Yanlış hatırlamıyorsam, Northrop Frye’dan okuduğum ilk yazı Hakan Şarkdemir çevirisiyle 2004 yılında Kırklar dergisinde yayımlanmıştı. Yazıyı anlamamıştım. Aklımda sadece Northrop Frye’ın vurucu cümleler kurduğu kalmış. Sonra Frye’ın Büyük Şifre’siyle (2006) karşılaştık. Çok bekletmeden de aynı eserle bağlantılı olan Kudretli Kelimeler’in (2007) Türkçesi yayımlandı. Frye’ın asıl kitabıysa, Eleştirinin Anatomisi’ydi. Asıl kitaptan kastım, benim okuduğum eleştiri teorilerine dair yazı ve kitaplarda, Frye’ın hep Eleştirinin Anatomisi’ne atıf yapılmasıdır. Yoksa Büyük Şifre ve Kudretli Kelimeler de Frye’ın temel eserleri arasındadır. 2015’te Eleştirinin Anatomisi’ne kavuştuk, bütün halinde Türkçeye aktarılmıştı. Çeviri engelini aşsak bile, Eleştirinin Anatomisi’ni tek başına çözmek, yine de zor, yıllar, belki on yıllar alabilecek bir iş.
Sözü, Ketebe Yayınları’nın Northrop Frye çevirilerine getirmeye çalışıyorum. Ketebe, 2020 yılında Ferit Burak Aydar Türkçesiyle Northrop Frye’ın Hayal Gücünü Eğitmek kitabını yayımladığında, acaba çeviri sıkıntısıyla karşılaşacak mıyım, yine çok çetin teori tartışmalarının içine dalıp, bir sürü edebiyat ve teoloji terimleriyle boğuşacak mıyım diye tereddüt etmiştim. İtiraf edelim: Northrop Frye cazip bir isimdir. Ondan kim söz etse, Frye’ı merak etmekten kendinizi alamazsınız. Hele edebiyat eleştirisine, Kutsal Kitap’a yönelik bir ilginiz varsa. Bu yüzden tereddüt etsem de, Hayal Gücünü Eğitmek’ten kaçamamıştım. İlginçtir, Frye’ı eleştirenler, hatta Terry Eagleton gibi onunla dalga geçmeye çalışanlar bile, ondan fazlasıyla etkilenmişlerdi. Hayal Gücünü Eğitmek, temiz bir çeviriydi. Frye’ın ne söylediği anlaşılıyordu. Hepsinden önemlisi, Frye’ın bu radyo konuşmalarından ağır/anlaşılması zor kitaplarına yol bulunabilirdi.
KONUŞARAK ANLATMAK
Aynı özellik, yine Ketebe’den çıkan iki Northrop Frye çevirisinde de var. Birincisi, Eylül 2022’de çıkan Yaratma Yeniden Yaratma’dır. Diğeri ise, Nisan 2022’de çıkan İkili Görüş’tür. İkili Görüş’ün alt başlığı: Dinde Dil ve Anlam. İki kitap da Kemal Atakay’ın ustalıklı çevirisiyle Türkçeye kazandırılmış. Her iki kitap da Frye’ın Toronto Üniversitesi, St. Thomas Kilisesi ve Kanada Birleşik Kilisesi’inde verdiği konferanslardan oluşuyor. Bu bir avantaj! Çünkü Frye’ın bu kitaplarında yaptığı gibi insan, konuşurken ele aldığı konuyu olabildiğince basitleştirilip, o şekilde anlatmaya çalışır. Yazmakla konuşmak arasındaki farktır bu. Fakat bu durum Frye’ın kitaplarında olduğu gibi konferanslarında da konuları tarihsel süreçten geçirmesine; siyasi, felsefi, teolojik veya edebi boyutlarıyla ortaya sermesine engel değil. O yüzden Frye’ın yazdığı kitaplarla, yaptığı konuşmalardan oluşan kitapları arasında çok bir fark yok. Yöntem aynı. Mesela konunun tarihi sürecini sergileme esnasında bile Frye’ın eleştirellikten uzak duramadığını görüyoruz. Eleştiriyi yedeğine almadan tek cümle kurmadığını, tek söz etmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca Frye, kitaplarında olduğu gibi konferanslarında da, eleştirmen/kuramcı kimliğinin kesinlikle dışına çıkmıyor. Mesela çok iyi yapabileceğini düşündüğüm halde, vaaz vermiyor. Söylediği ve yazdığı her şey, birçok farklı alanın içinde rahatlıkla dolaşsa da, edebiyat eleştirisinin hassas çizgisini gözetiyor.
