Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Bölümü öğretim üyesi Dr. Mehlika Karagözoğlu Aslıyüksek ile hazırladığı Okuma Kültürü ve Kütüphaneler ile Türk Edebiyatında Kitap, Kütüphane ve Okuma Kültürü çalışmalarından yola çıkarak ülkemizdeki kütüphane meselesini konuştuk.
- Son zamanlarda yaygınlaşan “okuma kültürü”nden tam olarak ne anlamalıyız?
Okuma kültürüne farklı yaklaşımlar var ve bu, kültür kavramının çok anlamlılığından kaynaklanıyor. Kültürü T. S. Eliot’ın ifadesiyle ‘toplumun yaşayış şekli’ olarak düşünürsek okuma kültürü için okuma alışkanlığının toplum ölçeğinde bir yaşam biçimine dönüşmesi diyebiliriz. Buna göre okuma toplumdaki bireylerde vazgeçilmez bir alışkanlık olduğunda gerçek bir okuma kültüründen söz edebiliriz.
- Peki var mı böyle bir kültür ülkemizde?
Okuma kültürünü benimsemiş insan sayımız az değil. Ama toplumun bütününde tam anlamıyla var olduğunu söylemek güç.
- Okuma kültürü üzerine yapılan çalışmalar ne durumda?
Bu konuda ciddi bir gönüllü hareketliliği var. STK’ların büyük ölçekli projelerinden öğrenci kulüplerinin kütüphane kurma projelerine uzanan geniş yelpazedeki her çalışmanın samimiyetle yapıldığı ortada. Bu gayretleri, sahile vuran denizyıldızlarını kurtarma düzeyinden yukarı çıkarmaksa birlik olmakla mümkün. Hayalim aynı amaç için çalışan tüm grupların daha kalıcı ve sağlıklı sonuçlar almak üzere organize olup beraber hareket etmesi. Türkiye’nin böyle bir harekete ihtiyacı var. Ülkemizin esenliği için farklılıklarımızı zenginlik olarak görerek topyekûn bir okuma kültürü seferberliği yapmalıyız. Bunun taslak planı, hem Okuma Kültürü Çalıştayı Kitapçığı’nda hem de Okuma Kültürü ve Kütüphaneler kitabında yayınlandı. İşin teorik kısmında ise Türkçe Eğitimi ile Bilgi ve Belge Yönetimi bölümlerinin çalışmaları var. Tabii bu kadar mühim bir konunun bilimsel olarak sürekli gündemde tutulması bir ihtiyaç. Biz de okuma kültürünü iki farklı pencereden ele alarak bilimsel literatürü zenginleştirmeye çalıştık.
- Okuma kültürüyle alakalı hazırladığınız bu iki kitabın projeleri nasıl gelişti?
Üniversite öğrenciliğimden beri üzerinde durduğum, çalıştığım ve çözemediğimiz tüm sorunlara çare olarak gördüğüm bir kavramdı okuma kültürü. Disiplinlerarası çalışmaları hep sevmişimdir. Meselelere çok boyutlu bakmak bana zevk verir. Bu sebeple İstanbul Üniversitesi’nde Bilgi ve Belge Yönetimi okurken Tarih’te çift anadal, sonra Yeni Türk Edebiyatı’nda master yaptım. Edebi metin inceleme metodolojisini okuma kültürüyle birleştirme fikri o günlerde doğdu. Yazarlar ve içine doğdukları toplum, kitaba, kütüphaneye nasıl bakıyor; bu bakış kurguya, kahramana, üsluba nasıl yansımış, bunu çok yönlü olarak incelemek istiyordum. Hece Yayınları’nın yoğun yayın takviminde yer açtığı bu kitabın hazırlıklarını yaparken, Kütüphanecilik alanında okuma kültürüne ilişkin literatür boşluğunu fark ettim. Hiperkitap’ın severek bastığı Okuma Kültürü ve Kütüphaneler de böyle doğdu. Abdullah Uçman, Fatih Andı, Dursun Ali Tökel, Hanefi Vural, Şaban Sağlık, Mehmet Ali Akkaya, Özlem Fedai, Turgay Anar, Ömer Say, Bülent Yılmaz, Coşkun Polat, Ümit Konya, Hüseyin Odabaş, İnci Önal, Erol Yılmaz başta olmak üzere değerli hocaların katkı sunduğu iki kitap da tesadüfen aynı haftanın aynı günü farklı matbaalarda baskıya gitti.
