Dünyaca ünlü ressamımız İsmail Acar, Berna Bileke Demirkaya ile birlikte oluşturduğu Atelier by İsmail Acar, koleksiyonunu İstanbul ve Laleler temasıyla ilk kez atölyesinin dışına çıkarıyor. Acar'ın en özgün işleri, modern çizgisiyle dikkat çeken addresistanbul'da sergileniyor. Acar koleksiyonu anlatırken, “Herkes sanat eserini alamıyor bu yüzden bu sanat eserini bir objeye yansıtıp daha ulaşılabilir kılıyoruz. Bir yemek takımı üzerindeki sanat eseri daha ulaşılabilirdir. Belki tuvalde o kadar ulaşılır değildir. Sanatın amacı da budur zaten: hayata dokunmak” diyerek sanatı ulaşılır kılmanın önemini anlatıyor. addresistanbul Genel Müdürü Derya Devrim “Bir sürü sanatla ilgili etkinlik oluyor ama hep yabancı sanatçılar var. Tabii ki onlar da olmalı. Sanat herkes için ama Türk sanatçıları özellikle görmek ve öne çıkarmak istiyoruz” diyor.
KENDİ TOPRAĞIMIZDAN BESLENMELİ
Sanatçının önce doğduğu topraklardan beslenerek evrensele ulaşması gerektiğine dikkat çeken Acar, “Bir Batılı nasıl kendi geleneğini kullanıyorsa bizim de geleneğimizi kullanmamız gerekiyor” diyor ama bu sadece Osmanlı'ya veya İslam'a tamamen yönelip diğerlerini yok saymak değil. 1100 yıllık sanatımızın İslam adına üretildiğini söyleyen Acar, resme başladığı yıllarda İslam'ın ötekileştirildiğini dile getiriyor ve soruyor: “Neden biz 1100 yıllık kültürümüzü çöpe atmışız ki?” Bu nedenle de eserlerinde İslam ve Türk geleneğini kullanarak sanata ve sanatçılara öncülük ediyor.
LOKAL OLAN EVRENSELE ULAŞIR
Acar, tüm sanat ve fikir çıkışlarının lokal olduğunu kaydediyor. Lokal olan daha sonra evrensele ulaşıyor. “Mona Lisa veya Son Akşam Yemeği baktığımızda lokal bir eserdir. Son Akşam Yemeği, kilisenin sanatçıdan sipariş ettiği bir eser. Ama evrensel olmuştur. Çünkü son derece müthiş bir estetik yakalamıştır” diyen Acar, farklı coğrafyalarda farklı sanat çıkışları yapabilabileceğini ama bunların çok tabansız ve özenti olacağını söylüyor. Toplumun bir yansımasıdır sanat. Türk türk gibi resim yapmalı. Fakat bu illa da motif olarak sultan kafası kullanmalı değil. Acar bir örnek de Amerika'dan veriyor: Andy Warhol Amerikalı popüler bir kültürü lokal olarak ortaya çıkardı. Herkes duvarlarına Marilyn Monroe'lar asıyor. Bizim Nene Hatun vardı, ne oldu?"
Michelangelo'yu derviş gibi görüyorum
İsmail Acar dünya çapında bir sanatçı ve eserleri birçok ünlü ismin duvarlarını süslüyor. Bunlar arasında çok popüler şarkıcılar, film yıldızları ve krallar var. Ancak Acar'ın samimi ve mütevazı tavrı sanatında her zaman ilk göze çarpan unsur oluyor. Eserlerindeki ihtişam yansıttığı renkler ve sanat anlayışından geliyor. Sanatçının ölmeden önceki son ana kadar hep yeni bir şeyler aradığını söyleyen Acar, “Michelangelo'nun şiirlerini okumuştum. Çok etkilendim, her geçen gün bir eksiklik hissediyor. Sanatçının içinde bulunduğu şey bir hakikat arayışı. Tasavvuftaki bir dervişin yolculuğu gibi. Bulduğun nokta yoktur. Adım adım yaklaşırsın. Ulaşamadıkça da kendinle uğraşıyorsun. Bu, modern sanatçılarda çok yok. Michelangelo'yu derviş gibi gördüm” diyor.