Yüzbinlerin Ayasofya heyecanı önceki gün başladı. Vatandaşlar yer bulamayız endişesi ile geceyi Ayasofya civarında sabahlayarak geçirdi. Sabah namazını da Ayasofya önünde cemaatle kıldı.
Sabah güneşin doğuşu ile birlikte de valilik tarafından belirlenen alana akın başladı. Türkiye’nin ve İstanbul’un dört bir yanından gelen vatandaşlar saat 10:00’da üst araması ile ateş ve maske kontrolünün ardından alana alındı.
Vatandaşların alana kabulü ile birlikte Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde Kur’an-ı Kerim tilaveti başladı. Güzel Kur’an okuma yarışmalarında dereceye giren hafız ve hocalar, kıraatları ile Ayasofya’nın kubbelerini inletti. Ardından tekbirler ve salavatlar getirildi. Cami içinin görüntüleri canlı olarak meydanlara kurulan dev ekranlardan izlene bildi.
TÜM ALANLAR DOLDU TAŞTI
Cuma namazına yaklaşık 2 saat kala namaz için ayrılan tüm alanlar dolunca, vatandaşlar kontrol noktalarının dışında kaldı. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, misafir girişlerinin durdurulduğunu duyurdu. Ancak vatandaşlar yine de geri dönmek yerine bulundukları yere seccadelerini sererek Ayasofya’ya yüzlerce metre uzaklıktan tekbirler getirip dualara eşlik etti.
CUMHURBAŞKANI KUR’AN OKUDU
Ayasofya Camii’nin içi de saat 11.00’den itibaren dolmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin yanısıra bakanlar, milletvekilleri ve devlet adamları namazdan yaklaşık 1 saat önce camiye giriş yaparak dualara eşlik etti. 4 minareden 4 müezzinin okuduğu selaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kur’an-ı Kerim okudu. Erdoğan, Fatiha Suresi’ni ve Bakara Suresi’nin ilk 5 ayetini okurken, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş program sonunda dua etti.
KADINLAR DA SAF TUTTU
86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde kılınan namazda kadınlar da yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve eski Başbakan Tansu Çiller’in yanı sıra programa bakanlar Zehra Zümrüt Selçuk ve Ruhsar Pekcan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un eşi Sabriye Şentop, Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un eşi Pervin Ersoy ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın eşi Hatice Nur Yerlikaya ile şehit eşleri ve anneleri birçok kadın katıldı. Namaz vaktinin girmesi ile birlikte Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin 4 minaresinden 4 müezzinle ezan okundu. Hutbeyi irat eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, daha sonra Cuma Namazı da kıldırdı. Erbaş’ın namazda Fetih Suresi’den ayetler okuması dikkat çekti. Namaz dua ve tekbirlerle son buldu.
Kılıçlı hutbe
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde 86 yıl sonra ilk hutbe okundu. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, hutbede şu ifadeleri kullandı: “Ayasofya: Fethin nişanesi, Fatih’in emaneti” başlıklı hutbesini okumak için minbere kılıçla çıktı. Allah’ın lütfu ve inayeti ile cumanın huzuru ve bereketinin Müslümanların üzerine olmasını dileyen Erbaş, bu mübarek vakitte, bu mukaddes mekanda tarihi bir ana şahitlik edildiğini belirtti. Osmanlı döneminin Fetih geleneğinde fethin sembolü olarak caminin minberine iki yeşil sancak asılırdı. Minberin giriş kısmına da kılıç konulurdu. Osmanlı’dan kalan bu geleneğe göre eski cami imam hatipleri, cuma ve bayram hutbeleri için minbere kılıçla çıkıyor. Geleneğin ardındaki hikaye ve mesaj şu şekilde: Osmanlı padişahlarının kılıç kuşandığı Eski Cami’de cuma hutbeleri kılıçla veriliyor. Türk tarihinde kılıç kuşanmanın ayrı bir önemi vardır. Merasimler düzenlenir, o an bir bakıma ölümsüzleştirilir. Tarihteki Türk devletlerinde ve Osmanlı İmparatorluğu’nda bu anın anlamı daha da bir özeldir. Padişahların kılıç kuşanma merasimleri, onların yönetimi devraldıkları, hükümdarlıklarını ilan ettikleri anlamına geliyor. Hutbeye kılıçla çıkmasını da değerlendiren Erbaş, “Fethin sembolü olan camilerde bu bir gelenektir. 481 yıl kesintiye uğramadan kılıçla çıkılmıştır. Bu geleneği bundan sonra da devam ettireceğiz İnşallah.”
