Açbahar geldi. Türkiye’nin dört bir köşesinde yabani otlar tencerelerde, fırınlarda aş oluyor. Birçok ilde yöresel ot festivalleri düzenleniyor. Otlar, binlerce yıldır yemek olduğu kadar, ilaç olarak da kullanıldı. Mesela Hititler ağrıları dindiren bir ilacı gelincik çiçeğinden yapıyordu. Papirüsler, eski Mısır’da 800 bitkinin ilaç yapımında kullanıldığını, bunlardan bazılarının soğan, sarımsak, çiğdem, nane gibi bugün de bilinen bitkiler olduğu bilgisini taşıyor.
SAYI ARTTIRILABİLİR
Osmanlı döneminde de Anadolu’nun zengin bitki çeşitliliği sofraları süsledi. Madımak, kaz ayağı, ebegümeci, soğan, yabani kuşkonmaz, kapari ve daha onlarca bitki çok eski çağlardan beri biliniyor, kullanılıyordu. Halk inancına göre, bu mevsimde yabani bitkilerden en fazla faydayı alabilmek için yedi farklı otun bir tencerede pişirilmesi gerekir. Bu yedi farklı otun ise belli bir ismi yok. Kişi ulaşabildiği, seçtiği, sevdiği yedi değişik bitkiyi şifa versin diye bir arada pişirebiliyor. Hatta eğer bolca çeşidin bulunduğu, verimli bir yerdeyse ürün sayısı 11’e de çıkabiliyor.
OTLARI ÖĞLE GÜNEŞİNDEN ÖNCE ALIN
Aslında yemek, yemeğin yapıldığı malzeme, hastalıklara neden olduğu gibi şifaya da sebeptir. Doğru beslenmek, doğal gıdalar tüketmek insan sağlığını büyük ölçüde etkilemekte. Yöresel otlar hiçbir katkı ve zirai ilaca maruz kalmadığından, diğer bitkiler arasında eski değerini muhafaza ediyor. Fakat bu otları da toplarken ve satın alırken dikkat edeceğimiz bazı şeyler var. Bunlardan ilki otun ayak basılmayan, atık dökülmeyen, kirli suya temas etmeyen bir yerde yetişmiş olması. İkincisi taze, körpe yaprakların günün erken saatlerinde toplanması. Sabah saatlerinde ve öğle güneşinden önce yöresel otlarımızı alırsak, besin değeri en üst düzeyde olur. Bu pazar yazımızda yöresel yabani bitkilerle yapılan yemeklere örnekler verelim istedim.
Efelek (Labada) sarması
YAPILIŞI:
Kuru soğanı doğrayalım. Sarımsakları ezelim. Bir tavada yağ ile kavuralım. Yıkayıp süzdüğümüz bulguru ilave edip az miktarda su ekleyelim, hafifçe yumuşatalım. Tuzunu ve baharatını ekleyelim. Ayrı bir yerde, labadaları sıcak suya batırıp 5-10 dakika sonra çıkartalım ve soğuk sudan geçirelim. Yumuşatılmış labadaların saplarını kesip damarlarını yavaşça alalım. Tıpkı asma yaprağı sarar gibi içini yerleştirip saralım. Bir tencereye dizelim, üzerini geçmeyecek kadar su ekleyelim ve 15 - 20 dakika kısık ateşte pişirelim. Yoğurtla birlikte servise alalım.
MALZEMELER:
* 500 gram efelek otu * 2 su bardağı bulgur
* 2 kuru soğan
* 1 yemek kaşığı salça * 2-3 diş sarımsak
* 1 çay bardağı sıvıyağ * Tuz
Kazayağı kavurması
YAPILIŞI:
Yapılışı: Soğanı ve sarımsakları doğrayalım, tereyağıyla kavuralım. Salçayı ilave edelim. Kaz ayaklarını doğrayıp üzerine ekleyelim ve tuzunu ilave edelim. Tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte pişirelim. (Ispanak ile aynı aileden olan kazayağı kavrulurken içine bulgur atılabilir ya da salça eklenmeyip üzerine yumurta kırılabilir)
MALZEMELER:
* Yarım kilogram kaz ayağı bitkisi
* 2 kuru soğan
* 2-3 diş sarımsak
* 1 yemek kaşığı salça
* 2 yemek kaşığı tereyağı
* Tuz
Ebe gümeci namzan otu yumurtalama
YAPILIŞI:
Otlarımızı yıkayıp doğrayalım. Tereyağında, tuzu da ekleyip iyice suyunu çekene kadar kavurarak pişirelim. Yumurtaları çırpalım ve kavrulmuş otların üzerine ekleyelim,karıştıralım. Yumurtalar pişince servise alalım.
MALZEMELER:
* 300 gram namzan otu(yabani hardal)
* 300 gram ebegümeci
* 4 yumurta
* 3 yemek kaşığı tereyağı n Tuz