Uzman Psikolog Edagül Dursun, koronavirüsün insan psikolojisi üzerine etkilerini anlatırken kaygı bozukluğunun bu süreçte arttığına dikkati çekti.
Koronavirüsünün kendisinden çok bulaşmasından korkmasına yönelik konuşan Dursun, "Hastalığın bulaşmaması için alınan birbirinden farklı ve üretken önlemler, tatil edilen okullar, marketlerin talan edilmesi aslında kaygı seviyesinin ne kadar yükseldiğinin kesin kanıtı olarak göze çarpmakta. Yapılan haberler ve sosyal medya üzerinde yayınlanan olaylar, yalnızca insanların kaygısını arttırmaya yöneliktir. Bu nedenle de insanlar koronavirüsün kendisinden çok bulaşmasından, bulaşma ihtimalinden korkuyor demek mümkün. Çünkü tam olarak ne ile karşılaşacağı, o kişide hangi sonucu doğuracağı ve sonuçlarının ne etki bırakacağı bilinmiyor" dedi.
Çocukların ruh sağlığı olumsuz etkileniyor
Oluşan panik havasından en çok ise kaygı bozukluğu problemi olan kişilerin etkilendiğini belirten Dursun, "Her an her dakika hem sosyal medya hem de farklı birçok haber kanalı üzerinden yayınlanan haberler, her gün yolda gördüğümüz eldivenli, maskeli insanlar paniğin günden güne artmasına neden oluyor. Bu panik durumundan özellikle kaygı bozukluğu problemi olan, yoğun evhamlı kişiler ayrıca mikrobun yayılmasına karşılık temizlik takıntısına sahip kişiler oldukça etkileniyor. Bu da virüsün yayılma ihtimalini değil, paniğin arttığını gösteriyor. Aynı zamanda kontrolsüz bir şekilde yansıtılan kaygı ve yoğun evhamlı hal, çocukların şu an ki ruh sağlığını da olumsuz etkiliyor" şeklinde konuştuktan sonra şöyle devam etti:
Kişilerin birbirlerine tahammül seviyeleri azalıyor
"Bununla beraber kontrolsüz ve bilinçsizce alınmaya çalışılan tedbirler devam ediyor. Kişilerin birbirlerine tahammül seviyeleri azalıyor, yoğun stresli hal artıyor, uyku bozuklukları ortaya çıkıyor. Ayrıca panik atak yaşayan kişilerin atak sıklığı ve şiddeti artıyor. Bu nedenle klinik tabloda değerlendirdiğimizde yalnızca bedensel sağlık değil ruhsal sağlıkta bu durumdan olumsuz etkileniyor, demek çok doğru bir açıklama olur. Koronavirüs dünyanın bir gerçeği artık. Bu nedenle mücadele etmektense durumu kabullenip tedbir almakta ve yaşantınıza devam etmelisiniz. Ancak bu durum artık sizin için içinden çıkılmaz bir hal aldıysa ve kontrolünüzden çıktıysa, günlük rutininizi, mesleki ve sosyal işlevselliğinizi olumsuz etkiliyorsa profesyonel bir destek almanız gerekmektedir."
Virüsün kolektif bir travma oluşturabilir
Temizlik takıntısı olan kişilerin koronavirüs ile birlikte obsesyonları ve kompülsif dediğimiz tekrarlayıcı davranışlarında (sık sık el yıkama, dezenfektan kullanma gibi) artış görüldüğünü anlatan Dursun, "Aynı zamanda içsel dinamiklerinde yaşadıkları yoğun kaygının ürünü olan bu tekrarlayıcı davranışlar ve yansıtılan evham birçok kişiyi de korku ve paniğe sürüklemektedir. Temizlik takıntısını yoğun şekilde yaşayan birisiyle, bu yoğun süreçleri yaşamayan kişilerin etkileşimi de olumsuz olmaktadır. Kişiler yeterince önlem aldıysa bile almadıklarını düşünebilirler veya bu durum onlar içinde patolojik bir kaygıya dönüşebilir. Bu virüsün kolektif bir travma oluşturmaması adına ruhsal süreçlerinizi destekleyici önlemler almanızı öneririm" dedi.