Çırpınırdın Karadeniz/ Bakıp Türk'ün bayrağına/ Ah ölmeden bir görseydim/ Düşebilsem toprağına dedi ve onu tüm Türkiye tanıdı. Azerin'den bahsediyoruz. Daha beş yaşında televizyonlara çıkıp şarkı söylemeye başlayan 9'unda Azerbaycan'da çocuk orkestrasının solisti olan 14'üne geldiğinde Azerbaycan devlet televizyonu ve radyosunun baş solisti olan Türkiye'de ve Azerbaycan'daki mehmetçiklere ücretsiz moral konserleri veren şarkılarını vatanı ve milleti için seslendiren Azerin'den... Aynı zamanda Üsteğmen olan Azerin ile son birkaç gündür gündeme gelen Azerbaycan-Ermenistan sınırında yaşanan çatışmaları da değerlendiren bir röportaj yaptık. Azerin, "Karabağ bizim haklı davamızdır. Ya sulhla ya savaşla Karabağ'ı geri alacağız" diyor.
DEVLETİN VE HALKIN SANATÇISI
Azerin'le röportajımıza biraz eskilere giderek başlıyoruz. Azerbaycan topraklarının Sovyetlerin elinde olduğu yıllara. Azerin o zamanlar işgallerden ve baskılardan albüm yapmayı bile düşünemediğini söylüyor. Bu yüzden albüm çalışmalarına 200li yıllarda başlamış. Azerbaycan'da üç, Türkiye'de de kaydedilmiş bir albümü bulunuyor. Azerin albüm yapamamış olsa da konserlere ağırlık verdiğini dile getiriyor. Bu konserleri ona 2006'da Azerbaycan Devlet Sanatçısı, 2015 yılında da Halk Sanatçısı ünvanlarını kazandırıyor. 2005 senesinde de Azerbaycan askerlerine moral konserlerine başlıyor.
HAYAT FELSEFEM ASKER KONSERLERİ
Moral konserleri Azerin için çok önemli. "Bu konserler hayatımın en önemli parçası. Mehmetçiğime konser yapmak, askerimin yanında yer almak benim hayat felsefem" diyen Azerin'in Türkiye mehmetçiği ile buluşması 2008'e tekabül ediyor. 2008 Kurban Bayramı'nı Şırnak, Diyarbakır ve Siirt'te Türk askerleriyle birlikte geçiren Azerin, bu yılın başlarında Azerbaycan'a giden Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a Türkiye'de askerlere yeniden konser vermek istediğini söylüyor. Bunun üzerine Azerin geçtiğimiz Nevruz'u Ankara, Isparta, Balıkesir ve İzmir'de mehmetçikle kutluyor. Azerin hem Azerbaycan Milli Savunma Bakanlığı'na hem de Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı'na şükranlarını sunuyor.
SAVAŞMAYA HAZIRIM
"Azerbaycan'da Milli Savunma Bakanlığı'nda Üsteğmenim. Yaptığım işlerden dolayı devletin bana verdiği bir rütbedir. 2009'da Teğmen oldum, iki sene sonra da Üsteğmen. Sanatçı olarak devletimin ve silahlı kuvvetlerimin yanındayım. Sevgi, aşk şarkıları her zaman söyleyebilirsiniz ama vatan, millet, bayrak için yapılan müzik benim için çok daha önemli. Türkiye ile bizim çok derin tarihi bağlarımız var. Burası da benim vatanım" diyen Azerin, Karabağ sorununun bir sonraki nesillere kalmaması gerektiğini düşünüyor. Azerin, "Bugün gidip dövüşmeye hazırım. Cumhurbaşkanımızdan bir çağrı bekliyorum" diyor.
Bir ölüp bin dirileceğiz
Azerin'in bir vatandaş ve bir sanatçı olarak istediği 'yakın gelecekte Azerbaycan bayrağının Karabağ'da dalgalanması'. Azerin "Biz tüm dünyaya hem milletimiz hem de devletimiz olarak birliğimizin ebedi olacağını gösterdik. Ben bununla gurur duyuyorum. Her gün şehit veriyoruz ama toprağı kazanmak için şehit vermek gerekiyor. Türk'ü yıldıramayacaklar. Silahlı kuvvetlerimizin morali her daim yüksek. Bir ölüp bin dirileceğiz. Allah her zaman hakkın yanında olmuştur, hakkın yanında olacaktır. Birliğimiz ve beraberliğimiz ebedi olacak" diyor. Biliyorsunuz UNESCO bu yılı Ahmet Yesevi yılı ilan etti. Azerin, 5 Mayıs'ta Erzurum'da, 20 Mayıs'ta da Sivas'ta Ahmet Yesevi konserleri verecek.
Gizli gizli Türk radyoları dinliyorduk
Azerin vatan şarkıları söylemeye başlamasını ise şu sözlerle anlatıyor: "Biz çocukluk döneminde de vatan şarkıları söylüyorduk. O zamanki vatan anlayışıyla 1990'dan sonrası farklı. 72 sene Sovyet döneminde bizim insanımızın kafasında Türklük silinmişti. Milli kimliğimizi kaybetmiştik. 72 senede dört nesil yetişir. O nesillerin yetiştiği dönemde Türk kimliğimiz belli değildi. Ben kendi tarihim ve Türk tarihini okuya okuya tanıdım. Sovyet döneminde yaşadığımız zaman nenelerimiz bize gizli gizli radyodan Tükiye'yi dinletirdi. Gizli gizli plaklar alıyorduk. Zeki Müren, Sezen Aksu, Ajda Pekkan dinliyorduk. Nenelerimiz kulağımıza 'Siz Türksünüz, bunu bilin' diyordu."
İlk kez Türkiye'de kelime-i şehadet getirdim
"Türkiye'deki insanların vatan sevgisi beni çok etkiledi. Gururlandım. Türkiyedeki insanların vatana bayrağa olan sevgisi beni daha çok öğrenmeye itti. Peygamber efendimizin hayatını öğrenmeye başladım. İlk defa kelime-i şehadetimi ben Türkiye'de getirdim. 22 yaşındaydım" diye devam eden Azerin'e çok sevilen yorumu Çırpınırdın Karadeniz'i de sormadan edemiyoruz. O şarkıyla tanışmasını "Türkiye'deki bir konserimden sonra yanıma biri geldi ve 'Azerbaycan'ın bir Çırpınırdın Karadeniz şarkısı var, sizin sesinize çok yakışır. Onu söylesenize' dedi. O eseri öğrendim ve repertuarıma aldım. Hayatta hiçbir şey tesadüf değil Allah'ın takdiri. 1990lardan sonra demek ki ben bu müziği yapmalıymışım" sözleriyle anlatıyor. Azerin aynı zamanda İngilizce, Fransızca, İtalyanca da söylüyor.