Şehrin sesleri Boğaziçi afişinde

On ikinci kez düzenlenen Boğaziçi Film Festivali’nin bu yılki afişi ilgiyle karşılandı. Kumaşlardan dikilmiş afişte Boğaz, hem festivalin hem şehrin simgesi yunuslar, tarihi yapıları ve diğer simgeleriyle resmediliyor. İstanbul'un nakşedildiği afişi, tasarımcısı Mehlika Hilal Kırca, Yeni Şafak’a anlattı. Kırca, “Her katman şehrin sesini, şiirini, hareketini, canlılığını vurgulayarak izleyicileri festivale davet ediyor” dedi.

Halime Kirazlı
Arşiv

Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı’nın 12. kez düzenlediği Boğaziçi Film Festivali, afişiyle büyük beğeni topladı. İstanbul’un simgelerinin işlendiği afişi, Mehlika Hilal Kırca tasarladı. Kırca İstanbul manzarasını işlediği afişte, şehrin silüetini oluşturan camilerden simge hayvanlarına kadar birçok imgeyi buluşturdu. Şehir kadar festivalin de simgesi olan yunuslar gözden kaçmıyor. Kumaş parçalarından yapılan çalışma, farklılığıyla hemen dikkat çekiyor. Sanatçı, afişin tasarım sürecini Yeni Şafak’a anlattı. Moda tasarımı üzerine eğitim alan Kırca, minyatür başta olmak üzere çeşitli alanlarda serbest çalışma yapıyor.

KATMANLAR FESTİVALE DAVET EDİYOR

Üsküdar’daki atölyesinde ürettiği eserleri arasında Boğaziçi Film Festivali'nin afişinin de olduğunu söyleyen Kırca, ilk kez festival afişi tasarladığını söyledi. Sanatçı, afişin davetkâr olması kadar festival ruhunu yansıtmasına da dikkat ettiğini söyledi. Esin kaynağının İstanbul olduğunu ifade eden Mehlika Hilal Kırca, “Kullandığım farklı materyal ve tekniklerle birkaç uygulama yaptım ve istişare üzerine hangisi üzerinden gideceğimize karar verdik. Üzerinde karar kıldığımız tasarım, İstanbul Boğazı’ndan yola çıkıp daha çok Haliç hattına ve en nihayetinde de Beyoğlu’na odaklanan bir İstanbul manzarası oldu. Afişte, İstanbul ve Boğaziçi’nin sonsuz ilhamından yola çıkarak Galata’nın odak olduğu bir tasarım yaptım. Şehrin hareketi, denizi, kaosu ve buna bağlı güzelliği, büyüleyici gecesi, kuşları ve festivalin sembolü yunuslar çalışmayı oluşturdu. Kumaşlarla ve dikişlerle oluşturduğum doku ve katmanlar üzerindeki martılar ve festivalin sembolü yunusların rotası, Beyoğlu’nu işaret ediyor. Her katman; şehrin sesini, şiirini, hareketini, canlılığını vurgulayarak izleyicileri festivale davet ediyor” dedi.

EL EMEĞİ GÖZ NURU ÇALIŞMA

Modanın yanı sıra minyatür eğitimi de alan sanatçı bugüne kadar aldığı ödüllere ek birçok sergide de yer aldı. El üretimi çalışmalarının insanlarda samimi ve sıcak hisler bıraktığını belirten Kırca, bu durumun etkisini şu sözlerle özetliyor: “İlham aldığım spesifik tarz, üslup ve unsurlar var diyemem. Yaşadığım şehir manzarasıyla, en sıradan detaylarıyla işlerime yansıyor. Şarkılardaki coşkun ve aşkın duygular keza filmler de öyle; bir sahne, bir görüntü ya da duyguya karşı bir selam durma olarak iş üretmemi tetikleyebiliyor.” Tematik projeler dışında doğaçlama çalıştığını dile getiren sanatçı, “Yaptığım en verimli çalışmalar doğaçlama çıkıyor. Tematik proje ya da yarışma işleri çalışmıyorsam eskizler, uzun planlamalar ve ön çalışmalar yapmayı sevmiyorum” yorumunu yaptı.

GÜLİZAR BUgün ATLAS 1948’DE