Sahipsiz sokak hayvanlarına kurduğu doğal yaşam alanında bakım hizmeti veren Samsun Büyükşehir Belediyesi Güçten Düşmüş Hayvan Bakım Merkezinde kedileri müzikle eğiten veteriner hekimler, hayvanları yemeğe Mozart’ın ’Turkish March’ bestesiyle davet ediyor.
Sahipsiz ya da bakıma muhtaç hayvanların gözetim altına alınarak doğal yaşam alanında daha rahat yaşamaları amacıyla merkezi kuran Samsun Büyükşehir Belediyesi, 2013 yılından beri hayvanlara hizmet veriyor. Aşağı Avdan Mahallesi’ndeki 165 dönüm arazi üzerine kurulu merkezdeki 20 dönümlük alana oluşturulan Kedi Kasabası ise görenleri şaşkına çeviriyor.
Kedi Kasabası’nde 430 kedi yaşamını sürdürüyor
Kedi Kasabası’nda yüzlerce kedinin mutlu bir şekilde birlikte yaşadığını ifade eden Samsun Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Şube Müdürü Veteriner Hekim Nurhan İşler, şu şekilde açıklamada bulundu:
“Türkiye’de sokak hayvanları için farkındalık oluşturmak adına yaptığımız Kedi Kasabamız var. Kedi Kasabası veteriner hekimlerimizin uzun süre oluşturdukları deneyimler sonucunda ortaya koyduğu bir projedir. Proje kapsamında Samsun’da sokaklarda yaşayan kediler, ilçe belediyeleri tarafından toplanıp, bize getirildiğinde biz onları kısırlaştırıyoruz, bakımlarını yapıyoruz. Daha sonra da mikroçiplerini takıp, işaretlemelerini yapıyoruz. ‘Alındıkları yere bırakılması’ önceliğini gözetiyoruz.
Ancak alındıkları noktalarda yaşamlarını etkileyecek birçok etken varsa, o hayvanları kasabamızda barındırıyoruz. Bu sayımız da her geçen gün artıyor. Alanımızda şu anda yaklaşık 430 tane kedimiz yaşamını sürdürüyor. 2 binin üzerinde kediyi de doğal yaşam alanlarına geri bıraktık. Amacımız kedilerin burada yaşamasını sağlamak değil. Amacımız, sokaklarda yaşam kalitesini yitirmiş, bakıma muhtaç veya travma sonrası yaşamsal fonksiyonlarını kaybetmiş kedileri eski sağlığına kavuşturmaktır. 2 bin rakamının içerisinde de yaklaşık 600 tane kediyi de ailelere vermek suretiyle sahiplendirdik. Samsun Büyükşehir Belediyesi olarak kedilerimizin sağlıklı, mutlu bir şekilde yaşaması için gayret göstermekteyiz.”
Mozart’ı duyan kediler yemeğe koşuyor
Kedilerin yemek müziğini duyduğunda beslenme alanına koşarak yemek saatinin geldiğini anladıklarını vurgulayan Veteriner Hekim Nurhan İşler, açıklamasına şöyle devam etti:
“Kedi Kasabası deyince alan sadece kedilerin barınabileceği bir yerden ibaret değil. Kedilerin doğal yaşam alanı içerisinde kendi yaşamlarını idare edebilecekleri, kendilerini koruyabilecekleri, rüzgara karşı durabilecek, saklanabilecek, dışarıdan gelen tehditlere karşı tepki verebilecek veya diğer kedilerle birlikte yaşadıklarının huzursuz olup kendilerini kurtarabilecekleri alanı bütün olarak değerlendirdik. Kasabamızda her kedinin kendi evi mevcut. Bağımsız yaşamayı seven kediler için birey kedi evleri mevcut. Beslenme alanlarımız var, tırnak törpüleme alanlarımız var ve tuvalet alanı var. Dolayısıyla kedilerin ihtiyaç duyduğu her şey burada var. Bu alan 20 dönümlük bir arazi. Bu arazinin içerisinde hayvanlar kendi varlıklarını hissederken, bir de doğanın sesiyle birlikte müzikle neler yapabildiklerini baktık. Gün içerisinde normal slow müziklerle yaşamlarını devam ettirirken, yemek saatinde farklı, akşam saatlerinde de farklı uygulamalar şeklinde çalışma yaptık. Bunun da farkını görmeye çalıştık. 20 dönüm arazide dağınık olan kedilerin, zamana göre beslenmeleriyle birlikte müzik çağrısıyla beslenmelerini sağlıyoruz. Bu da hayvanların o dönem içerisinde besleneceklerinin farkına varmasına neden oluyor. Böylece her kedinin beslenmesini sağlıyoruz. Kedileri beslenecekleri zaman Mozart’ın müziği ile çağırıyoruz. Hayvanlar bu sesi duyunca beslenme saati olduğunu biliyorlar. Alanın hangi noktasında olursa olsunlar, açlık hissi duyan bütün hayvanlar beslenme alanı dediğimiz alana yöneliyorlar.”
Anne kediler beslenmeye gidince yavru kedileri barınağa getiriyorlar
En büyük sorunlarının yeni doğmuş yavruların ‘anneleri terk etmiştir’ düşüncesiyle barınağa getirilmesi olduğunu dile getiren İşler, şunları söyledi:
“Kedi kasabasında hayvanseverlerin kedilerle zaman geçirmesi için bir alan tahsis ettik. İnsanlar bu alanda kedilerle vakit geçirebiliyor. Ayrıca en büyük problemlerimizden bir tanesi sokaklarda terk edilmiş yavru kediler. Kedi, doğumu sokak ortasında yapmaz. Kendini bir alana saklar ve doğum yapar. Doğumdan sonra da sürekli beslenmeye gider. Uzaktan takip ederek yavrularını büyütür. Ama bizim ve çocuklarımızın aşırı meraklarından dolayı o alanlardaki 1, 5 veya 10 günlük yavruları ‘annesi terk etti’ düşüncesiyle yavruları buraya getiriyorlar. Yavrular annelerinden ayrıldığında yaşam kaliteleri düşmektedir. Bu gibi hayvanlar için de Yavru Büyütme Alanı oluşturduk. Burada da 1 günlük ile 30 günlük hayvanların bakımlarını yapıyoruz.”