Türk Maarif Ansiklopedisi artık internette

“Maarif sadece eğitim anlamına gelmiyor; eğitimle beraber onun etrafındaki kültür dairelerini de içine alan daha geniş bir anlam alanı var bu kelimenin.Bu ansiklopedi böyle bir anlayışla hazırlandığı için oldukça kapsayıcı. Bu alanda ilk özgün yerli ansıklopedi olması ayrı bir değer taşıyor."

Âlim Kahraman
Arşiv.

8 Ocak 2025 günü, Türkiye Maarif Vakfı’nın Üsküdar Altunizade’deki yerinde, bilim adamları ve basın mensuplarından oluşan bir topluluk huzurunda, çoktandır hazırlıkları süren ve altı büyük cilt tutan Türk Maarif Ansiklopedisi’nin tamamlandığı haberi verilerek tanıtımı yapıldı.

Bir ansiklopedi kolay ortaya çıkmıyor. Bir defa bir irade ortaya koymak gerekiyor. Sonra maddî ve ilmî alt yapının hazırlanması lazım. Bu çalışmada da Türkiye Maarif Vakfı’nın ve Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) değerli yöneticileri Prof. Dr. Birol Akgün ve Prof. Dr. Muzaffer Şeker kurumları adına o iradeyi ortaya koydular, gerekli alt yapının oluşturulması için imkanlar hazırladılar. Bir “icracı” gerekiyordu, o görevi de belki projenin adlandırılmasında da pay sahibi olan Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili üzerine aldı. 2020 yılında küçük bir icra heyetiyle ilk adımlar atıldı.

İçeriğin ortaya çıkmasında hem ilmî, hem de teknik bakımdan bir uzmanlar kadrosu gerekir. Hazırlanacak olan ansiklopedi maarif/eğitim alanının kapsamı içinde olduğundan sadece eğitimci değil, aynı zamanda eğitim bilimci de olan bir kadronun oluşturulmasını zorundu kılıyordu. Bu noktada da başta Prof. Dr. Mustafa Gündüz olmak üzere eğitim bilimci hocalara büyük iş düştü.

Modern anlamıyla “ansiklopedi”nin üç-dört yüz yıllık bir geçmişi var; Batıdaki “aydınlanma”nın kökeninde ansiklopediler var. Bizde ise bu süre geriye doğru yüz elli yılı bile bulmuyor. Bizim XIX. yüzyıldaki “yenilik” hareketlerimizin arkasında da ansiklopediler bulunuyor. XIX. yüzyılın son çeyreğindeki yayınları, dergileri besleyen birincil kaynaktır ansiklopedidir. Diyelim ki Ahmet Midhat Efendi.. Zekası, iş bilirliği ve yazı yeteneğini unutmadan söylüyorum, onu Ahmet Midhat yapan ana unsur, kütüphanesinde dizi dizi duran Fransızca ansiklopedi setleridir. Onlara yaslanmaktadır Midhat Efendi.

TERCÜME ANSİKLOPEDİDEN GÜNÜMÜZE

Ya Türkçe ansiklopediler! Onların geçmişi daha da yeni. Bizde Türkçe ansiklopedicilik de uzun süre tercüme üzerinden yürüdü. 1980’li yıllarda bu tercüme ansiklopedicilik zirve noktasına ulaştı. Gazeteler bile tabak-çanak yanında Batı dillerinden tercüme edilmiş ansiklopedileri okuyucularına dağıtarak tirajlarını yükselttiler. Bunlar bir taraftan bakılınca doğal gelişmeler. Fakat “telif” ansiklopediler nerede? Milli Eğitim Bakanlığı Batılılar tarafında hazırlanan İslam Ansiklopedisi’ni Türkçeye çevirmeye 1940 yılında başlamış, bu ansiklopedinin çevrilerek yayımının tamamlanması elli yıla yakın bir süreyi (1987) içine almıştı. Geçmişten bu yana, yarım da kalsa bazı yerli ansiklopedi girişimleri de bulunmaktadır. Bunların en kapsamlısı ve orijinali Diyanet Vakfı tarafından otuz yıla yaklaşan bir süre içinde tamamlanan kırk altı ciltlik Diyanet İslam Ansiklopedisi’dir (DİA). Bize kendimizi, oryantalist zihniyetin çarpık aynalarında seyrettiren İngilizce İslam Ansiklopedisi’ne duyulan tepki birikimlerinin de bir rolü vardır elbet temelinde. Ancak bu tepkiye indirgenemez DİA. Bir medeniyet iklimi sere serpe ortaya konuldu bu ansiklopediyle.