Artık burası aslına döndü
Çok yakıştı
Kuş gibi uçuyorum
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması için 26 yıl mücadele eden İsmail Kandemir, “Kuşlar gibi uçuyorum ve sevinçliyim, çok mutluyum. Başardık” dedi.
Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesi için 26 yıl önce başlattığı mücadeleyi kazanarak ibadete açılmasının önünü açan Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği Başkanı İsmail Kandemir, tarihi anlara yerinden tanıklık etti.
86 yıl sonra cuma namazını kılan ve tarihi ana tanıklık eden İsmail Kandemir, Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesi için verdiği mücadeleyi anlattı:
“Ayasofya benim için bir Kızıl Elma. 1966 yıllarında Ayasofya’ya gider gizli gizli namaz kılardım. Şimdi daha açıkta namaz kılmak için buraya geldim. 1966 yılından beri devam eden bir Kızıl Elma savaşı ve savaşta galibiyet...Kuşlar gibi uçuyorum. İlk davayı 1994 yılında Danıştay’a açtım. O zaman yetkisizlikten reddedildi. Daha sonra Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği kurarak Ayasofya’nın camiden müzeye çevrilmesine ilişkin 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’nın iptali istemiyle Danıştay’a yeniden dava açtım.
TORUNUMLA GELDİM
50 tane dava açtım ve 2016 yılındaki son davayı kazandım. Kuşlar gibi uçuyorum ve sevinçliyim çok mutluyum. Başardık. Cumhurbaşkanımız’la şimdi camide konuşup saf tutacağız. Torunumla geldim. Ayasofya benim için Kızıl Elma ve erişilmesi gereken bir ideal ve bu ideali gerçekleştirdik.” Ayasofya Camii’ni ziyaretlerinin devam edeceğini belirten Kandemir, “Biz de namaz kılmaya devam edeceğiz. Mutluluk verici bir olay” dedi.
Kavuştuk
***
Türkiye’nin çeşitli kentlerinden Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde, 86 yıl sonra cuma namazını kılmak ve tarihi ana tanıklık etmek isteyen vatandaşlar İstanbul’a akın etti.Tekerlekli sandalyeyle kontrol noktasına gelen 82 yaşındaki Mustafa Güdü, Samsun’dan belirterek şöyle dedi: “Ayasofya fetih camisi. Burada 86 yıl sonra namaz kılacak olmanın heyecanını yaşıyorum. Benim için çok önemli, bu yaştan sona bir daha burada ya namaz kılabilirim ya da kılamam. Yolda biraz zorlandım ama bu hiç önemli değil.”
* Ankara’dan İstanbul’a ulaşan Elife Kemer (67): “Tek emelim Ayasofya’da bir Cuma namazı kılmaktı. İnşallah Rabbim kılmayı nasip eder. Ankara Mamak’tan buralara kadar geldim. Başkentin, Ankara’nın buraya selamını getirdim. Allah Cumhurbaşkanımız’dan razı olsun.”
* Elazığ’dan gelen Faysal Karakuş: “86 yılın verdiği özlem her şeye değer. Allah’a bin şükür ki böyle bir günü görmek bizlere nasip oldu. Çok mutluyuz.” Almanya’dan geldiler.
* Almanya’dan 2 çocuğuyla gelen İkbal Çetin: “Haberi alınca çok mutlu olduk. Bunun ötesi yok, asırlardır beklenen bir şeydi. Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun.” İkbal Çetin’in kızı Seher Çetin ise “Tarihi anı kaçırmak istemedik, burada bulunmak istedik. Onun için hemen geldik. Duyar duymaz izin aldım. Çok gurur verici. Daha önce de Ayasofya’yı ziyaret etmiştik. İbadete açık olmaması üzüyordu, açılınca mutlu olduk” diye konuştu.
