R. RUVEYDA OKUMUŞ
Geçtiğimiz hafta İletişim Başkanlığı tarafından Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin hat eserlerinin dijital gösterimlerinin yer aldığı bir sergi sanatseverlerle buluştu. Marmara Üniversitesi Sultanahmet Yerleşkesi’nde açılan dijital sergide Kazasker’in imzasını taşıyan pek çok hat eseri 31 Aralık’a kadar görülebilir. Ayrıca Kuveyt Türk’ün desteğiyle Murat Özer’in kaleme aldığı Ayasofya’nın Nişanesi Kazasker Mustafa İzzet başlıklı bir eser yayınlandı. Kültür adamı merhum Ahmet Haluk Dursun’a ithaf edilen kitapta Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin hayatı, hat eserleri, musikişinaslığı, şairliği ve ilmî şahsiyeti ayrıntılı olarak ele alınıyor.
Sözü edilen sergi ve kitap vesilesiyle, Ayasofya Cami’ndeki levhalardan Washington Anıtı’ndaki mermer Osmanlı kitabesine kadar dünyanın dört bir yanında birçok eserde imzası bulunan Kazasker Mustafa Efendi’nin Osmanlı klasik eğitimiyle yoğrulan ilginç hayat hikâyesini sizler için derledik.
NEYZEN HATTAT ŞAİR BESKEKAR
Osmanlı hat sanatının en büyük temsilcilerinden biri olmasının yanı sıra neyzen, bestekâr, şair ve devlet adamlığıyla da tanınan Kazasker Mustafa İzzet Efendi, 1801’de Kastamonu Tosya’da doğdu. Babası Bostanoğulları ailesinden Seyyid Mustafa Ağa, annesi Kadiriyye tarikatının Rûmiyye kolunun pîri İsmail Rûmî’nin torunlarındandır. Babasının erken yaşta vefatı üzerine Mustafa İzzet, annesi tarafından tahsil için İstanbul’a gönderildi. Akrabası olan bir müderrisin yardımıyla Fatih’teki Başkurşunlu Medresesi’nde tahsiline başladı. Mustafa İzzet bu esnada II. Mahmud’un musâhiplerinden Kömürcüzâde Hâfız Mehmed Efendi’den dinî mûsiki dersleri de aldı.
Sultan II. Mahmud yeni inşa ettirdiği Bahçekapı’daki Hidayet Cami’ne bir Cuma selamlığı için gelişinde Kömürcüzâde talebesi Mustafa İzzet Efendi’ye bir naat-ı şerif okutur. II. Mahmud, o esnada daha 13 yaşında olan Mustafa İzzet Efendi’nin sesini ve tavrını beğenmesi üzerine Silahdar Gazi Ahmed Paşa’nın oğlu Ali Paşa’nın himâyesine verilir. Ali Paşa’nın dairesinde üç sene boyunca tahsil ve terbiye görüp hüsn-i hat ve mûsiki dersleri aldıktan sonra Mustafa İzzet Efendi Galata Sarayı’na nakledilir. Mustafa İzzet Efendi, Çömez Mustafa Vasıf Efendi’den sülüs, nesih ve rik’a hatlarında icazet alarak “İzzet” mahlasını kullanmaya başlar. Galata Sarayı’nda üç sene kaldıktan sonra 1820’de Enderûn-i Hümâyun’a kabul edilir. Enderûn’da Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’den ta‘lik hattını meşk edip icâzet alır. Hamâmîzâde İsmail Dede Efendi’den Şâkir Ağa’ya kadar devrin en büyük mûsiki üstatlarıyla beraber bulunur. Sermüezzinlik vazifesinin dışında sesi ve neyi ile huzur fasıllarına iştirak eder. Genç yaşta kabiliyetli olduğunu gösteren Mustafa İzzet Efendi, on sene boyunca sarayda kalarak ve Sultan II. Mahmud’un en yakınları arasında yer alır.
