Animasyon ya da çizgi film türü sinemanın en etkili alanlarından. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle hayal gücümüzün sınırları zorlanır oldu. Peki, animasyon bizim neyimiz olur? Hollywood tekelinin yanında yerimiz neresi? Ülkemizde animasyon denince akla gelen ilk isimlerden olan Rafadan Tayfa’nın yapımcısı ve yönetmeni İsmail Fidan ile bütün bu konuları konuştuk. Elbette Rafadan Tayfa’nın başarısı ve sıradaki projeleri de sorduk. Fidan’ın gençlere de önemli tavsiyeleri oldu.
Animasyon ile ilgilenmeye nasıl başladınız?
Lisans eğitimimi KTÜ İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri Bölümü’nde alırken fotoğraf, tasarım, dizgi gibi birçok alanda kendimi geliştirmeye çalıştım ve bitirme tezimi akademisyenlerimizin de yönlendirmesi ile “Karakter Modelleme ve Canlandırma” başlığı ile hazırlamaya karar verdim. Sanırım bu bölümde ilk defa karşılaşılan bir durum. Mezun olduktan sonra bir animasyon stüdyosunda çalışmaya başladım ve kendimi bu alanda geliştirmek için gece gündüz demeden çalıştım. Yaklaşık 8 yıl gibi bir süre yurt içinde ve dışında bir projede teknik yönetmenlik yaptım. Daha sonra yeterli tecrübe ve deneyimi sağladığımı hissettiğimde kendi şirketim İSF STUDIOS’u kurdum.
ÇOCUKLAR İZLEYİCİMİZ DEĞİL, ARKADAŞIMIZ
Yakın tarihin en çok ses getiren yapımlarına imza attınız. Rafadan Tayfa’nın sinema filmi de en çok izlenen animasyon olmayı başardı. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Rafadan Tayfa bizim ilk projemiz, ilk çocuğumuz gibi adeta. O nedenle yola çıktığımız ilk günden itibaren sinema filmlerini, müzikallerini hayal ederek, planlayarak ilerledik. Tabii en baştan kurduğumuz bu kurgu bizi mahcup etmedi ve dediğiniz gibi yerli-yabancı tüm animasyon filmlerinde yaklaşık 2 kat gibi bir farkla rekorların sahibi oldu. Ama bu başarı sağlanmadan önce TRT Çocuk ekranlarında reyting rekorları kırdık daha sonra tüm Türkiye ve yurt dışında birçok şehirde müzikallerimizle arkadaşlarımıza bire bir sahada dokunduk. Sonraki adım olarak lisanslı ürünlerimizle arkadaşlarımızın bize dokunmasına imkân sağladık, yani hayatlarının bir parçası olup aileden birey olduk neredeyse. Bu arada biz çocuk kelimesini kullanmayız kendimizi çocuk gibi gördüğümüz için izleyicimiz ile iyi bir arkadaşız. Arkadaş derken izleyicilerimizi kastediyorum.
TRT ÇOCUK’TAN ÖNCE VE SONRA!
Türkiye’de animasyon sektörünün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha iyi olması için ne yapmak gerekir?
Türkiye’de animasyon sektörüne TRT Çocuk’tan önce ve sonra diye bakmak gerekir. Öncesinde küçük çapta animasyon stüdyoları vardı. TRT Çocuk yayın hayatına yaklaşık yüzde 70 yerli yapım mottosu ile başlayınca işler değişti ve ülkemizde animasyon stüdyoları kurulmaya başlandı ve daha büyük ekipler gündeme geldi. Tabii ki yurtdışı ile kıyasladığımızda halen emekleme aşamasında olduğumuzu ve dünya pazarından almamız gereken payın çok gerisinde olduğumuzu da belirtmek gerekli. Ama çok yetenekli sanatçılarımız var. Kısa zamanda daha büyük bir endüstri haline geleceğimize inancım çok yüksek. Ayrıca artık bu sektörün her alanda gelişmesi için politikaların gelişmesine teşvik ve desteklerin artmasına ihtiyacımız var.
HOLLYWOOD AYARINDA ANİMASYON İÇİN BÜTÇE VE ZAMAN GEREKLİ
Animasyon denince elbette akla Hollywood geliyor. Hollywood ayarında animasyon yapabilmemiz mümkün mü? Ya da Hollywood standardını kovalamamız gerekiyor mu?
