Türk deniz sularında popülasyonu her geçen gün artan zehirli balıklar, hem balıkçıları hem de vatandaşları korkutmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde ayağına balon balığı düşünce ölümden dönen vatandaş, hemen arkasından kıyıya vuran balon balıklarını yiyen kedilerin telef olması, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Denizlerimizin önemli bir sorunu haline gelen zehirli balıkların en çok nerelerde olduğunu, nelere dikkat edilmesi gerektiğini ve zehirli balıkların denizlerimizde artmasının nasıl engellenebileceğini Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Ateş’e sorduk.
“Marmara ve Karadeniz’de görülmeye başlandı”
Akdeniz’de insan sağlığını tehlikeye atabilen zehirli 10 tür bulunuyor. Hint Okyanusu’ndan Süveyş Kanalı aracılığıyla Türkiye’ye giren türlerin 7’si balık, diğerleri deniz kestanesi, denizanası ve benzeri organizmalar olarak biliyor. Prof. Dr. Ateş, zehirli balık türlerinde en büyük popülasyonların Doğu Akdeniz’de olduğunu belirtti.
Felç, bilinç kaybı, kalp krizi ve ölüm
Balon balıklarının yumurtaları, karaciğerleri, kas ve derilerinde Tetradotoksin (TTX) bulunuyor ve bu en güçlü zehirlerden biri olarak biliyor. Zehirli balıkların insanlar tarafından tüketildiklerinde zehirlenme, felç, bilinç kaybı, solunum durması, kalp krizi gibi seyir gösterebileceğini ve ölümle sonuçlanabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ateş, aslan balığı ve sokar balığının zehirlerinin vücutlarındaki dikenlerde olduğunu açıkladı. Dikkatli tutulup temizlendiğinde etlerinin tüketilebileceğini söyleyen Ateş, özellikle sokar balıklarının ülkemizde Akdeniz ve Ege kıyılarındaki illerde tüketildiğini dile getirdi.
“Farkındalık oluşmalı, önlemler alınmalı”
Balon balıkları ve aslan balıkları da dâhil olmak üzere istilacı türlerin sayısında ve yayılımında son 4-5 senedir bir artış gözlemlendiğini söyleyen Prof. Dr. Ateş sözlerine şöyle devam etti:
Balon balığının balıkçılık sektörüne zararları
Balon balıklarının yengeç, kalamar, ahtapot gibi canlıları ve ağa takılan balıkları tükettiğini söyleyen Prof. Dr. Ateş “Balıkçının ağına takıldığında balıkçıya zaman kaybettiriyor, balıkçılık operasyonlarını güçleştiriyor, balıkçılık av araçlarına zarar veriyor ve balıkçıya ekstra bir iş gücü çıkartıyor. Ayrıca istilacı türler besin rekabetine girdikleri yerel türlere üstünlük sağlayarak, popülasyonları olumsuz yönde etkiliyor” açıklamasında bulundu.
Karaya çıkarılması ve satılması yasak: Yakılması öneriliyor
Peki Türkiye’de zehirli balık türlerine karşı balıkçılar ne yapabilir ne gibi önlem alınabilir? sorusu merak ediliyor.
Prof. Dr. Ateş sözlerini şöyle tamamladı:
“Balon balıkları ve diğer istilacı türler ile mücadele etmenin en etkin yolu eylem planları geliştirerek ekosistemlerin ve biyolojik çeşitliliğin güçlendirilmesini sağlamaktır. Av baskısı, kirlilik, kıyı ve dip tahribatı gibi nedenlerden dolayı zayıflamakta ya da yok olmakta olan yerel ekosistemler gelen istilacı türlere karşı kırılgan ve dirençli olamazlar. Bu faktörlere karşı yapılacak olan koruma çalışmaları, istilacı türlere karşı yapılacak eylem planları doğrultusunda yerel ekosistemlerin güçlendirilmesi Türkiye deniz ekosisteminin sağlığı ve sürdürülebilirliği için önem taşıyor.”