- Edebi eserlerde kitap, kütüphane gibi öğeler ile okuyan-yazan kahramanların bulunması okuma kültürünü nasıl etkiler?
Okuduklarımız zihnimize yerleşir ve bizi biz yapar. Okuyan insan kendini sevdiği kahramanla özdeşleştirir. Bu sebeple edebi eserlerde okuma eyleminin, kitap ve kütüphane unsurlarının olumlu olarak sunulması okuma kültürünü geliştirecektir.
Kütüphaneler okuma kültüründe öncü role sahip
- Okuma kültürünün gelişmesinde kütüphanelerin rolü nedir?
Kütüphaneler, okuma kültürünün inşasında öncü role sahip. Varlık sebebi toplumun bilgi gereksinimini karşılamak ve okuma kültürünü yaygınlaştırmak olan kütüphanelere önem verdiğimiz ölçüde gelişeceğiz. Okuma oranlarının yüksek olduğu gelişmiş toplumlarda düzenli olaravk kütüphanelere yatırım yapıldığını görebilirsiniz.
- Bizim kütüphanelerimiz bu rolü yerine getirebiliyor mu?
Kütüphanelerimiz bu rolü yerine getiremiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bölüm mezunu kütüphanecilerin atanması ve yeni binalar konusunda büyük adımlar attı. Ama bunlar uzun yıllara dayanan ihmal edilmişliği telafiye yetmiyor. Dünyanın çok gerisindeyiz. Türkiye’nin okuma kültürü konusunda ilerleme sağlayabilmesi için, kütüphanelerle ilgili ulusal bir hamleye ihtiyaç var. Birçok seferberlik gibi bu da başarılabilir. Ama istememiz gerek. Kütüphaneler konusunda ortak bir vizyona sahip olmalıyız. Doktorsuz hastane olmayacağı gibi kütüphanecisiz kütüphane de olamayacağını kabullendiğimizde işimiz kolaylaşacak. Her semtte çağdaş standartlarda bir kütüphane ve iki uzman kütüphaneci hedefiyle başlasak mesela, kısa sürede ülke çehresinin olumlu yönde değiştiğini göreceğiz.
Kütüphanesiz okul kalmasın projesi önemli
- Okuma kültürünün gelişmesinde okul kütüphanelerinin önemi nedir?
Okul kütüphaneleri, çocukların okuma kültürü ile büyümesi için elzem. Ancak okullarımızda ne kütüphane ne de kütüphaneci var. Geçenlerde Sayın Emine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer ve Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katıldığı bir açılışta “Kütüphanesiz Okul Kalmasın” projesi duyuruldu. Sayın MEB Bakanı, hazırlıkları yaptıklarını, dört ayda tüm okullarda kütüphane açacaklarını belirtti. Umutlandım. Demek ki değişen bir şeyler var. Demek her okulda en az bir kütüphaneci olacak. Demek 4 yıllık Bilgi ve Belge Yönetimi lisans programında okul kütüphaneciliği dersi alan gençler, mesleklerini yapabilecekler. Nitelikli kitaplar uzman kütüphaneci görüşü ile seçilecek, kataloglanacak, sınıflanacak. Çocuklar, satın alamayacakları kadar çok yayın seçeneğini okulda bulacak, kitap tercihinde kütüphaneciden öneri alacak. Söyleşiler, dinletiler, yarışmalar düzenlenecek. Öğrenciler, araştırma yapmayı, bilimsel metin oluşturmayı, alıntı kullanmayı, kaynakça hazırlamayı daha ilkokulda öğrenecekler. İntihalin yanlışlığını, bilimin vazgeçilmezliğini bilerek büyüyecekler. Okuyan, düşünen, tartışan, farklılıkları hoş gören, idealist nesiller yetişecek. Sayın Bakanlar, bu projeyi gerçek manada uygularlarsa, Türkiye’nin okuma kültürü kaderini değiştirmiş olacaklar.