Ramazan Bingöl
Yüzyıllar boyunca Akdeniz insanlarının beslenmesinde ana bitkisel yağ kaynağı olan ve sağlıklı beslenmenin simgesi haline gelen zeytinyağı, antik dönemden beri tüm dünyada en fazla taklit ve tağşişe maruz kalan ürünlerden biridir. Dalından toplanan zeytinlerin kırılıp yoğrulduktan sonra preslenmesi ile elde edilen ve rafine edilmeden kullanılan zeytinyağı, en doğal yağdır. Ancak diğer bitkisel yağlarla karıştırılması kolaydır. Talebi çok, üretimi sınırlı ve fiyatı diğer yağlara göre daha yüksek olduğu için tağşiş ve taklide çok açıktır.
Tağşiş ve taklit nedir?
Tağşiş ve taklit, gıda ürünlerinde kalitenin düşürülmesi ve tüketicinin yanıltılması amacıyla yapılan hilelerdir. Tağşiş, bir ürüne başka maddeler ekleyerek onun doğallığını bozmaktır. Taklit ise bir ürünü tamamen ya da kısmen başka bir ürün gibi göstererek pazarlamaktır. Zeytinyağında en yaygın görülen hileli yöntemler şunlardır:
Diğer bitkisel yağların karıştırılması: Zeytinyağına daha ucuz olan ayçiçek yağı, soya yağı veya pamuk yağı gibi bitkisel yağlar eklenir.
Kimyasal aromaların kullanılması: Zeytinyağına zeytin aromasını taklit eden kimyasallar eklenir.
Rafine yağların karıştırılması: Daha düşük kaliteli ve rafine edilmiş zeytinyağları, natürel sızma zeytinyağına karıştırılır.
Yol kenarlarında ve internette satılan hileli zeytinyağlarına dikkat
Tatil dönüşlerinde yol kenarlarında “kendi mahsulüm” sloganıyla pet şişelerde ucuza satılan zeytinyağlarını, doğal ürün diye güvenip alıyoruz. Online alışveriş sitelerinde ise, marka isimleri üretimin en yoğun olduğu Ege bölgesini çağrıştıran kelimelerden seçilen ve “taş baskı sızma” etiketiyle piyasa değerinin çok altında fiyatlarla satışa sunulan zeytinyağları “en çok satan” ürünlerin başında geliyor. Ne yazık ki, bu ürünler “en çok sahtesi yapılan” ürünlerin arasında ilk sırada yer alıyor. Dikkatli olalım!
Ucuza satılana şüpheyle yaklaşın
Zeytinyağı alırken dikkat etmeniz gereken ilk unsur, fiyatıdır. Gerçek zeytinyağının belirli bir maliyeti vardır ve bu maliyetin altında satılan ürünler genellikle şüphe uyandırmalıdır. Ucuz zeytinyağları, gerçek zeytinyağının bir miktarını alıp içerisine pamuk, kanola, fındık, mısır ve ayçiçek yağı gibi maliyeti düşük yağlar karıştırılarak “taş baskı sızma” etiketiyle satılıyor. İçine, insan sağlığı için en zararlı yağ olan palm yağı karıştırılabiliyor. Bazı fırsatçılar, doğal görüntü vermek için motorin yağı kullanmaya kadar işi götürebiliyor. Kimi zaman da ucuz bitkisel yağlar, aroma ve renklendiricilerle zeytinyağı kıvamına getirilip natürel sızma zeytinyağı ismiyle satılıyor. Litresi 300 liraya satılan bir zeytinyağını 90 liraya bulabiliyorsanız, o ürünü sorgulamalısınız. Bu durum sadece zeytinyağı için değil, tüm gıda ürünleri için geçerlidir.
Zeytinyağı alırken nelere dikkat etmeliyiz?