BİLGİ VE TECRÜBE AKTARIMI

Bu yazının konusu olan Türk Maarif Ansiklopesi’nin varlık bulmasının arkasında, DİA tecrübesinin olduğu söylenebilir. Her işte olduğu gibi ansiklopedicilikte de o işin geçmiş birikimi önemli bir yer tutar. Maarif Ansiklopedisi’nin ortaya çıkmasında rol üstlenen bazı elemanlar, Ansiklopediciliği teknik olarak bilen eski DİA elemanlarıydı. Onlar en azından, eski tecrübeleriyle yürünecek yolu kısaltmış oldular. Fakat asıl sınavı büyük oranda eğitim bilimcilerden oluşan bilim heyeti üyeleri ve madde yazarları vermiş oldu. Onların önceden bir ansiklopedi tecrübeleri yoktu. Makale yazmakla ansiklopedi maddesi yazmak arasında bazı farklar vardır çünkü. Ansiklopedicilik başlı başına bir tecrübedir. Onlar da alınlarının akıyla bu işin içinden çıkmış oldular. Bugün artık işin zor tarafı başarıldığı gibi, Türkiye Maarif Vakfı’nın bünyesinde deneyimli bir kadro da ortaya çıkmış oldu. Tanıtım günü ifade edildiği üzere, Türk Maarif Ansiklopedisi, bundan sonra, yapılan işi bu haliyle bırakmayacak. Zaman içinde ortaya çıkan yeni bilgi ve değerlendirmelerle mevcut ansiklopediyi sürekli “güncel”leyecekler. Ansiklopediler de “canlı”dır. İlk yayımlandığı haliyle bırakılırsa bir süre sonra orasından burasından eskimeye, yaşlanmaya başlar.

Maarif, sadece eğitim anlamına gelmiyor; eğitimle beraber onun etrafındaki kültür dairelerini de içine alan daha geniş bir anlam alanı var bu kelimenin. Bu ansiklopedi böyle bir anlayışla hazırlandığı için oldukça kapsayıcı. Bu alanda ilk “yerli/özgün” ansiklopedi olması ayrı bir değer taşıyor. Bunun bir anlamı da şu: Artık işin zor tarafı gerçekleştirilmiş, gövde ortaya çıkmıştır. Mevcut üzerinde düzeltmeler, bilgi ilaveleri yapılabileceği gibi yeni madde ilaveleriyle gövde de büyütülebilir.

Bilim Kurulu Başkanlığını Azmi Özcan’ın yaptığı Türk Maarif Ansiklopedisi’nin Bilim Kurulları şu isimlerden oluşmaktadır: Eğitim Bilimleri Bilim Kurulu: Mustafa Otrar (Başkan), Ahmet Emre Bilgili, Cihad Demirli, Osman Sezgin, Semih Aktekin, Yusuf Alpaydın. Eğitim Tarihi Bilim Kurulu: Mustafa Gündüz (Başkan), Ayşe Aksu, Fatih Demirel, Filiz Meşeci Giorgetti, Gülşah Eser, İsmail Aydoğan, Kurtuluş Öztürk, Mehmet Gündüz, Muhammet Altıntaş, Murat Çelik, Vehbi Baysan. Kültür ve Medeniyet Tarihi Bilim Kurulu: Coşkun Yılmaz (Başkan), Mustafa Sabri Küçükaşcı (1964-2023), Abdurrahman Aliy, Ahmet Özel, Ahmet Vurgun, Âlim Kahraman, Azmi Özcan, Banu Gürer, Bekir Berat Özipek, İlhami Yurdakul, Kudret Bülbül, Mehmet İpşirli, Ömerül Faruk Bölükbaşı, Süleyman Kızıltoprak. Bunlara Redaksiyon Sorumluları’nı da ekliyorum: Kaynakça: İsmail Özbilgin, Üslup: Âlim Kahraman İmla: İsa Kayaalp, Tashih: Metin Mergen İç Kontrol: Oğuz Kılınç. Yerim olsaydı, madde yazımıyla ansiklopediye katkı veren diğer isimleri de tek tek yazmak isterdim buraya (yedi yüze yakın isim). O zaman altı büyük ciltten oluşan ansiklopedinin bin üç yüz madde içerdiğini bunların kavram, kişi, eser, kurum, olay, dönem ve şehirlerden oluştuğunu belirtmekle yetineyim.