"Aklıma, 'ne olacak bu memleketin hali' diye bir deyiş vardır, o geldi. Aslında bu deyiş hatırı sayılır süreden beri boş lakırdıydı, espiri konusuydu. Ama 'ne olacak memlketin hali' lafzı, şimdilerde sanki eski samimi günlerine namzet. Eskiden geri kalmışlık meselesinin sorusuydu, bu şimdilerde ise dile getirdikçe içimizi acıtan bir soru olmaya aday.
Geçen New York Times, 'Türkiye artık aşırı kutuplaştı. Acıda ve sevinçte bile birleşemiyorlar' diye yazınca hani başkalarının bizimle ilgili görüşleri daha makbul olduğundan 'vay canına' denebilecek bir hava oluştu. Konya'daki milli maç öncesinde Ankara'da ölenler için yapılan saygı duruşunda tribünlerden, ölenleri öbür tarafta gösteriyor gibi algılanabilecek sloganlar duyuldu. Yani katliam kurbanları için bir dakikalık sessizlik bile çok görüldü.
Akıl tutulması diye tanımlanan günler yaşadık. Aslında görmüş geçirmiş bir milletiz. Galiba 'ne olacak bu memleketin hali' demeye başlamadan önce her birimizin bu akıl tutulması günlerini hatırlaması, kendisini dinlemesi, kendisini dinlerken vicdanlarda oraya buraya dağılmış, unutulmaya yüz tutmuş sayısız ortak bilinç tamirlerini toplaması gerekiyor.
İşte bunun için bir şey söylemeden önce kederde ve kıvançta yeniden birlikte olabilmek adına bir şey söylemeden önce 'biraz sessizlik lütfen' diyorum."