Bu sayfada sinemanın meseleleri, tartışmaları konular, gündem olanlar ya da olması gerekenleri görüyorsunuz. Derdimiz, sinema sayfasının ülke sinema düşüncesine ve pratiğine katkı sağlaması. Bu düşünce ile hareket ettiğimizde film dili unsurlarının her başlığını genel ve özel manada ele almak gerekiyor. Kimi zaman dikkat çekmek, kimi zaman sadece soru sormak, bazen de cevap ve çözüm önerisi sunmaktır, yöntemimiz.
Bu bakış açısıyla hareket ederek film dilinin en önemli başlıklarından olan oyunculuk meselesine göz atalım isteriz.
EN BAŞTA TİYATRO VARDI!
Filmin temeli olan sahneleme hususu, sinemadan çok önce var olan tiyatro sanatının tecrübesi ile uygulandı uzun süre. O kadar etkilendi ki sinema tiyatrodan, müstakil sanat olabilmesi için tiyatrodan sıyrılması gerektiği bile konuşuldu. Nitekim ülkemizde tiyatro etkisi sonrasında “yönetmenler dönemi” dediğimiz bir aşama oluştu. Bütün dünyada böyleydi ve bu durumun en belirgin gözlendiği alan oyunculuk oldu.
TİYATRODAN SIYRILMALI MI?
Tiyatroda oyunculuk denen şeyin başlayan ve biten bir şey olması, tekrarının söz konusu olmaması, en önde oturan izleyicinin de en son koltuktakinin de duyabilmesi ve mimikleri anlayabilmesi adına ‘büyük oynamak’ dediğimiz bir durum söz konusudur. Oysa sinemada defalarca tekrar yapma imkanı vardır. Üstelik bütün izleyicilere aynı mesafededir oyuncu. Yani çok yakındır. Haliyle ‘büyük’ değil, ‘kıvamında’ oynanması gerekir.
Tiyatroda izleyici ile aynı havayı solurken, sinemada sadece teknik ekip ile bir arada olma durumları her iki yöntem arasındaki sahicilik durumunu etkiliyor, elbet. Başlangıçta sinema dezavantajlı görünse de zamanla sinema oyunculuğunun uygulaması ve felsefesi ile durum farklılaşır. Hatta sinema filmlerinde ‘tiyatral oynamak’ gibi eleştirel bir durum da söz konusudur. Nuri Bilge Ceylan’ın kamera arkası görüntülerinde çokça izlenen, oyuncularıyla münakaşaya varan, oyunculuk teorisinin gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan durum da bu tablonun bir unsurudur.
FARKLI ALANLAR VE FARKSIZLIKLAR
ÖRNEKLEMEK GEREKİRSE…
Oyunculuğun teorisi ve felsefesi noktasında derinlemesine analiz için vurgulanacak çok başlık var elbet. Her birine burada giremeyiz. Meselemiz zaten dikkat çekmek. Son olarak söz konusu sahici oyunculuk örneği olabilecek isimlerden söz edelim.
Ülke sinemamızdan bahsederek ilerleyelim…
Oyunculuk söz konusu olduğunda her daim metinlerde yer verdiğimiz ve nahif örneklerden olan isim Setsuko Hara’dır. Japon yönetmen Yasujiro Ozu filmlerinde rol alan, dönüşüm geçiren Japonya’nın yerel ve sahici tarafını temsil eden rollerde yer alan Hara, Ozu vefat ettikten sonra sinemayı da bırakır. Sadece oyunculuğu değil, iş alanını da böylece sahici bir zemindeydi.
Söz konusu Hollywood olduğunda sahici oyunculuk örneği bulmak gerçekten çok zor. Zira ticari yöntemle yapılan filmlerde hedef elbette daha çok kişinin izlemesi. Sinemasal anlatı ve yöntem meselesi ikinci planda kalır. Ancak bazı yönetmenlerin yöntem arayışına katkı sağlayabilecekleri müstesna örneklerde hakiki sinema oyunculuğu diyebileceğimiz örneklerle karşılaşabiliyoruz.