* 11 yaşındaki Sakaryalı Ahmet Salih Şimşek: “Çok mutluyuz. Büyüdüğümde kendi çocuklarıma bu anı anlatmak istiyorum. Hafızlık eğitimi alıyorum, tamamladığım zaman Ayasofya’da görev yapmak istiyorum.”
GÖZYAŞLARI İLE ŞÜKÜR NAMAZI
Cuma namazının ardından camide dezenfektan işlemleri yapıldı. Dezenfektan işlemlerinin tamamlanmasının ardından ziyaretçiler kontrollü şekilde gruplar halinde camiye alındı.
Cuma namazının ardından Ayasofya Camii vatandaşların ziyaretine açıldı. Büyük bir coşkuyla 86 yıl sonra cami olarak içeriye giren vatandaşlar gözyaşlarını tutamadı. Tekbir sesleri ile camiye giren vatandaşlar şükür namazları kıldı. Cami içerisinde bulunan fresklerin beyaz bezlerle kapatıldığı görüldü. Cami içerisindeki alanlara halı döşenirken geri kalan alanlardaki çalışmaların önümüzdeki günlerde de devam edeceği öğrenildi. Vatandaşların yoğun bir şekilde Ayasofya’ya girmeye çalışması üzerine kısa süreli izdiham yaşandı. Bunun üzerine görevliler cami içerisini boşaltmak zorunda kaldı.
Yeşil sancak asıldı
Ayasofya Camii’nde ilk namaz öncesi minbere iki yeşil sancak asıldı. Sancaklar sosyal medyada büyük ilgi gördü. Binlerce kişi bu fotoğrafı farklı notlar ekleyerek paylaştı. Osmanlı İmparatorluğu fethin sembolü olarak ‘Yeşil Sancak’ kullanıyordu. Fethin sembolü olarak caminin minberine iki yeşil sancak asılır ve minberin sağ giriş tarafına kılıç konulurdu.
ERDOĞAN’DAN HAT TALiMATI
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin tabelasındaki hattın tasarımını yapan hattat Mehmet Özçay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteğini açıkladı. Özçay, “Çalışmam Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a da ulaşmış ve takdirine mazhar olmuş. Ancak kendisi tapu kaydındaki şekliyle ‘Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ şeklinde yazılmasını istedi. Ben de bu şekil üzerinde yoğunlaştım ve nihayet klasik usulde celi sülüs hattıyla hicri 1441 (miladi 2020) tarihli bu hat istifi ortaya çıktı” dedi.
İNCE NAMAZI MEYDANDA KILDI
CHP eski milletvekili Muharrem İnce de cuma namazını kılmak için Yalova’dan İstanbul’a geldi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın kendisini cuma namazı için Ayasofya Camii’ne davet ettiğini belirten Muharrem İnce, namazını caminin dışında Ayasofya Camii ve Sultanahmet Camii arasındaki bir meydanda vatandaşlarla birlikte kıldı. Yere serilen seccadede namazını kılan Muharrem İnce bir süre ceketiyle güneşten korunmaya çalıştı.
ALTUN’DAN 24 TEMMUZ PAYLAŞIMI
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Altun, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin ibadete açılmasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bir videoya da yer verdiği paylaşımda şunları kaydetti: “24 Temmuz 1999. Recep Tayyip Erdoğan şiir okuduğu için girdiği Pınarhisar Cezaevi’nden çıktı. Ve 24 Temmuz 2020’de ülkenin Cumhurbaşkanı olarak Ayasofya Camii’nin zincirlerini kırdı. Hamdolsun... Allah ondan razı olsun...”
Kalbimizde Yasin zihnimizde Fetih
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde kıldığı cuma namazı sonrası sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Albayrak, “Bugün Müslüman kardeşlerimizle diz dize, Alınlarımız secdede Ayasofya-i Kebir Cam-i Şerifi’ndeydik. Kalbimizde Yasin, zihnimizde Fetih... Nasib dedik, ya Nasib... Elhamdülillah” ifadelerini kullandı.
Güne dair notlar