Önemli isimden kritik kitap: Orta Doğu’da Türk Askeri Misyonu

Milli Savunma Bakanı Özel Kalem Müdürü Tuğgeneral Remzi Albasan kitabıyla “Orta Doğu’da yaklaşık bin yıldır devam eden adalet ve güvene dayalı Selçuklu, Osmanlı Türk devlet geleneğinin son dönemde Azerbaycan, Kosova, Bosna, Katar, Somali, Irak ve Suriye’nin kuzeyi ile Libya’da ortaya konulan yüksek siyasete dayalı faaliyetler sayesinde asli kodlarıyla buluştuğu gerçeğini ortaya koyuyor”

Orta Doğu’da Türk Askeri Misyonu

“Orta Doğu coğrafyası Türk askerini kendilerine yönelik tehditlere karşı bir teminat olarak görüyor…” Bu değerlendirmenin sahibi Tuğgeneral Remzi Albasan.

Milli Savunma Bakanı Akar’ın Özel Kalem Müdürü Tuğgeneral Albasan’ın kaleme aldığı “Orta Doğu’da Türk Askeri Misyonu” isimli kitap okuyucularla buluştu.

İşlediği konular kadar görevde olan bir general tarafından kaleme alınması dolayısıyla da dikkati çeken kitapta, Ortadoğu’nun tarihsel süreci içerisinde Mehmetçiğin teröristlere karşı kahramanca mücadelesi, bölgedeki adalet ve güvenin teminatı olduğu gerçeği gözler önüne seriliyor.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2022/11/04/02/12/resized_44b49-132e27adwhatsappc4b1mage20221104at13.jpeg

Kosova’dan Somali’ye, Bosna’dan Katar’a, Irak ve Suriye’nin kuzeyinden Azerbaycan’a ve Libya’ya kadar son 20 yılda cereyan eden olaylar kitabın temel tezini kuvvetlendirirken,

Orta Doğu’ya panoramik bir mercek tutan kitap, tarih boyunca Türkler ve Araplar arasındaki münasebetlerin boyutlarını, Türklerin Arap kültürüne kazandırdıklarını, İslamiyet’in hamiliğini yapmaya kadar giden süreci sade ve anlaşılır bir dille ortaya koyuyor.

Tuğgeneral Albasan kitabında Orta Doğu milletlerinin Türklerle beraber oldukları dönemlerde huzur ve güven içinde olduklarını, Türklerin Orta Doğu’dan ellerini çekmek zorunda bırakılmasıyla bölge halklarının kan, barut, ıstırap ve zulüm bataklığına sürüklendiğini ifade ediyor. Özellikle son yıllarda Orta Doğu’da yaşanan iç çatışmaların kan ve gözyaşının bölgede halen devam ettiği satır aralarında yer alıyor.

Orta Doğu’nun tarihteki ve günümüzdeki önemi anlatılırken bölgenin bitip tükenmek bilmeyen mücadelelere, göçlere ve istilalara sahne olduğunu hatırlatan Albasan, bu mücadelelerde pek çok millet ve medeniyetin yok olup gittiğini, bu nedenle Orta Doğu’nun otorite boşluğu yaşadığı dönemlerde adeta milletleri ve medeniyetleri yutan bir mezarlık görünümünde olduğuna dikkati çekiyor.

Tuğgeneral Albasan böyle bir coğrafyada huzur ve güvenliğin teminatı olan Selçuklu ve Osmanlıların İslamiyet’in hamiliğini yaptığını bu sayede 1,5 milyarı aşkın Müslüman toplumunun günümüzde var olabilmesinin asli unsuru olduğunu ortaya koyuyor.

“Asker-millet anlayışı”

Kitabın bir bölümünde de Türklerin askeri yönünün ne kadar güçlü olduğu Orta Asya bozkırlarına kadar uzanan bilgilerle anlatılıyor.

Kitapta Türklerin İslamiyet’i kabullerinden çok önce Orta Doğu’ya gelişleri, Araplarla temasları kapsamlı şeklide anlatılıyor. Selçukluların Orta Doğu’ya gelerek Abbasi Halifesini kurtardığı, Haçlılara karşı İslam milletlerinin hamisi olduğu belirtiliyor.

Otorite boşluğunun sonuçları

Osmanlı yönetiminde 400 yılı aşkın süre boyunca dönemsel küçük olaylar ve bazı bölgesel isyan girişimleri dışında halkın huzur, güven içerisinde yaşadığı ve adaletle yönetildiği coğrafyanın Osmanlı’nın 1918 yılında çekilmesiyle huzurun geride kaldığı bir coğrafya olduğu anlatılan kitapta, Osmanlı sonrası Orta Doğu’nun birbirine düşman küçük parçalara bölündüğü, bu otorite boşluğunun günümüzde çeşitli terör örgütlerinin ortaya çıkmasına neden olduğu belirtiliyor. Bugün Irak ve Suriye’nin kuzeyinden saldıran PKK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin de Osmanlı sonrası çizilmiş sınırların ortaya çıkardığı otorite boşluğunun bir nedeni olduğu ifade ediliyor.

Tuğgeneral Albasan tarafından Orta Doğu’yu huzur ve güvenden yoksun, otorite boşluğu içinde bırakanlara karşı Türkiye’nin bu mirasa sahip çıktığı, bugün bile Türk tarih tezine ve mirasına uygun olarak, ortaya çıkan tehdit ve tehlikelere karşı alınması gereken tedbirlerin ve mevcut siyasi-askeri gelişmelerin gereklerine uygun olarak devam ettiği vurgulanıyor.

Tarih boyunca şahadete yürüyen tüm kahramanlara ithaf edilen kitabın girişinde, Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanı, Medine Müdafii Fahreddin Paşa’nın “sır katibi” olarak bilinen Yüzbaşı İdris Sabih Bey tarafından Hazreti Muhammed (s.a.v.) için 1919’da kaleme alınan “Dünya ve Ahiret Efendimize” adlı şiir de yer alıyor.