Mülteci sorunu her geçen gün çok boyutlu bir hal alıyor. Dünyanın her yerinden yeni acı hikayeler, görüntüler ve fotoğraflar yağıyor. Geçtiğimiz günlerde hepimiz El Salvadorlu Oscar Alberto Martinez Ramirez ve 23 aylık kızı Valeria’nın kıyıya vurmuş cansız bedenlerinin fotoğrafıyla sarsıldık. Meksika ile ABD’yi ayıran Rio Bravo nehri üzerinden ABD’ye geçerken yaşamını yitiren baba-kız bu yolculukların ne ilk ne de son kurbanları. ABD Başkanı Donald Trump’ın göçmen karşıtı politikalarının acımasızlığı bilinen bir gerçek. Ancak mülteci yasaları ve demokratlığıyla övünen Avrupa ülkelerinden de her gün yeni bir insanlık dışı uygulamanın haberini alıyoruz.
GÖÇMEN KURTARMAK KESİNLİKLE YASAK
Diğer tarafta tüm dünya kamuyounu meşgul eden ve hala sıcaklığını koruyan Alman Kaptan Carola Rackete’nın göçmenleri kurtardığı gerekçesiyle gözaltına alınması olayı. Sorunun temelinde İtalya’da yürürlüğe giren yeni göçmen yasası yatıyor. İtalya’nın aşırı sağcı, göç karşıtı Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Matteo Salvini geçtiğimiz aylarda göç kurallarını daha da sıkılaştıran yeni bir “güvenlik kararnamesi”ne imza attı.Yeni çıkan kararname ile birlikte İtalya’da denizden göçmen kurtaranlara ceza verilmesi kararlaştıldı. Bu karar doğrultusunda, Akdeniz’de göçmenleri kurtardığı gerekçesiyle Alman Kaptan Carola Rackete ev hapsine alındı. Akdeniz’de kurtardığı kaçak göçmenleri, İtalya Sahil Muhafaza ekiplerinin engellemelerine rağmen Lampedusa Adası’na bıraktıktan sonra ev hapsine alınan Alman gemi kaptanı Carola Rackete, daha sonra serbest bırakıldı. İtalya İçişleri Bakanı Salvini, yeni kabul ettikleri tasarı gereği, sadece kadın, çocuk ve hasta olan 10, daha sonra da iki göçmenin karaya çıkmasına müsaade etmişti. Ancak Kaptan Rackete tüm engellemelere rağmen gemide kalan 41 göçmeni de karaya çıkarttı. Salvini ayrıca, sivil toplum kuruluşu Sea Watch’un üyesi olan Alman kaptanının sınır dışı edilmesi için tüm hazırlıkların yapıldığını açıkladı. Göçmen karşıtı politikalarıyla bilinen Salvini, başka bir Rackete olayı olmaması için yeni yasa çıkaracaklarını duyurdu. Agrigento Valisi Dario Caputo da kaptan Rackete’nin sınır dışı edilebilmesi için bir kez daha savcılık tarafından soruşturulması gerektiğini açıkladı.
BİR KIVILCIM YETİYOR
En fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’de ise durumlar biraz daha farklı seyrediyor. Başlangıçta misafir olarak görülen Suriyeli sığınmacıların, ülkelerindeki iç savaşın uzaması geri dönüş umutlarını giderek azaltmış durumda.Türkiye’ye sığınmacı olarak gelen yaklaşık 5 milyon Suriyeli’den, özellikle kamplar dışında kalanlar, kentlerde ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlar yaşıyorlar. Elbette bu sorunlara bağlı olarak uyum sorunu ortaya çıkıyor. Göçmenlerle ilgili en küçük bir kıvılcım toplu linç hareketine dönüşür hale geldi. En son İstanbul Küçükçekmece’deki İkitelli mahallesinde, bir çocuğun taciz edildiği iddiaları, Suriyelilere yönelik linç girişimine dönüştü. Toplumu bu konuda bilinçlenmesi ve Suriyeliler’in ülkemize entegre olması ne kadar sürer bilinmez. Ancak sanatın bütün bu yaraları kaptacağına inananların sayısı hiç de az değil. Dünyanın her yerinde mülteci krizine karşı bir bir sergiler açılıyor. İnsanların bilinçlenmesi için sanatçılar deneyimlerini paylaşıp ruhlara dokunmaya çalışıyorlar.
75 SANATÇI KATILDI
Amerikalı sanatçılar El Salvadorlu Oscar Alberto Martinez Ramirez ve 23 aylık kızı Valeria’nın ölümünün ardından tepki olarak büyük bir sergi düzenlediler. Diğer Güneşlerin Sıcaklığı: Küresel Yerinden Olma Hikayeleri adlı sergide 15 ülkeden 75 sanatçının, küresel ölçekte yerinden edilme ve göçü inceleyen eserleri yer aldı. Sergilenen çalışmalar arasında, Afrikalı ressam Jacob Lawrence’ın 1940’lı yıllardan kalma büyük göçü izleyen Migration Serisi en dikkat çekici olanlardan. Seride, Harriet Tubman ve Frederick Douglass’ın portrelerinin yanı sıra kalabalık göçmen trenlerinin, işçi işçilerinin ve mahkeme sahnelerinin de içeren 60 resim bulunuyor. 22 Eylül’e kadar Washington’daki Phillips Collection’da gösterilen sergide, Meksika, Irak, Fas ve Brezilya gibi ülkelerin ressamlarının eserleri de yer alıyor. Amerika’da ses getiren mülteci temalı sergi ilk değil ve muhtemelen de son olmayacak. Ai Weiwei’nin Sidney’de gösterilen göçmen heykellerinden Yoko Ono’nun Manhattan’daki sanat eserlerine kadar, mülteci krizinin etrafında toplanmış binlerce sergi açıldı ve açılmaya devam edecek.