Ketebe’den çıkan bu üç Northrop Frye çevirisini okurken, Frye’ın eleştiri kuramına birer yaklaşma çabası içine girdiğimizi fark ederiz. Peki, İkili Görüş’te neler var? Kitap dört bölümden oluşuyor: “Dile Dair İkili Görüş”, “Doğaya Dair İkili Görüş”, “Zamana Dair İkili Görüş”, “Tanrı’ya Dair İkili Görüş”. Frye kitabın “Ön söz”ünde, “…Bu küçük kitabı, Kutsal Kitap ile seküler kültür arasındaki ilişkiler üzerine yazdığım daha uzun kitapların -The Freat Code ile Words with Power- daha kısa ve daha kolay anlaşılır biçimine dönüştürmeyi ummuştum.” diye belirtiyor. Fakat sanki “bu küçük kitabı”n sonuna geldiğinde de şunu fark ediyor: Bu mevzuları “kısa” ve “kolay anlaşılır” ne yazmak mümkün ne de konuşmak. Yine de Frye’ın da dediği gibi, İkili Görüş’ten Büyük Şifre ve Kudretli Kelimeler’e yol bulunabilir, hiç değilse bu kitapta işlenen konu ve kavramlara İkili Görüş sayesinde aşinalık kazanılır.
DÜNYAYI ALGILAMA BİÇİMİ
Frye’ın İkili Görüş’de dönüp dolaşıp söylediği şey, diğer iki kitabının da şifresini oluşturur: “İnsanlar ilgili varlıklardır ve bana öyle geliyor ki iki tür ilgi vardır: birincil ve ikincil.” Birincil ilgilerden kastı: “Gıda, cinsellik, mülkiyet ve hareket özgürlüğü gibi şeylerdir.” İkincil ilgiler ise, “siyasi, dini ve diğer ideolojik bağlılıklar”dır. Frye kavram, konu, olay ve kahramanlara bu iki görüşün birlikte uygulanması gerektiğini söyler. Birini diğerinden ayırdığımızda, konu eksik veya yanlış anlaşılacaktır. Frye’ın konuyu açıklarken verdiği örnekler, Kutsal Kitap’tan, yakın siyasi olaylardan ve şiirlerden olur. Muhtemelen dinleyicileri çok sıkmamak için de, örnekler üzerinde kısa kısa durup geçer. Bunda ne var, bunu herkes biliyor, her şeye maddi-manevi diye iki açıdan bakmak gerekmez mi diye düşünebilirsiniz? Öyle değil aslında. Frye, Marksizm’le Hıristiyanlık’ı karşılaştırır. Bu, seküler kültürle Kutsal Kitap karşılaştırmasına dönüşür. Marksist, sosyalist veya komünist düzenlerin, meseleye sadece ikincil ilgiler açısından yaklaşması dolayısıyla, mesela 21. yüzyılda dünya genelinde görülen hava kirliliği, temiz su sıkıntısı veya doğal beslenme gibi sorunların yaşandığına işaret eder. Dolayısıyla birincil ilgiler, dünya genelinde ikincil ilgileri geri plana atmıştır. Fakat bu ikincil ilgilerin önemsizliği anlamına gelmemektedir.
Bu şekilde yazınca, ben de Frye’ın kuramını, “daha anlaşılır” ele almaya çalıştığımı ama başaramadığımı fark ettim. Oysa henüz İkili Görüş’ün ilk bölümünden bile doğru düzgün söz edemedim. Öyleyse, yazımı şu şekilde noktalayayım: Yazı boyunca ismini andığım Northrop Frye kitaplarının birini bile elinize almanız, diğerini de okumanızı gerektirecektir.