Hollywood ayarında animasyonlar yapmak elbette mümkün fakat bunun için bütçe ve zamana ihtiyacımız var. Çünkü animasyon; içeriğinde her harfine, görüntüsünde her karesine, müziğinde her notasına önem verilmesi gereken bir süreç. Ülkemizde daha önce hiç Hollywood bütçelerinde proje yapılmadı. Öncelikle bütçe bulmamız ve yeterli sayı ve tecrübede sanatçımızı yetiştirmemiz gerekir. Yaşadığımız coğrafyada dünyaya anlatılması gereken güzel hikayeler var. Umarım bizler de bir film için bulmaya çalıştığımız 1-2 milyon dolar yerine Hollywood gibi ortalama 200 milyon dolarlık bütçeleri bir gün görürüz…
Türkiye’nin en büyük animasyon ve müzik üretim merkezlerinden birini kurdunuz. Bundan bahseder misiniz?
İSF STUDIOS halen ülkemizde sıfırdan inşa edilen ilk ve tek animasyon stüdyosu. Stüdyomuzda Türkiye’nin en büyük ve donanımlı müzik stüdyosu, en donanımlı greenbox stüdyosu, özelleşmiş bir seslendirme stüdyosu, surround miks ve mastering yapma imkânı sunan bir mastering stüdyosu, 30 sanatçının eğitim alabileceği bir akademi alanı, çalışma ofisleri, görüşme ofisleri, sosyal alanlar ve spor alanları bulunmakta. Yaptığımız iş gerçekten bu çalışma alanını fazlasıyla hak ediyor. Vizyonumuz ilerde bu akademinin tüm dünyaya yayılmasını sağlamak ve şirketimizin farklı ülkelerde de ofislerini açmaktır. Umuyoruz ki İSF STUDIOS elindeki imkanlarla uluslararası birçok projeye imza atarken ülkemizde bu stüdyoların sayısı artacaktır.
Sırada ne gibi projeler var?
Rafadan Tayfa sinema film serimizin 3. ve 4. filmlerinin yapımına başlamıştık. Aynı zamanda geliştirdiğimiz yeni projelerle uluslararası platformlarda yer almak istiyoruz. Çok yakında arkadaşlarımızla güzel haberleri paylaşacağız…
HERKES KENDİ HİKAYESİNİ OLUŞTURMALI
Gençlerin animasyona ilgisi yoğun. Sizin gibi isimlerin bu noktadaki tavsiyeleri önemli. Gençlere ne söylemek istersiniz?
Animasyon sektörümüz tüm sektörlerin kalbinde yer alıyor diyebilirim. Genç arkadaşlarımız gelecek kaygısı yaşamadan bu alana yönelebilirler. O nedenle hem kendileri hem de aileleri bu noktada emin olabilir. Gençlere tavsiyem ise herkesin kendi hikayesini oluşturmasıdır. Hayaller kurup bu hayallerin içini doldurmaları çok önemli. Vazgeçmemek ama yeri geldiğinde ısrarcı olmadan zaman vermek lazım.
HAYAT ÇOK KARMAŞIK, BASİT DÜŞÜNÜN
En mühim tavsiyem ise basit düşünmek olacak. Çünkü hayat o kadar karmaşık ki kimsenin bizim karışık fikirlerimize ayıracak vakti yok. O nedenle basit düşünülen projeler başarıya ulaşıyor. Örneğin tüm rekorların sahibi Rafadan Tayfa’nın ana fikri “Çocukluğumu Anlatacağım” kadar basit iki kelimeden oluşur. Ayrıca fırsatların deposu yoktur. O yüzden önlerine gelen fırsatları değerlendirmeleri çok önemli. Tabii şunu da belirtmek gerek, kaçan fırsatlara fazla üzülüp zaman kaybetmemeleri gerekir. Çünkü fırsatlar hiç bitmez. Bir de şunu unutmasınlar ki en büyük zenginlikleri gençlikleri ve enerjileri. Bizler şu an belli bir konumda olabiliriz ama asla onların yaşına ve enerjisine bir daha sahip olamayacağız. O nedenle bu zenginliklerinin farkında olmaları çok önemli.