Mustafa Kutlu’nun Dergâh dergisinde kaleme aldığı edebiyat, kültür ve sanat yazıları, “Sel Gider Kum Kalır” başlığı altında kitaplaştı. Dergâh Yayınları’ndan çıkan eserinde Kutlu’nun, kitaplar, şiirler, şairler ve yazarlar üzerine yazdığı yazılar, 1990’dan bugüne ülkemizin sanat sergüzeştini de ortaya koyuyor. Fatma Barbarosoğlu’nun “Mustafa Kutlu ile Tenkit Üzerine” söyleşisiyle başlayan kitapta, günümüz yazarlarından birçok isme rastlamak mümkün. Söyleşide kendisinin bir münekkit olmadığını ifade eden usta yazar, bu yazıları ihtiyaca binaen yazdığını belirtiyor. Kutlu, “Dergicilik yapmaya soyunduğumuz için üzerime düşeni (düşmüyor ya) yapmaya çalışıyorum.
Tanpınar’ın özlediği ‘münekkit’ yok tabii. Yani yeter sayıda yok. Hele bizim çevreler bu alanda hayli çoraktır. Elbette bunun başta gelen sebeplerinden biri de ‘sözü edilmeye değer’ edebî eserin kıtlığıdır. Bana göre edebiyat ortamı eseri, eser edebiyat ortamını besler” diyor.
TARAF TUTMA İŞİNDE YOKUM
Kitabın arka kapağına da konulan tenkit üzerine söylediklerinde Kutlu, hakkında yazmaya değer bulduğu eserleri ele aldığını söyleyerek şunları ekliyor: “Öncelikle menfi veya müspet bir kıymet gerekiyor. Belli eğilimleri, yenilikleri, bazen ‘ilk eserleri’ kollu-yorum. Oku-duğum eser beni yazmaya zorlamalı. Bunda isimle eser arasında kalite açısından bir rabıta bulunsun isterim. Tersi de doğrudur. Yani kof bir eser propaganda ile şöhret kılınmaya çalışılıyorsa buna karşı yazıyorum.
Elbette eser sahipleri ‘olumlu’ şeyler yazılsın isterler. Bu gayet tabiidir. Kimse ‘ayranım kara’ demez. Taraf tutma, takım tutma işinde yokum. Kendi inanç, görüş ve eğilimlerime yakın eserleri sevmeye, övmeye hakkım vardır. Tabii, eğer eser de bunu hak ediyorsa. Bir daha tekrar edeyim: Yazdıklarım öznel şeylerdir. Ben bir okuyucuyum, bir münekkit değil.”