Övgü Sinem Buğan, Yüsra Betül Medik ve Kübra İllicepınar... Çiçeği burnunda bu üç doktor arkadaş, kanser hastası çocukların acılarını, onlara aldıkları küçük hediyelerle dindirmeye çalışıyor.
Kendilerini iyiliğe adayan bu “Beyaz melekler”in hikayesi, İÜ İstanbul Tıp Fakültesi'nde onkoloji tedavisi gören küçük Leyla'yı tanımakla başlamış. Bir buçuk yaşında olan ve en büyük hayali bir bisiklete sahip olmak olan Leyla'nın bu isteğini gerçekleştirmek için yola çıkan doktor adayları, bir Kandil gecesi Leyla'nın ölüm haberiyle yıkılıvermiş. O gün bugündür küçücük bedenlerde tarifi imkansız acılar yaşayan onkoloji hastası çocukların isteklerini yerine getirmek için seferber olan üç arkadaş “Leyla'dan Sonra Hareketi”ni kurarak zamanla Türkiye'deki diğer tıp fakültelerinde de etkin çalışmalara imza atmış. Yüzlerce çocuğa umut olan ve sayısız gönüllüye ulaşan iyilik elçileri, serum iğnesi takılı minik elleri sımsıkı tuturak ailelerin de en büyük destekçisi olmuş. Kimi zaman bir balon, kimi zaman patates kızartması kimi zaman da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı görmek isteyen bu çocukların yüzündeki tatlı tebessüm hem aileleri hem de doktorları deyim yerindeyse hayata bağlıyormuş. Çalışmalarına hız kesmeden devam eden ve geçtiğimiz günlerde Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Uluslararası İyilik Ödülü'ne layık görülen genç doktorlarla bir araya gelerek yaptıkları çalışmaları ve yaşadıkları hikayeleri dinledik.
SAYISIZ GÖNÜLLÜYE ULAŞTIK
“Leyla'dan Sonra Hareketi"nin başlamasına vesile olan İstanbul Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi Övgü Sinem Buğan, tedavi gören çocukların hayallerine dokunmaya başladıkları zamanı şu şekilde anlatıyor: “Biz çektikleri acılara her gün şahit oluyoruz. Bir bayram sabahı pediatrik onkoloji servisini ziyaret etmek için gitmiştik ve orada Leyla ile tanıştık. Annesi bisiklet hayalinin olduğunu söyledi. Araya sınav haftası girdi ve Leyla'nın bisikletini almayı biraz ertelemiştik. Bir kandil akşamı Leyla'nın annesinin kandilini kutlamak için aramıştım. Annesi telefonda 'Ben de şu an Leyla'nın ruhuna irmik kavuruyorum' deyince yıkıldım. Daha fazla vakit kaybetmemek için harekete geçtik.” Üç kişiyle başlattıkları projeyi zamanla yüzlerce kişiye ulaştırdıklarını söyleyen Buğan, her gün bu çocukları ziyaret ederek hayatta en çok istedikleri şeyleri öğrendiklerini ve gönüllülere bu istekleri ulaştırdıklarını dile getiriyor. Bu dileklerin arasında ise Arda Turan imzalı forma isteyen de var Cmhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la tanışmak isteyen de...
EN ÇOK ANNELER ÜZÜLÜYOR
Minik yüzlerde tebessüm görebilmek ve az da olsa moral kaynağı olabilmek için çocuklara yardım eli uzattıklarını söyleyen Buğan, bu çocukları düzenli olarak ziyaret ettiklerini ve aralarında zamanla kuvvetli bir bağ oluştuğunu belirtiyor. Doktor adayı Buğan, çocukların birlikteyken acılarını unuttuklarını ifade ediyor ve ekliyor: “Duygusallığı genellikle anneler yaşıyor. Dışarı çıkıp bize ağlayan çok fazla anne oldu. Çocuklara belli etmesek de bizler de çok kötü oluyoruz.” Hayatında ilk kez bu yıl serum aldığını ve damar yolu açılmasının acısına dahi dayanamadığını söyleyen Buğan, bu acının çocuklar için artık basit olduğunu ve onların morfin gibi ağır ilaçlara bile dayanarak ayakta kalma mücadelesi verdiklerini sözlerine ekliyor.
İYİLİK BAĞIMLILIK YAPIYOR
Buğan, çocukların acılarını görünce kendi dertlerinin küçük olduğunu farkettiğini belirtiyor. Projenin en zor kısmının vefat haberleri olduğunu da üzülerek söylüyor. Projeye teknik alt yapı olarak destek veren Mustafa Enes Çakır ise “Ülkemizde her sabah kötü haberlerle uyanıyoruz. Biz de daha önce böyle yardımlarda bulunmamış birine küçük bir iyilik yaptırarak onların günlerini aylarını iyi geçirmelerini sağlıyoruz. Böylelikle topluma iyilik bağımlılarını kazandırıyoruz” diyor.
Bir damla umut olmak sizin elinizde
Tıp fakültesi öğrencileri başlattıkları “Leyla'dan Sonra Hareketi”nden sonra “Bir Damla Umut Olmak İster Misiniz?” projesine de adım attı. Onkoloji hastası bu çocukların kan bulmakta zorlandığını ve onlara bir nebze yardım edebilmek için projeyi başlattıklarını söyleyen Övgü Sinem Buğan, “Biz onların her türlü ihtiyacını karşılayabiliyoruz ama en çok zorlandıkları nokta kan bulamamaları... Sitemize bir form ekledik. Yardım etmek isteyen gönüllüler bu formu doldurabilir” diyor.
Gönüllüler yarışıyor
Yardım etmek isteyen gönüllüler artık öyle bir duruma gelmiş ki çocukları paylaşamaz olmuşlar. Her çocuğa hediye almak isteyen ve aralarında iyilik yarışına girenler zamanla içinde tatlı bir rekabet içerisine girmişler. Mustafa Enes Çakır, “Biz aynı gönüllünün birkaç çocuğa hediye almasına müsade etmiyoruz. Bu duyguyu herkesin tatmasını istiyoruz. Çok fazla talep var ve gönüllüler aralarında resmen yarışıyor. İyilik için tartışıyorlar” diyerek tatlı rekabetlerin yaşandığını da sözlerine ekliyor.