Nihayet bu ay gençliği ele aldı: Bir gençlik hayalimiz bir gençlik politikamız var mı?

Bir gençlik politikamız var mı? Bu soruyu bir gençlik tahayyülümüz var mı şeklinde de sorabiliriz. Ülke olarak, gençliğimizin gelecekte neye benzemesi gerektiği hakkında yapılmış kapsamlı bir tartışmamız var mı diye bir soruyu da bu soruya ekleyebiliriz. Gençlik politikasının ana fikri böyle bir gençlik tahayyülüne dayanıyor. Bu tahayyül eğitime yön veriyor, okullar bu tahayyüle göre şekilleniyor. Meselenin bir boyutu da her birkaç senede bir yaşanan küresel ölçekteki dönüşümlerin ve kırılmaların, gençlik üzerinde yaptığı yoğun etkilere odaklanmaktır. Sıkça dile getirilen bir husus, kuşak kapsamının yirmi seneden beş seneye kadar düştüğü, her beş senelik farkla önceki kuşaktan farklılaşan bir kuşağın geldiğidir. Bu dinamizm ya da bir açıdan tehlikeli çırpınış, mukabil bir dinamik tahlili gerekli kılıyor. Değişen ve dönüşen gençlik hakkında, kurumların yeterince esnek olamamaları gibi bir sorunları ortaya çıkıyor. Nihayet bu ay gençlik ve gençlik politikaları üzerinde duruyor.

Nihayet bu ay gençlik ve gençlik politikaları üzerinde duruyor.

Dosya, Kübra Kuruali’nin İslam İşbirliği Gençlik Forumu Başkanı Taha Ayhan’la yaptığı söyleşi ile açılıyor. Ayhan, “İslam İşbirliği Gençlik Forumu Müslüman gençleri bir araya getirsin istiyoruz” diyor. Sümeyye Semiha Büyük ise “gençlik politikası” kavramını açıklıyor. Demet Lüküslü de yaşadığımız çağda genç olmanın belirsiz hâllerine odaklanıyor. Ahmet Özdinç dünden bugüne dünya da ülkemizde gençliğe verilen önemi, eğitim ve yaşam koşullarını tarihsel zeminde irdeliyor. Harun Ceylan “Avrupa Gençlik Politikaları ve Türkiye” başlıklı yazısında farklı ülkelerin gençlik politikalarını ve Türkiye’deki durumu masaya yatırıyor. Ayşe Aydoğdu “ideal gençlik” kavramının ne olduğunu sorguluyor. Kübra Kuruali ve Sümeyye Semiha Büyük başta Türkiye olmak üzere Afrika, Kore, Katar, Malezya gibi farklı ülkelerden gençlere, kendi ülkelerindeki gençlik politikalarını soruyor.

Nihayet’in Kayıtlar, Hayat Memat ve Kültür Atlası sayfalarında da okuru birbirinden önemli yazılar bekliyor.

Cihan Aktaş, “Ahmet Kot’un En Etkileyici Eseri” başlıklı yazısıyla Ahmet Kot kitaplığını anlatıyor.

“Mutfak Deneyleri” isimli Instagram hesabıyla tanıdığımız Kevser Çelikel, sihirli üçgenler dediği “samsı”nın hikâyesini araştırıyor.

Mehmet Emin Balcı, yetişkinlik ve çocukluk arasındaki duvarı inceliyor.

Kübra Kuruali, 6 Şubat’ta “yüzyılın felaketini” yaşayan deprem bölgesine yaptığı ziyaretten önemli notlar aktarıyor.

Yasin Taçar, Osmanlı’dan bugüne değişen Ramazan geleneklerini masaya yatırıyor.

Tevfik Furkan Akbuğa, Süheyl Ünver’in Ramazan yazılarını hatırlatıyor.

Yasin Özdemir, camilere girerken çıkardığımız “ayakkabı”yı ironik örneklerle bir metafor olarak irdeliyor.

“Evrak-ı Perişan Arasında” serisine devam eden Necati Tonga ise Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun unutulmuş bir hikâyesini paylaşıyor.

Tahsin Yıldırım Avrupa’daki büyükelçilik görevi esnasında zor zamanlar yaşayan Yahya Kemal’in farklı yönlerinden bahsediyor.

Neslihan Ünsal, Ben de Çay Parası Ödüyorum adlı kitabın yazarı Ahmet Uysal’la söyleşiyor.

Nihayet’i Türkiye’nin her yerinde gazete bayileri, seçkin kitabevleri ve zincir mağaza marketlerde bulabilir, www.birliktedagitim.com sitesinden kolayca abone olabilirsiniz.