Zeytinyağı alırken etiket bilgilerini dikkatle incelemelisiniz. Etikette üretici firmanın adı, üretim izni, işletme kayıt numarası, üretim yeri, yağın türü (natürel sızma, riviera vb.), hasat tarihi ve son kullanma tarihi gibi bilgiler yer almalıdır. Ayrıca, zeytinyağının asit oranı da belirtilmelidir. Natürel sızma zeytinyağının asit oranı %0,8’in altında olmalıdır.
Zeytinyağı koyu renkli cam şişelerde saklanır
Zeytinyağı, koyu renkli cam şişelerde, serin ve karanlık bir ortamda saklanmalıdır. Plastik pet şişelerde satılan zeytinyağları, ışık geçirgenliği nedeniyle oksitlenmeye başlar ve tadı acılaşır. Ayrıca plastik maddelerin yağa karışma riski oluşur. Bu durum hem yağın kalitesini düşürür hem de sağlık açısından tehlikeli olabilir. Güneş altında kaç zamandır beklediği belli olmayan zeytinyağını alırken bir kez daha düşünelim.
Sahte ve gerçek zeytinyağını ayırt etmek kolay değil
Gerçek sızma zeytinyağı, meyvemsi, acı ve yakıcı bir tada sahiptir. Eğer duyusal analiz yeteneğiniz güçlüyse, zeytinyağını tadarak gerçek olup olmadığını anlayabilirsiniz. Bir miktar zeytinyağını elinize döküp kokladığınızda çimen kokusu alıyorsanız, natürel sızma zeytinyağı olduğuna kanaat getirebilirsiniz.
Halk arasında “Gerçek zeytinyağı koyu yeşil olur” gibi bir algı var. Ancak renk, kalite belirlemede bir kriter değildir. Zeytinin yetiştiği bölgeye ve ağacın cinsine göre zeytinyağının rengi değişir. Sarı ile yeşil tonları arasında herhangi bir renkte olabilir. Bu nedenle duyusal analiz yapan profesyonel kişiler zeytinyağını genellikle mavi renkli ve kapaklı bardaklarda tadımlamayı tercih ederler.
Zeytinyağını evde test etmenin yaygın yolu, donma testidir. Gerçek zeytinyağının buzdolabında 4 C’de 15 dakika içinde kristalize olup donması gerekir. Donan zeytinyağında, görsel olarak renk ayrımı olmaması ve her yerinin aynı oranda donması beklenir. Eğer donma sırasında renk farkı ya da kısmi donma oluşursa, bu zeytinyağı tağşiş edilmiş veya sahtedir diyebiliriz. Ancak, tağşiş üreticileri her geçen gün yeni formüller geliştirerek, özel katkılar, aromalar ve ilave maddelerle zeytinyağının rengini, kokusunu ve donma özelliklerini laboratuvar ortamında birebir tutturabiliyorlar. Bu nedenle, donma testi gibi yöntemler kimi zaman yanıltıcı olabilir ve kesin sonuç vermez.
En doğru yöntem laboratuvar testi
Eğer duyusal analiz yeteneğiniz güçlü değilse, bir lezzet gurmesi değilseniz veya zeytinyağını yeterince tanımıyorsanız, taklit, tağşiş ve sahte ürünleri ayırt etmeniz oldukça zor olabilir. Çünkü taklitçiliğin çok fazla yöntemi vardır. Bir zeytinyağının gerçek olup olmadığını belirleyen en doğru yöntem, gıda analiz laboratuvarlarında yapılan testlerdir. Bu testler, yağın içindeki %1’lik bir tağşiş veya taklidi dahi ortaya çıkarır.
Tarım ve Orman Bakanlığı, sahte zeytinyağı ile mücadele kapsamında düzenli denetimler gerçekleştirmekte, üretim tesisleri ve satış noktalarını sık sık kontrol ederek gıdaya hile karıştıranları ifşa etmektedir. Bu nedenle, satın aldığınız ürünün Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminden geçtiğine emin olun. Burada tüketici olarak görev bizlere düşüyor. Bilinçli olmak ve güvenilir kaynaklardan alışveriş yapmak, sahte ürünlerden korunmanın en önemli yoludur. Sağlık ve afiyetle…