HACA GİTMEK ÜZERE SARAYDAN AYRILIR
Sarayda kayıt altında olmak onun sanatkâr ruhunu bunalttığından Mustafa İzzet Efendi saraydan ayrılmak ister. Nihayet 1830’da hacca gitmesine izin verilerek saraydan çerağ edilir. Mustafa İzzet Efendi, şeyhi Kayserili Ali Efendi ve hocası Kömürcüzade Hâfız Mehmed Efendi ile beraber hac vazifesini eda eder. Bir müddet Medine’de ardından Mısır’da bulunduktan sonra İstanbul’a döner. Mahmud Paşa Hamamı civarında bir ev satın alarak saray çevresinden uzakta sakin bir hayat yaşamaya başlar.
Bir Ramazan günü (Şubat 1832) Bayezid Cami’nde başında Nakşî tâcı olduğu hâlde Mustafa İzzet Efendi’nin kamet getirdiğini işiten Sultan II. Mahmud hizmetini terk ederek uzlet hayatına çekildiği için kendisine kızıp sürgün edilmesini ister. Hüsrev Paşa ve musahip Said Efendi’nin araya girmesiyle Kazasker Mustafa İzzet Efendi tekrar II. Mahmud’un muhabbetini kazanır. II. Mahmud’un vefatına kadar saraydaki huzur fasıllarına ney üfleyerek katılır.
EYÜP CAMİİ HATİPLİĞİ YAPAR
Mustafa İzzet Efendi, 1839’da Sultan Abdülmecid’in zamanında Eyüp Sultan Cami hatipliğine getirilir. Ayrıca Lâleli Cami Evkafı’nın kaymakamlığı da kendisine verilir. 1840’ta Bahriye Mektebi meşk hocalığı ve mektebin basmahânesinde musahhihliğini yapmaya başlar. 1845 yılının bir Cuma günü Eyüp Sultan Camii’ne giderek Mustafa İzzet’in hutbesini dinleyen Sultan Abdülmecid onu kendisine ikinci imam tayin eder. Ardından sırasıyla Anadolu ve Rumeli kazaskerliğine getirilir. 1848’de şehzadelerin yazı muallimliğine ve Veliaht Abdülaziz Efendi’nin müzakereciliğine tayin edildi. Kazasker Mustafa İzzet Efendi, hocası Yesârîzâde’nin 1849’da vefatı üzerine onun Bebek’teki yalısını satın alarak burada ikamet etmeye başladı. 1853’te padişahın imamlığından ayrılan Mustafa İzzet Efendi aynı yıl Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye azalığına getirilir. 1872’de ise nakibüleşraflık makamına nail olur.
Kazasker Mustafa İzzet Efendi, 15 Kasım 1876’da 75 yaşında iken vefat eder. Vasiyeti gereği Tophane’deki Kâdirîhâne Tekkesi’nin hazîresine defnedilir. Mezar taşı kitabesi talebelerinden Muhsinzâde Abdullah Bey tarafından celi sülüs hatla yazılmıştır. Kazasker Mustafa İzzet Efendi, öğrencisi Mehmed Şefik Bey’in teyzesiyle yaptığı evlilikten kendisi gibi hattat olan Atâullah Molla Efendi, Kazasker Tevfik Efendi ve Emine Hanım dünyaya gelmiştir.
İSTANBUL’DA VE WASHİNGTON’TA ESERLERİ VAR
Matbuada onun harfleri kullanılır
Osmanlı matbuatında 1860’lardan 1928’deki Harf İnkılabı’na Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin yazdığı nesih harfler kullanılmıştır. Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin yazdığı İslam âleminin en sanatkârane matbaa harfleri hem matbaacılık hem de hat sanatı tarihimiz için son derece önemlidir. Kazasker’in nesih harfleri 1994’te Hollanda’da Thomas Milo tarafından font hâline dönüştürülerek günümüzde de yaygın kullanımı devam etmektedir.