Milletimiz çabuk unutuyor

FETÖ yanlısı askerlerin karşısına kahramanca çıkan şehit ve gazilerimizin hatırası “Hafıza 15 Temmuz Müzesi”nde yaşatılacak. Şehit Ömer Halisdemir’in eşyalarının yanı sıra birçok şehit ve gazimize ait telefon, cüzdan, anahtar, ayakkabı, motorsiklet, otomobil müzede yer alıyor. Müzeyi birlikte gezdiğimiz Şehit Burak Cantürk’ün babası Elyesa Cantürk, “Asker halkını vurmaz diye indik sokaklara. Ama karşımızda bizim askerimiz yokmuş. Başkanımız Erdoğan durduğu sürece unutturmamak için uğraşıyor ama bizim milletimiz çabuk unutuyor” diyor.

İlker Nuri Öztürk
Hafıza 15 Temmuz Müzesi

15 Temmuz ihanet gecesinde yaşananlar, darbeye ve sömürüye dur diyen gerçek kahramanların destanı, “Hafıza 15 Temmuz Müzesi”nde bir araya getirildi. Müzede darbecilere karşı gösterilen direniş, bütün yönleriyle anlatılıyor. Müze, hain kalkışmanın en kanlı yerlerinden biri olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu Yakası çıkışında bulunan Şehitler Anıtı’nın yanına inşa edildi. Videolarla o gecenin anlatıldığı müzede aziz şehitlerimizin hatırasını yaşatmak için hazırlanan akıllı ekranlar sayesinde ziyaretçiler, şehitlerimizin hayatlarını okuyup onları daha yakından tanıyabilecekler. Şehit Ömer Halisdemir’e ait Özel Harekat beresi ve kama, birçok gazi ve şehidimizin kurşun isabet eden telefon, cüzdan, anahtar, fotoğraf, motorsiklet kaskı da müzenin anlamlı parçaları arasında. Giydiği üniformanın ağırlığından habersiz asker müsveddelerinin milletin üzerine attığı mermi, fişek ve top gibi mühimmatlar da müzede yer alıyor. Müzenin en duygusal yeriyse şehitlerimizin ayakkabılarının yer aldığı bölüm. Hafıza’yı, 15 Temmuz Derneği öncülüğünde şehit yakınları ve gazilerimizle gezdik.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2019/07/27/03/33/resized_51398-963d55d1sehitailelerihafizada20.jpg

YİNE BAŞ BAŞA KALDIK

“Göreceklerin senin hikayendir” uyarısıyla karşılandığımız müze turu, günlerden bir gün gibi, her şeyden habersiz 15 Temmuz sabahına uyanan Rizeli çaycıların, Bingöllü çobanların, memurların, öğrencilerin olduğu video ile başlıyor. Elliye yakın şehit yakını ve gaziyle beraber müzeyi geziyoruz. Ufak söylentilerin, kısa görüntülerin geldiği anlarla devam eden müze turu darba hazırlığı ve saldırı anlarını tekrar gözler önüne seriyor. Şehit yakınları ve gaziler arasında bakmaktan imtina edenler kadar gözünü kırpmadan öfkeyle seyredenler de vardı. Ankara Genelkurmay Başkanlığı önünde tank tarafından ezilen otomobil, kurşun izleriyle dolu olan motorsiklet ve kurşun izlerinin olduğu cam korkuluklar o gecenin şiddet dozunu gösteriyor. Türk milletinin karşısında nasıl bir niyeti bozuk zihniyetin olduğunu da yine müzeyi gezdikçe görüyoruz.

Şehit Burak Cantürk’ün babası Elyesa Cantürk de müzeyi gezenler arasındaydı. Hafıza 15 Temmuz Müzesi için “Detayları mükemmel. Güzel bir şekilde yaşatmaya çalışmışlar” diyen Cantürk, şunları söylüyor: “23 yaşındaydı oğlum, Çengelköy’e beraber gittik. Kuleli’den gelenler bizi taradılar. Asker halkını vurmaz diye indik sokaklara. Onlara silahı bırakın dedik ama karşımızda bizim askerimiz yokmuş. Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan durduğu sürece unutturmamak için uğraşıyor ama bizim milletimiz çabuk unutuyor. Sağolsun o sahip çıkıyor. Üç sene oldu, unuttular galiba, öyle sanıyorum. Seçimde birleşenler oldu, biz yine baş başa kaldık. Bir şeyler görüyoruz ama vatan sağolsun diyoruz sadece.”

