Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi 2024 yazına alışılagelmişin dışında ilginç bir sergiyle “merhaba” diyor. Açıldığı 2005 yılından günümüze, çeşitli üniversitelerle iş birliği yaparak gelenekselleşmiş sergiler gerçekleştiren Pera Müzesi’nin son sergisi “Ters Yüz PERA”. Sergi; Tahran, Osaka, Hong Kong, Berlin, İstanbul, Weimar ve Almanya’nın diğer kentlerinden 20 sanatçı, mimar ve araştırmacıyı bir araya getiriyor. Yerel ve kâr amacı gütmeyen sanat mekânlarına odaklanarak, alternatif değerler üzerine düşünüyor ve değerlendirmeler yapıyor. Serginin başlığı çok şey ifade ediyor. Ters Yüz PERA, müzeye, kurumlara, üniversiteye bir anlamda da müzenin çevresine, bulunduğu mahalleye farklı bir gözle bakma şansı veren genç bir sergi olarak öne çıkıyor. “Küreseller”, “Basamaklar” ve “Spekülasyonlar” başlıklı üç bölümden oluşuyor. “Küreseller” bölümünde ışıklı tabelaların, havuzların, Guzmania bitkisinin ve küresel kenti ak pak yıkamış olan deterjan kokusuna dair çalışmalar yer alıyor. Ayrıca bu bölüm için Pera Müzesi’nin Art Deco kafesinden ödünç alınan bir avize de sergiye katılıyor. “Basamaklar” ise Pera bölgesinin farklı basamaklar ve merdivenlerle oluşan farklı topografyasını anlatıyor. “Spekülasyonlar”da ise izleyici, sanattaki değer süreçlerini araştırmaya ve alternatif kurumsal çerçeveleri hayal etmeye davet ediliyor. Sergi ekibi bu proje için kendilerini bir kurum olarak görüyor. Bu kurumu da sergi ile adaş “Ters Yüz PERA” olarak tanıtıyorlar. Ters Yüz PERA, kendini “hem giderek birbirine bağlanan hem de parçalanan bir dünyada kurumların rolünü keşfetmek için ortaklaşa bir pratiği benimseyen bir kurum” olarak öneriyor.
Kolektif ‘Temas defterleri’
Ters Yüz PERA’nın hikâyesi tahmin edilebileceği üzere ekibin Pera Müzesi’nde Oryantalist Resim koleksiyonu ile tanışmasıyla başlıyor. Bu sergiden iki resim; 17. yüzyıla ait bir harem betimlemesi ve 1906 yılından ünlü Kaplumbağa Terbiyecisi ekibin çıkış noktası oluyor. İlk olarak 2023 yılının Kasım ayında ortak hareket etmek için kendi kurumunu kuran ekip, birlikte yürüyüşler, okumalar ve gözlemler yapmış. Deneyimlerini yazarak ve çizerek ortak defterlere kaydetmişler. 3 dakikada doldurdukları isimsiz defterleri, her gün birbirleriyle değiştirerek tam anlamıyla kolektif bir çalışma defteri oluşturmuşlar. Bu defterlere “temas dergileri” ismini vermişler. Müzenin 5. katında bu defterler de ziyaretçilerle paylaşılıyor.
Sanat dünyası ve komşuları
Ters Yüz PERA İstanbul’da bulunan sanat kurumlarına ve onların “dışına”; güncel sanat mekânlarının yanı sıra onların kentsel çevrelerine, yüksek ve popüler kültür arasında gösteriler ve sokaklar boyunca ilerleyerek bakıyor. Bu noktada Begüm Özden Fırat ve Çisel Karacebe, Dolapdere’deki yeni sanat mekânlarının kentsel etkileri üzerine düşünen bir metinle ekibe katkı sunuyor. Fırat ve Karacebe, kaleme aldıkları makalede günümüzde sanat dünyasının yalnızca sanatsal değer değil, aynı zamanda bir kentsel rant ve finansal değer de ürettiğine dikkat çekiyor. İstanbul Dolapdere’deki görece yeni bir sanat ve kültür eksenine odaklanarak sanat dünyasının dışından bakıyor. Galerilerin, sanat merkezlerinin ve çağdaş sanat müzesi Arter’in fiziki ve toplumsal çevreleriyle mimari, söylemsel ve kültürel açıdan nasıl bir ilişki kurduğunu mercek altına alıyor.