle, hava sıcaklıklarının gölgede bile fazla olduğuna söyleyerek dikkat edilmesi konusunda uyardı.
Risk grupları 4 yaş altı çocuklar ve 65 yaş üstü bireyler
Özellikle 4 yaş altı çocuklarla, 65 yaş üstü bireylerin risk gruplarını oluşturduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Burçin Şanlıdağ, kalp, akciğer, böbrek hastalığı, diyabet ve obezitesi olan bireylerin risk grubunda olduğu gibi ateşli hastalık geçirmekte olan çocukların da yüksek risk grubunda olduğunu ifade etti.
Güneş çarpması belirtileri nelerdir?
Güneş çarpmasının, vücuda alınan çevresel yüksek ısı ile birlikte vücut ısımızı düzenleyen mekanizmaların çalışmasında bozukluk oluşması sonucu gelişerek, vücut ısısının 40,6 derecenin üzerine çıktığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Burçin Şanlıdağ, yüksek sıcaklık yüzünden hücrelerin ve dokuların ciddi oranda hasara uğradığını belirtti. Burçin Şanlıdağ konu ile ilgili sözlerine şöyle devam etti: “Güneş çarpmasında hastada ateş, baş dönmesi, bilinçte bulanıklaşma, baş ağrısı, kas güçsüzlüğü, kas krampları, sürekli uyku hali ortaya çıkmaktadır. Bu tür şikâyetleri küçük çocukların ifade etmesi zordur. Güneşe veya sıcağa maruziyet sonrası sürekli uyku hali, halsizlik, beslenmede azalma uyarıcı olmalıdır. Özellikle küçük çocuklarda eşlik eden nöbet gözlenebilmektedir. Erken müdahale edilmeyen durumlarda bilinç kaybı, organ yetmezlikleri ve ölümle sonuçlanabilir.”Çocuklarda fazla sıcak hava dalgası ve Güneş’e dikkat
Güneş çarpmasının çocuklarda sıklıkla sıcak hava dalgalarına ve güneşe maruz kalınması sonrası görüldüğünü, gençlerde ise aşırı sıcak ve nemli havada egzersiz yapılması sonucu ortaya çıkabildiğini söyleyen Şanlıdağ, örneğin araç içerisinin ne kadar sıcak olabileceği tahmin edilmeden bırakılan veya unutulan çocukların büyük risk altında kaldığını belirtti. Isının 21C olduğu bir ortamda, direk güneş maruziyeti ile araç içi ısısının hızlıca 49C’ye ulaşabildiğini de söyleyen Şanlıdağ, bu durumun özellikle 4 yaş altı çocuklarda sıcak çarpması ile sonuçlandığını ifade etti.Önlemler ve dikkat edilecekler
Şanlıdağ aynı zamanda çocuklar için sıcak çarpmasını önlemede dikkat edilmesi gerekenlerini de şu şekilde sıraladı; “Açık renkli, bol kıyafetler, koruyucu uzun kollu tişörtler giydirilmeli, koruma faktörü en az 30 olan güneş koruyucu kremler kullanılmalı ve bu kremler çocuğunuz güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmeli, başın direk güneş maruziyetini önlemek için geniş kenarlıklı açık renk şapkalar tercih edilmeli, çocuklarımıza gölge kuralı öğretilmeli ve gölgesinin kendi boyundan kısa olduğu saatlerde dışarıya çıkmasının uygun olmadığı hatırlatılmalı, çocuklarımızın saat sabah 10.00 ve öğleden sonra 16:00 arası direkt gün ışığına maruz kalması önlenmeli, günün sıcak saatlerinde dış ortam aktivitelerinden ve egzersizden uzak durulmalı, dış ortam aktiviteleri sabah erken saatlerde veya güneş batımından sonra yapılmalı, güneş ışınlarının yansımalarına dikkat edilmeli, kum ve su ışınları yansıttığı için bu gibi alanlarda korunma artırılmalı, çocuğumuzun yeterli sıvı alımına özen gösterilmeli, susamadan dahi sıvı tüketilmeye çalışılmalı.”“Şüpheli durumlarda ilk olarak Acil Yardımı çağırmalıyız”
Sıcak çarpmasından şüphelenilen durumlarda öncelikle acil yardım istenmesi gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Burçin Şanlıdağ, kişilerin ilk önce serin ve gölge bir ortama alınması gerektiğini belirtti. Yardım gelene kadar hastanın vücut ısısını düşürmeye yönelik olarak fazla kıyafetlerin çıkarılması gerektiğini de söyleyen Şanlıdağ, hastanın başı yükseltilirken bilinci kapalı ise yan yatır pozisyona getirilmesinin önemli olduğunu belirtti. Hastanın koltuk altı, boyun ve kasık bölgesine nemli bez ile soğutma yapılması gerektiğini de söyleyen Şanlıdağ, kişinin bilinci yerinde ise sıvı alımı sağlanması gerektiğini, bilinci yerinde değil ise hastanın boğulmasına neden olabileceği için sıvı madde verilmemesi gerektiğini ifade etti.