Durmasına rağmen yeniden çalıştırılan kalbin içine konulduğu cihazın ülkemize getirilmesi için ön görüşmeler yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Süha Küçükaksu, Türkiye’de, hastaya beyin ölümü tanısı konulmadan duran kalbin nakil için kullanılamadığını anlattı.
Belli bir süre durup yeniden çalıştırılan kalp de hasar meydana gelmiş olma ihtimaliyle, nakil bekleyen hastaya takılmadığını açıklayan Küçükaksu, durduktan sonra yeniden çalıştırılabilen kalbin kullanılması nakil bekleyen birçok kalp hastasına umut olması bekleniyor.
Özel sıvılarla iyileşmesi sağlanıyor
Kalp nakli ve yapay kalpler konusunda pek çok ilke imza atan Başkent Üniversitesi İstanbul Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi’nden Prof. Dr. Süha Küçükaksu, bu yöntem ile ölen kişinin kalbinin cihaza alındığını, organ yükünden kurtarıldığını, ölenin kendi kanıyla beslenerek, yeniden atabilir hale getirilebildiğini, birtakım özel sıvılarla desteklenip, iyileşmesinin sağlanabildiği ve nakle kadar 8 saat zaman kazandırdığını anlattı.
Amerika'da ilk kez başarıldı
Prof. Dr. Küçükaksu, “Geçtiğimiz günlerde Duke Üniversitesi Kalp Nakli Bölüm Başkanı Dr. Jacob Niall Schroder ve ekibinin gerçekleştirdiği özel kalp nakli hepimizi heyecanlandırdı. Burada, dolaşım ölümü, yani kalbin durmasından sonra tekrar canlandırılarak kullanılması, ‘reanimatif’ bir kalp donörünün kullanılması, Amerika'da ilk kez başarıldı. Birtakım cihazlarla bu gerçekleştirildi” dedi.
Beyin ölümü ile dolaşım ölümü farkı
Türkiye’de organ naklinde, beyin ölümünün kriter olarak alındığını vurgulayan Prof. Dr. Küçükaksu, kalp ve solunum durmasına bağlı ölümleri ise şöyle özetledi:
Bu aşamadan sonra ülkelere göre değişen belli bir bekleme periyodu var. Amerika'da 5 dakika, Avrupa'da 10 dakika, İtalya'da 20 dakika gibi. Bu süre sonunda ‘hands off’ yani bütün tıbbi müdahale durduruluyor.
Ardından ölen kişinin ya da yakınlarının onayı varsa ki bazı ülkelerde bu onaya da bakılmaksızın, organların çıkarılması için hemen harekete geçiliyor, birtakım cihazlarla (ECMO gibi), vücudun bütün organları beslenmeye çalışılarak çıkarılıyor.
Bu sayede kalbi yaklaşık 4 ila 6 saat sonra kullanabiliyoruz. Ama bu süreyi aştığımızda sorunlar ortaya çıkabiliyor.”
Daha önce Avustralya ve İngiltere'de yapıldı
Prof. Dr. Süha Küçükaksu, daha önce Avustralya’da ve İngiltere’de de gerçekleştirilen, dolaşım ölümünden sonra kalbin yeniden çalıştırılmasıyla organın nakledilebilmesi işleminin, fizyolojiye daha uygun bir durum olduğunu söyleyerek,“Kalbi durduktan sonra yine soğuk solüsyonlarla, birtakım yerlerine kanüller sokuluyor. Aortasına, atriumlarına, ölmüş kişinin alınan kanı özel oksijenlendirilmiş bir sistemden geçirilerek, kalp perfüze ediliyor (besleniyor). Kalp, perfüzyon sonrasında yavaş yavaş güçleniyor ve kasılmaya, atmaya başlıyor makinenin içerisinde. Bu şekilde 8 saate kadar rahatlıkla nakil işlemi gerçekleştirilebiliyor” diye konuştu.
“Biz de bu cihazın ülkemize gelmesi konusunda bazı ön görüşmeler içerisindeyiz. Nisan ayında ABD’nin Atlanta eyaletinde lansmanı yapıldı. Biz de oradaydık. Ama tabii ki ekonomik bir boyutu var. Bunlar da halledilirse Türkiye'de kalp nakli donör sayısının bir miktar daha da artacağına inanıyorum. O nedenle Sağlık Bakanlığımızın bu cihazdan belli organ nakli bölgeleri için bir ya da iki tane de olsa temin etmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Böylece kalpte donör havuzu da biraz daha genişletilebilir. Bu şansı hiç bulamayan hastalar var.”