Murtaza’nın fabrikasından Müzenin en büyüğüne

Adana Milli Mensucat Fabrikası, Türkiye’nin en büyük müzesine dönüştü. İlk etabı Arkeoloji Müzesi olarak 2017 yılında açılan müzenin, tarım, sanayi ve kent müzeleri bölümleri yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılacak. Yazar Orhan Kemal’in 1946’da muhasebeci olarak çalıştığı fabrika, “Murtaza” kitabındaki Bekçi Murtaza karakterinin de esin kaynağıydı.

Sevda Dursun
Adana Milli Mensucat Fabrikası.

Adana’da 1907 yılında inşa edilen iplik fabrikası, şimdilerde Türkiye’nin en büyük müzesine dönüştü. Türkiye’nin ilk 10 sanayi kuruluşundan biri olan yapı, sanayi binalarının kültür binalarına dönüştürülmesinin en önemli örneklerinden. Birçok farklı alanı içinde barındıran müzeyi ziyaret eden bir kişi, şehrin tarihini, kültürünü, sanatını, eğitimini ve sanayisini bir arada görme imkanı bulacak. Yazar Orhan Kemal’in 1946’da muhasebeci olarak çalıştığı fabrika, “Murtaza” kitabındaki Bekçi Murtaza karakterinin de esin kaynağı.

YARIN AÇILIYOR

Cumhuriyet döneminde Milli Mensucat Fabrikası adını alan bina, seksenli yıllarda atıl haldeydi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlayan restorasyon sonrası ilk etabı Arkeoloji Müzesi olarak 2017’de, ikinci etabındaki Mozaik Teşhir Salonu da 2018’de ziyarete açıldı. Üçüncü etapta yer alacak tarım, sanayi ve kent müzelerinin çalışı ise yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılacak. Komplekste, Adana’nın tarım, sanayi ve kent müzeleriyle ilgili geçmişten günümüze malzeme ve ürünlerin yer aldığı toplam 26 bin 479 metrekare kapalı, 13 bin 754 metrekare açık alana sahip üç ayrı salon hazırlandı. İçinde narenciye bahçesinden, açık hava sinemasına kadar birçok unsuru barındıran, Türkiye’nin en büyük yaşayan müzesini Adana Müze Müdürü Nalan Çopuroğlu Yastı ile gezdik.

Nalan Çopuroğlu Yastı

BİRDEN FAZLA ÇEŞİT

1924 yılında kurulan ve çok zengin eser koleksiyonuna sahip Cumhuriyet’in ilk müzelerinden olan Adana Müzesi de birçok bina değiştirdikten sonra nihayet kalıcı bir yere yerleşecek. Tarihi Adana Müzesi, Hatay ve Zeugma Mozaik müzelerinden önce açıldığı için bölgedeki eserlere de ev sahipliği yapıyordu. Bu sebepten dolayı dönemsel özellikleri taşıyan zengin bir koleksiyona sahip olduğunu söyleyen Çopuroğlu, şunları aktarıyor: “İstanbul Arkeoloji ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden sonra Türkiye’nin en zengin koleksiyonuna sahip müzesi. Şimdi de Türkiye’nin en büyüğü ve aynı anda hem arkeoloji hem kent hem tarım hem sanayi hem fabrikaya atıfta bulunan Milli Mensucat Müzesi. Her konudan bir parça ekledik ki Adana’ya gelen; şehrin tarihini, kültürünü, eğitimini, sanayisini, buranın yetiştirdiği yazar, şair, sanatçısını görebilsin. Bunların yanı sıra süreli ve daimi sergilere ev sahipliği yapacak salonlarımız var. Müzeyi gezmeye gelen ziyaretçilerin oturup dinlenebileceği kafe ve restoranlar da mevcut.”

ÖNCE PAMUK VARDI

Pamuk üretiminin Adana sanayisinin gelişimine katkısı çok büyük. Sanayi Müzesi’nde Sanayi Devrimi ile başlayan makineleşme ve pamuğun iplik haline gelmesi, Milli Mensucat Fabrikası’ndaki iplik üretme bölümünde işleniyor. İplik hale gelen pamuğun tekstile, ardından kıyafete dönüşümü de geçmiş yıllardan başlayarak sergileniyor. Kent Müzesi salonunda Adana’nın kentleşme sürecinin önemli yapılarına ait maketler, çeşitli meslek grupları canlandırmaları ile şehrin Milli Mücadele’deki yeri konu ediliyor. Tarımla ilgili hazırlanan salonda ise, Çukurova’nın pamuk, narenciye, karpuz, ayçiçeği, şeker kamışı gibi en önemli tarımsal ürünlerin canlandırılması yer alıyor.

HAYAT
Müziğimiz dünyanın radarına girecek

HAYAT
İznik Müzesi'nde 8 bin yıllık ayak izi: İlk kez sergilendi