Son dönemde toplu intihar vakalarında kullanılarak gündem olan siyanür, internet üzerinden kontrolsüz bir biçimde satılıyor. Bu satışa dikkat çekmek üzere haber yapan muhabir arkadaşımızın internet üzerinden sipariş vererek satın aldığı siyanür, gazetemizin başına dert oldu. Haber yapıldıktan sonra poşetinden bile çıkarmadığımız siyanürü imha etmek üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla irtibata geçmek isteyen muhabir arkadaşlarımız, karşılarında muhatap bulmakta zorlandı.
KURUMLARI TEK TEK ARADIK
İlk önce İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileriyle görüşen arkadaşlarımız daha sonra Sağlık Bakanlığı’yla temasa geçti. Bu süreçte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AFAD İstanbul İl Müdürlüğü, AFAD genel merkez ile de diyaloğa geçildi. Siyanüre internet üzerinden nasıl ulaşıldığına dikkati çekmek için haber yapılacağını ilettiğimiz yetkililer, sipariş vererek muhabirimize ulaşan siyanürün nasıl imha edileceği noktasında bilgi sahibi olmadıklarını belirtti. En son ulaştığımız AFAD yetkilileri, konuyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilgilendiğini, sözkonusu siyanürün miktarına göre ücrete mukabil imha edildiğini ifade ettiler. Konuyla ilgili aradığımız Çevre İl Müdürlüğü’nün santralini aşıp derdimizi anlatmamız mümkün olmadı.
POLİS SON ÇARE
Muhabirlerimiz hiçbir kurum ve kuruluşun sahip çıkmadığı siyanür poşetini son çare 155 Polis İmdat’ı arayarak emniyet mensuplarına teslim etmek istedi. Ancak burada da son günlerde siyanürle intihar vakalarının gündemde olması nedeniyle olayın adli boyutta incelenmesi gerektiği yanıtıyla karşılaştılar. Gazete binasına ilk önce genel hizmet polisleri ardından Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri gelerek bilgi aldı. Siyanürün hangi tarihte, hangi şartlarda sipariş edildiği konusunda bilgi alan, faturaları ve yaptığımız haberi inceleyen ekipler savcılığı da konuyla ilgili bilgilendirdi.
PAKET KORUMAYA ALINDI
Polislerin ardından gazeteye AFAD ekipleri geldi. Özel kıyafetlerle ambalajından bile çıkarmadığımız maddeyi inceleyen ekipler, çevreyi emniyet altına alarak kimyasal sızıntı olup olmadığını ölçtü. Herhangi bir sızıntı olmadığını tespit ettikten sonra siyanürü muhafazalı bir poşete koyup polis ve gazetemizin avukatının da imzaladığı bir tutanakla tekrar bize teslim etti! Maddede bir sızıntı olmadığı için müdahale edemeyeceklerini, özel izinli atık imha firmaları tarafından ücreti mukabilinde imha ettirmemiz gerektiği ifade edildi. Siyanür maratonu bununla da bitmedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İSTAÇ dahil bir çok kurumu aramamıza rağmen netice alamayınca Kocaeli’de imha ile yetkili bir firmaya ulaştık. Ancak yine prosedürler karşımıza çıktı. Önce İl Çevre Müdürlüğü, ardından da ilgili firmaların formlarını doldurup imha için fiyat teklifi aldık. Kabul edince siyanürü teslim sürecini başlattık...
Ailelerini öldürdüler
Son zamanlarda siyanürle ölümlerde ciddi artış yaşandı. 27 Mart’da Denizli’de intihar eden üniversite öğrencisi Ali Çelik’in siyanür içtiği ortaya çıkarken, aynı şekilde 9 Mayıs’ta İstanbul’da da Necla Köker siyanür içerek intihar etmişti. 14 Mayıs’ta ise İzmir’de şizofreni teşhisi koyulan Mahmut Can Kalkan, annesi Fatma Kalkan ile babası Mehmet Kalkan’a siyanürlü şerbet içirip ölmelerine sebep olmuştu. İstanbul’da 4 kardeş siyanürle toplu intihar ederken, yine İstanbul’daki bir işadamı maddi sıkıntı nedeniyle ailesini siyanürle öldürdü.