Radyonun radyo olduğu yıllar. Henüz televizyon yok. Sanatçıların gerçek sanatçı olduğu günler. Seslendirme olmazsa olmaz. Radyoda tiyatro oyunları yayınlanıyor. Bir sonraki bölümü merakla beklenen radyo oyunları şimdi nostaljik bir keyif. Şimdi bu keyfi dörde katlayacak bir haberimiz var. TRT İstanbul Radyosu vefatının 31. yıldönümünde Türk edebiyatının "zarif" şairi Cahit Zarifoğlu'nun bugüne kadar yayınlanmayan radyo oyunlarını kaydetmeye başladı. Ali Düşenkalkar'ın yönettiği oyunların seslendirmelerini tiyatro oyuncuları Murat Şen, Aliye Uslu, Fulya Ergüneş, Uğur Arslanoğlu, Şerif Bozkurt, Emrah Eren, Ali Rıza Kubilay, Ekrem Tünge Denizmen ve Oya Ayşegül Prosciler gerçekleştiriyor.
GÖRMEZDEN GELİNDİ
Bir vefa örneği olarak usta şairin eserlerini radyo tiyatrosu halinde dinleyicilerle buluşturacaklarını söyleyen TRT İstanbul Radyosu Müdürü Dr. Kenan Bölükbaş, "İlk olarak Zarifoğlu'nun kaleme aldığı aslanla tilki arasında geçen olayları birçok masalla anlatan 'Katıraslan' adlı eserin seslendirmesine başladık. Zarifoğlu'nun TRT'ye 1976'da Ankara'da başladı. Son dört yılını 1983'ten 87'ye kadar TRT İstanbul Radyosu'nda geçirdi. TRT çalışanı olmasına rağmen ne hikmetse oyunlarının hiçbiri bir türlü kaydedilmemiş. Bir şekilde birilerinin ötekileştirildiği, görmezden gelindiği yıllar. Zarifoğlu da ihmal edilen şair ve yazarlarımızdan biri. Onu olması gerektiği yere taşımak istiyoruz" diyor.
FANTASTİK VE MASALSI
Zarifoğlu'nun şair kimliği daha ön planda olduğu için oyun yazarı kimliği bir parça geride kalmış. Bölükbaş, Zarifoğlu'nun 14 civarı radyo oyunu olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Fantastik ve masalsı öğeler taşıyan çocuklara yönelik oyunlar bunlar. Şu anda kayıt süreci devam ediyor. Kayıtlar bittikten sonra bir yayın tarihi belirleyeceğiz. Bu projeyi heyacanlı kılan bir diğer şey de şu; uzun yıllar radyo oyunlarının kayda alındığı C Stüdyosu bir dönem sonra radyo oyunları için kullanılamaz hale gelmiş. Radyo tiyatrosunun ihtişamlı zamanlarında açılan stüdyoyu kullanılabilir hale getirdik. Açılışını da Cahit Zarifoğlu ile yapmamız anlamlı oldu."
BİR FIRSAT OLUŞTURUYORUZ
Elbette stüdyoyu yeniden açmakla kalmayacaklarını dile getiren Bölükbaş, "Kültür dünyamıza hitap eden, değerlerimizi önemseyen başka yazarları, şairleri radyo oyunu haline getirilebilecek eserleri kaydedeceğiz. Radyo tiyatrosu olarak Zarifoğlu'nun eserlerinin yanı sıra birçok yerli ve yabancı klasik eseri de radyodan yayınlayacağız. Sırada Niyazi-i Mısri'nin eserlerinden yola çıkarak hazırladığımız bir proje var. Çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca ötekileştirildiğini, yeterince ilgi gösterilmediğini düşündüğümüz yazarlarımızın üzerinden o tozu kaldırarak tekrar dinleyicilerimizle buluşturacağız. Burada yapmaya çalıştığımız şey Zarifoğlu gibi radyo oyunları yazan değerli isimlerin eserlerini yeniden hatırlamak için bir fırsat oluşturmak istiyoruz" diyor.
ARŞİVİMİZ KIRK YIL YETER
Radyo tiyatrosu radyonun radyo olduğu yıllarda oldukça popülerdi. Şimdinin akıllı telefonlarının, televizyonun yanında nasıl bir yerde olduğunu Bölükbaş, şu ifadelerle anlatıyor: "Aslında bugün de ilgi görüyor. Aldığımız geri dönüşler hiç de fena değil. Çok ciddi bir arşivimiz var, bugün yayılamaya başlasak kırk yıl tekrar etmeden yayın yaparız. Bu oyunlara en çok ilgi gösteren kitle görme engelli vatandaşlarımız. Onlar hiç karçırmıyorlar. Çok dikkatli dinliyorlar. Sadece onlar da değil çok meraklı orta yaş üstü ciddi sayıda dinleyicimiz var. Ama biz gençlere ve çocuklara da ulaşmak istiyoruz."
Radyo oyunları geri planda kaldı
Cahit Zarifoğlu›nun kızı, yazar Betül Zarifoğlu, TRT İstanbul Radyosu›nun bu projesiyle ilgili «Orada babamla ilgili bir şey yapılması çok güzel. Nasıl bir şey olacak ben de merakla bekliyorum. Güzel niyetlerle yapıldığı belli. Şu zamandan sonra yapılması şık olur bizim açımızdan da. Babamın önce şiirleri, sonra yazıları sonra da çocuk kitapları geliyor. Radyo tiyatrosu gibi diğer alanlarda verdiği eserler doğal olarak şairliğinin ve yazarlığının yanında geri planda kalıyor. Bir yönüyle orada daha çok eser verdiği için ön plana çıktı. Bu da doğal geliyor bana» yorumunu yapıyor. Babasının kendisine çocukken kitapları imzalayarak verdiğini ifade eden Zarifoğlu, «Genelde çok kısa yazardı. Bir keresinde ‹Bir gün senin de çocuklar için yazacağını hayal ediyorum› diye yazmıştı. Bir Kur›an-ı Kerim›i de ‹Ömrü boyunca rehber edinmesi dileklerimle› diye yazıp vermişti» diyor.