Medeniyetler beşiği Anadolu, üretimle birlikte ortaya çıkan geleneksel sanatların da merkezi olarak yüzyıllar boyunca bu toprağın insanına ilham veriyor, onu besliyor. Anadolu insanının elinde şekillenen toprak, demir, yün, bakır, ağaç hem gündelik yaşamı kolaylaştıran birer gereç olarak kullanılıyor hem de kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor. Ancak yüzyıllar içinde modernleşen toplum için bunların artık pek de bir önemi yok. Çünkü artık seri üretim var. Daha eskimeden yenisine kavuşacağımızı bildiğimiz fabrikasyon ürünler pazarlarda cirit atıyor. Yaşam standartlarımızın da değişmesiyle birlikte halihazırda el üretimi olan pek çok eşyayı kullanamıyoruz. Kullanabileceklerimizi de aradığımız her şeyi bulabileceğimiz alışveriş merkezlerinde zaten bulup satın alıyoruz. El işçiliğinin toprağa karışmasını kabullenemeyen Esnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER), 'Kaybolan Meslekler' adı altında önemli bir katalog-kitap yayımladı. Kendirci, demirci, çömlekçi, dokumacı, süpürgeci, keçeci, kalaycı, yüncü, sabuncu, tırpancı, torakçı, palancı gibi meslekler yer alıyor kitapta. Bu mesleklerin tam olarak ne yaptıklarını belli bir yaşın altındakiler zaten bilmiyor. Bilenlerin de artık umurunda değil. Ancak unutulan sadece bir meslek değil geleneklerimiz, kültürümüz. Seri olarak üretip tükettiğimiz gibi seri olarak da tükeniyoruz.
Ecdat olarak vazifemiz
'Halk Kültürümüzün temel taşlarından olan el sanatlarımız Selçuklu Devleti ile başlamış Osmanlı Devleti ile büyük bir hız kazanmış ve artık eskisi gibi ilgi görmese de bu döneme kadar ulaşmayı başarmıştır. Nasıl ki atalarımız bu kültürün yaşaması ve devamlılığını sağlamışlarsa, ecdat olarak bizim de bir takım görevlerimizin olduğunu görmemiz gerekmektedir' diyen ESDER başkanı Mahmut Çelikus, Kaybolan Meslekler kataloğunu hazırlamak için önce bir fotoğraf yarışması düzenlediklerini söylüyor. Katalogda yarışmaya katılan fotoğraflar yer alıyor.
Zamanla yarışan ustalar
Çağlar geçtikçe endüstriyel yeniliklerin üretime egemen olduğunu ve maalesef zanaat unsurunun göz ardı edildiğine de değinen Çelikus, el sanatları alanında hizmet veren ustaların zamanla ve teknoloji ile olan mücadelesine tanık olduğumuzu hatırlatıyor. Bugün kaçımız ayakkabısı delindiğinde tamirciye götürüyor ya da hangimiz bakır tenceresini kalaylatmak için kalaycının yolunu tutuyor, içimizden kaç kişi kaşıklarını kaşıkçıdan alıyor? Çelikus, 'Bugün bir zanaatkârın günlerce belki aylarca uğraştığı bir sanat eseri fabrikasyon olarak tabir ettiğimiz bir sistemle seri bir şekilde üretilebilmektedir. İşte bu teknolojik gelişimler sanatın ve zanaatın yozlaşmasına olanak sağlamakta ve bir kültürün çöküşüne zemin hazırlamaktadır' diyor.
Ustalarıyla devam ettirmek
Proje üzerinde uzun zamandan beri çalıştıklarını söyleyen Çelikus, kataloğu hazırlamaktaki amaçlarının geçmişten günümüze sürüp gelen değerlerimizi ortaya çıkarmak, kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarımızı ustaları ile birlikte devamlılığını sağlamak olduğunun altını çizerek 'Bu değerlerin korunabilmesi ve devam edebilmesi yalnızca bizim nezdimizde olması pek mümkün değildir. Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere tüm Türk halkının ve gençliğinin bu amaca ortak olması bizler açısından büyük bir ehemmiyet arz etmektedir' diyor ve herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyor.
Esnaf kültürünü yaşatmak için
ESDER, geleneksel mesleklerimizin hatta değerlerimizin yaşatılması ve devamlılığının arz etmesi adına çeşitli fotoğraf yarışmaları ve kısa film yarışmaları düzenliyor. Esnaf kültürünün yaşatılabilmesi adına aynı zamanda Ahilik Kutlamaları ve Şed Kuşanma Törenleri tertip ediyor. Bu çalışmaları özellikle Balkan coğrafyasında gerçekleştiriyor. Çünkü bu coğrafya halen Osmanlı Devletinin izlerini içinde barındırıyor ve Türk nüfusunun büyük çoğunluğu bu bölgede hayat sürüyor. Bu değerlerin yaşatılabilmesi bize en benzer kültürlerde daha rahat anlaşılıyor ve daha büyük ilgi ile karşılanıyor.