Masallar ruha şifadır

Sözlü geleneğinimizin en önemli değerlerinden masallar artık şehirlerde kök salıyor. Babaannesinden öğrendiği masalları il il gezerek insanlarla paylaşan Didem Köktaş, “Masalların şifa olduğuna inanıyorum” diyor.

Yeni Şafak Ayşe Özleyen

“Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde” diye başlayıp mutlu sonla biten hikayeler birçoğumuzun çocukluğunda dinlediği masalları hatırlatır değil mi? Büyüklerimizden bize aktarılan masallar bizi her dinlediğimizde bambaşka bir yolculuğa çıkarır. Kendimizi kah Kırmızı Başlıklı Kız'ın yerine koyarız kah devleri gözümüzde canlandırırız. Küçük dünyalara büyük dokunuşlar yapan masallar ise günümüzde artık farklı bir noktaya geldi. Küçük köy ve kasabalarda sadece büyükler tarafından anlatılan hikayeler yerini şehirlerde masal anlatıcıları aldı. Üstelik artık sadece çocuklar için değil, her yaştan insana masal anlatılıyor. Birçok masal anlatıcısından biri de hayatını hikaye anlatmaya adayan Edebiyat öğretmeni Didem Köktaş. İzmir'de yaşayan Köktaş, son olarak Üsküdar Nevmekan'daydı... Biz de Köktaş'ı dinlemek için oradaydık. Kapıdan girdiğimizde karşılaştığımız manzara ise insanı dinlendirici nitelikteydi. Masal başlamadan hemen önce ışıklar kapandı ve mumlar ortamı aydınlattı. Hayatını masal anlatmaya adayan Köktaş'ın serüvenini kendisinden dinleyelim.

MASALLAR EVRENSELDİR

Çocuklara ve yetişkinlere anlattığı masallarla tanınan Köktaş masala olan ilgisinin başlama hikayesini, “Çocukluğumda babaannemin masallarıyla büyüdüm. Yaşlılarla konuşmayı çok seviyordum. Onlarla her konuştuğumda bana hikaye anlatırlardı. Anneannem de bana bitkilerden çay yaparken o bitkinin hikayesi masal şeklinde anlatırdı” sözleriyle anlatıyor. Masal serüvenini yüksek lisans yaparken eğitimlerle desteklemeye karar veren Köktaş, “Üniversite yıllarımda Fransız masal gecesine gittim. Fransızca bilmememe rağmen anlatılan masaldan o kadar çok etkilendim ki... O an masalın evrensel olduğunu anladım” diyor. O günden sonra eğitimler almaya başlayan Köktaş, masal anlatıcısı Jean Porcherot ve Nazlı Çevik'ten de eğitimler almış. Farklı ekolleri denemek için İranlı hoca Sanaz Taj'dan da eğitimler almaya devam ediyor.

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/02/06/10/11/resized_0ba4a-c952eb8edidemkoktas4.jpg

ÖĞRENCİLERİMİN BAŞARISI ARTTI

“Masal anlatırken yaşıyor olmam zamanla bana empati kurmayı öğretti” diyen Köktaş, masalın kendisine katkılarını anlatıyor. Köktaş, toplu anlatılan masalların birlik ve beraberlik duygusunu arttırdığını ve en önemli mesajın umut vermek olduğunu söylüyor. Bir süre öğretmenlik yapan Köktaş, öğrencilerine dersi de masal şeklinde anlatıyor. Bu yöntemle öğrencilerinin konuları daha çabuk öğrendiklerini fark ettiğini söylüyor.

KANSERLİ ÇOCUKLARLA HAYALLER KURDUK

7'den 70'e herkese masal anlatan Didem Köktaş, kanserli çocuklara umut olmak için de kollarını sıvamış. Hasta çocuklar, refakatçi ve hemşirelere de masal anlattığını dile getiren Köktaş “Tüm çocukların masallara ihtiyacı var. Kanserli çocuklar da buna dahil. Ben de onlara masal anlatmaya karar verdim. Çocuklardan kan alınırken ben de karşılarında onlara masal anlattım ve yüzlerini güldürmeyi başardım. Onları karanlık dünyalarından bambaşka hayallere götürdüm.” şeklinde konuşuyor.

Bir çocukla dünya değişir

http://image.piri.net/resim/imagecrop/2016/02/06/10/09/resized_04403-bb5034bdmasal.jpg

Didem Köktaş kanserli hastaların yanı sıra Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen mülteci çocuklara da masal anlatıyor. İzmir'den her ay bu çocuklarla masallarını paylaşmaya gelen Köktaş, çocukların aitlik duygularını masallarla oluşturduğunu söylüyor. İstanbul'da Balat ve Cihangir'deki Derviş Baba Kahvehanesi'nde de masallarını anlatan Köktaş, " Suriye'li çocuklara Türkçe öğretiliyordu. Ben de masallarımla çocukların küçük dünyalarına ulaşarak bir katkımın olmasını istedim. Mülteci çocuklar ile buradaki akranlarını bir araya getirip masal anlattım. Artık beni ablaları gibi görüyorlar. Onların masal prensesi oldum” diyen Köktaş, masal anlatılarının yanı sıra Türkçelerinin de gelişmesine yardımcı oluyormuş.

Farklı yerlere yolculuk

Didem Köktaş, birçok şehirde kafe, hastane, yayınevi, sanat merkezi gibi yerlerde masal anlatmaya devam ediyor. Rutin olarak Ankara'da Kurtuba Kitapevi ve Düş Sokağı Sanat Merkezi'nde masal anlatıyor. İzmir'de ise Gestin Kafe, Kırk Merdiven Kafe ve Sade Yoga'da, Manisa Cafetto'da, İstanbul Nar Kendin Ol Gelişim Atölyesi, Nevmekan, Mira Kafe'de masallarını yetişkiler ve çocuklarla paylaşıyor.

Terapi gibi geldi

Köktaş'ın Üsküdar Nevmekan'da anlattığı masal dinlemeye gelenler arasından Betül Nalan Badıllı ve Elif Tanuğurla konuştuk. Yoğun iş temposundan sonra kahve içmek için Nevmekan'a gelen Badıllı ve Tanuğur, “Toplantı sonrası buraya sohbet etmek için gelmek istedik ve tesadüfen kendimizi masal dinletisinde bulduk. Masal, günün tüm yorgunluğunu üzerimizden aldı. Zihnimiz boşaldı ve bambaşka dünyalara bizi götürdü. Toplantı sonrası terapi gibi geldi diyebiliriz. Bu tür anlatılar yetişkinler için sık sık yapılmalı” diyor.