SONRAKİ NESLE AKTARACAK

Tavandaki 251 beyaz kuş, vatanı için şehadete eren 251 canımızı temsil ediyor. Uzun kara duvarda ise şehitlerimizin hepsinin adı yazıyor. Kızkardeşi, abisi şehit Halil İbraim Yıldırım’ın adını ararken babası ve annesinin acısı her hallerinden belli oluyor. Acının, gençler ve büyükler üzerinde farklı etkiler bıraktığını görüyoruz. İstanbul Bayrampaşa'da şehit düşen Halil İbrahim Yıldırım’ın babası Bahattin Yıldırım, “Bizim insanımız ders almıyor. 15 Temmuz’daki ruhu bugün arıyoruz. Burayı yapandan da düşünenden de Allah razı olsun. Yeni nesiller buradan öğrenecek neler olduğunu” şeklinde konuşuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaralanan Gazi Sinan Öztürk, “Şehitlikler, bizden sonraki nesle yaptıklarımızı aktaracaktır” diyor. 15 yaşında şehadete kavuşan Mahir Ayabak’ın teyzesi Behice Kaya ise, “Çok güzel düşünülmüş, iyi yapılmış bir yer. Aynı geceyi, aynı acıları tekrar yaşıyoruz. Allah bir daha yaşatmasın” ifadelerini kullanıyor.

UNUTMAK O GECEDEN DAHA AĞIR SONUÇLAR DOĞURUR

Üzerinden 3 sene geçen kara gece, şehit ve gazilerin sayesinde aydınlığa erdi. Darbe girişimine karşı vatan savunmasına koşan herkes tek yürek olup sokağa inmişti. Unutmanın, yaşadıklarımızdan daha ağır sonuçlara neden olacağı 15 Temmuz’u tekrar yaşatan müzenin atmosferi, geçmişi hatırlatırken öfkeyi diri tutmamızı sağlıyor. Bin 500 metrekarelik müze alanında ayrıca 200 metrekarelik bir mescit bulunuyor. Dünyada 66 yılda İran, Gana, Şili, Cezayir, Yunanistan, Uganda gibi ülkelerde 531 darbe yapıldığını öğreniyoruz müzede. Sömürgeciliğin dili, hegomonya, kolonyal sömürgecilik, işgal sömürgecileri, medeni sömürgeciler adlı alanlarda ise farklı açılardan bilgiler bulunuyor. Zemzem ile şerbeti karıştırarak hazırlanan şehadet şerbetinin konduğu Osmanlı dönemine ait matara da atmosferi tamamlıyor. Müzede o geceye ait binden fazla kare var. Yapı içerisinde dünya darbeler tarihi, sömürgecilik faaliyetlerinin anlatıldığı bölümler ve toplumu bilinçlendirmeyi hedefleyen bir de kitap standı yer alıyor.

Oğul değil Cuhmurbaşkanı ilk akla geldi

Londra’da eğitimine devam eden Tayyip Ayvalıoğlu, Amerika başta olmak üzere yurt dışında düzenlenen etkinliklerde 15 Temmuz gerçeklerini anlatıyor. 1994 yılında doğan gazinin adı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geliyor. Vurulma haberini alan ailesi, “Tayyip vuruldu” denince oğullarının değil Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurulduğunu sanmışlar ve sokağa çıkmışlar. Darbe haberini alır almaz arkadaşlarıyla birlikte köprüye gelen gazi, şunları söylüyor: “İnsan vatanı, namusu ve bayrağı için yaşar. Biz de bunun bilincinde olan gençleriz. Bir amaç uğruna gidiyorsunuz namluların üzerine. Allah içinizdeki korkuyu alıyor o an. Çok şükür vatanımız ayakta, biz ayaktayız. Köprüde vurulan ilk kişi bendim. Şimdiye kadar 9 ameliyat oldum, bir sene hastanede yattım. Allah’a çok şükür ayağa kalkabildim. Bu müze, etkileyici bir yer. Şehit ailelerimiz için daha zor tabi gezmesi. Ailelere, şehitlerinin unutulmadığını göstermesi açısından da önemli bir yer burası.”

Ayakkabısı da hemen burada önümde

Hafıza Müzesi’ni “Şuurlandıran, bilinçlendirici bir yer” olarak gördüğünü söyleyen Şehit Mehmet Yılmaz’ın yakını Ayşegül Yılmaz, duygularını şu sözlerle ifade ediyor: