İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nden Stacy Carolin ve ekip arkadaşlarının ABD Ulusal Bilimler Akademisi'nin çıkardığı PNAS dergisinde yayınladıkları makalede, şu ifadelere yer verildi:
"O zamanlar, sadece Sümerleri değil, eski Hint ve Mısır medeniyetlerini de eş zamanlı olarak yok eden bir iklim felaketinin meydana geldiğinden uzun süredir şüpheleniyorduk. Ancak Kızıldeniz'in sahilinde ve Umman Körfezi'nde bulduğumuz bazı çelişkili kalıntıların dışında bununla ilgili elimizde başka kanıt yoktu."
200 yıllık devlet
Bu dağılmanın nedenleri uzun zaman boyunca tarihçilerin arasında tartışmalara konu oldu. Araştırmacıların bir kısmı, Mezopotamya'daki eski düzen yanlılarının merkezi yönetimden memnun olmayıp Sargon ve soyundan gelen torunlarına karşı savaş açtıklarını düşünürken, diğer bir kısımsa bu güçlü devletinin düşmesini göçebe Gutilerin istilalarına bağlıyor.
Sonun nedeni kuraklık
Kısa bir süre önceyse bazı tarihçiler, iklim bilimcileri ve jeologlar, Sümer uygarlığının geçirdiği felaketin insan elinden değil, iklim şartlarından kaynaklandığını dile getirmeye başladı. Zira o bölgenin komşusu olan Suriye'de yapılan kazılar, milattan önce 2200 yıllarında Ortadoğu'da fiilen tüm büyük kentleri yok eden güçlü bir kuraklık dalgasının başlamış olduğu yönünde güçlü ipuçları verdi.
Mağaradaki izler kanıt sayıldı
Carolin ve ekibi, İran'ın kuzeyindeki Demavend kentinin yakınlarında yer alan bir mağarada son 5 bin yıl içinde oluşan sarkıtları inceleyerek, imparatorluğun yok oluşuna gerçekten de kuraklığın yol açtığı konusunda doğrudan kanıtlara rastladı.
Kuraklık 300 yıl sürdü
Mezopotamya'nın ilk 'süper devleti' yok eden faktörün gerçekten de iklim olduğu ortaya çıktı, zira araştırmacılar, 4.26 bin yıl önce sarkıtların büyümesinin sert bir şekilde yavaşladığını ve bunun yağışların seviyesinde keskin bir düşüşe işaret ettiğini saptadı. Araştırmaya göre büyük kuraklık yaklaşık 300'ü aşkın yıl sürdü ve sona erdiği dönem, Mezopotamya'nın yeniden doğuşuna ve Babil'in kurulmasına denk geliyor.